Gİ♢3

18 15 0
                                    

Genç kız odadan çıktığında kadının gülümsemesi yüzünden silindi ama kendinden emin dik duruşundan taviz vermedi.

Yanındaki, her zaman orada olan fakat sadece kendisinin görebildiği, kişiye döndü. Psikolog kadını ve yanındaki onun ikizi gibi duran kişiyi görebilen biri, psikoloğun yanındaki bedenin bir aynanın içinde olduğunu sanabilirdi. Fakat yanılmış olurdu. Çünkü her iki kadınında bedenleri ve yüzleri aynı olsada ruhları tamamiyle farklıydı.

Gülümsemesiyle genç kızın içini ısıtan kadın şimdi asi tavrıyla ruh olarak yanında, beden olarak farklı bir alemde olan kadına söylendi. "Bir sorunumuz var, galiba."

■●

Genç kız eve vardığında direk kendini yatağa attı. Kendini hiç olmadığı kadar yorgun ve bitkin hissediyordu. Sırtüstü yatakta yataken kalbinde bir sızı hissetti. Acı kalbinden göğsüne, boynuna ve omuzlarına yayıldı.

Karanlık odada kızın çığlığı duyuldu. Sanki biri kalbine bıçak saplamış ve bedenini deşerek kalbe ulaşmaya çalışıyordu.

Fısıltı halinde bir ses duydu kız. "Küçük, siyah gülünü ver elime. Hayatın, benim gölgemin başladığı yerde. Kırmızı kalbin, kara kalbimde."

Kız zorlukla yutkunurken ağzına metal bir tat geldi. İçindeki korku çıldırmış gibiydi, bütün vücuduna insanı öldüren bir virüs gibi yayıldı. Kulakları çınlama ile dolarken ayağa kalkmaya çalıştı, işe yaramadı. Tekrar yavaşça doğrulurken geriye doğru gitti. Sırtını yatağın başlığına dayadı.

Kalbindeki acı yavaş yavaş son buldu. Karşısında kendisini görünce kız gözlerini büyüttü. Göz yaşları, gözlerini ıslatırken genç kız ne diyeceğini seçemiyordu. Beyni, mantığın durduğu yerdeydi. Kalbi ise çoğu hissi elinden alınmış, korkuyla yaşamaya çalışan küçük bir çocuk gibiydi.

Dudakları titrerken karşısındaki beden, kıza ağır adımlarla yaklaştı. Yüzündeki sırıtışı görmeyen biri, yatağın karşısındaki kızın yanına gelmekten çekindigini zannedebilirdi. Fakat yatakta korku içinde bir şeyleri algılamaya çalışan Melsa'nın gördüklerini ve duyduklarını sindirmesini bekliyordu.

"Merhaba, Melsa." Kız ağzını açtı, fakat dili tutulduğundan garip sesler çıktı sadece.

"Korkutmadım, umarım." Kız bunu alayla söylemişti. O an Melsa bir şey fark etti. Karşısındaki kız, Melsa ile ikiz gibi dursa da karşısındaki kızın gözleri daha koyu kahverengiydi.

Kız yüzündeki sırtışı sildi ve buruk bir gülümseme eşliğinde kıza yaklaştı ve omzuna dokundu kızın. Kız bir çığlık attı. Bütün kasları ona taşıyamayacağı bir ağırlıkta gelirken hareket etmesi imkansız gibiydi.

"Benden korkma, sana zarar vermeyeceğim."

Biraz geriledi ve kızı ayaklarından tutup çekti. Melsa yatağın ortasında durduğunda kalbine bastırarak belini yatakla buluşturdu kız. Kafası yumuşak yastığı bulduğunda Melsa'nın kalbi tonlarca ağırlıkta geldi Melsa'ya. Sanki bütün duyguları aktif haldeydi ve bu Melsa'yı boğuyordu.

Yatakta uzanan kıza bakarken gözlerinde nefret seçildi sadece bir saniyeliğine. Ama sonra kız tarafından dışarıya vurulan saf ve temiz ama bir o kadar da yalancı duygular odayı kapladı. Böyle olması gerekiyordu. Melsa'nın yanına yaklaştığında gözlerinden akan yaşları görebildi kız. Ama ne ses çıkabiliyordu yatakta uzanan kızdan ne de bir hareket.

Kız dudaklarını bastırarak Melsa'nın kafasını iki avcunun arasına aldı. Melsa yine kalbine bir bıçak saplanma hissine kavuştu. Daha derine iniyordu sanki bıçak, kalbinin ötesine… ruhuna işlemeye çalışıyor gibiydi. Bir an sızı kesildi ve Melsa'nın gördüğü şey, karşısında aynı ona benzeyen korkunç kişilik değil, tavan oldu.

Ama bir farklılık vardı, tavanın da ötesini görebiliyordu. Karanlığı ve karanlık geceyi süslemeye çalışan masum yıldızları.

Özgürlük, huzur ve hafiflik. Şu anda Melsa'yı tarif eden kelimeler. Genç kız uçtuğunu daha farkedememişti. Hâlâ yatar pozisyondaydı ama altında bir yatak yoktu.

Yavaşça gözlerini kapattı Melsa. Huzur içindeydi ve huzuru görebilmek için gözlerini açmasını gerek yoktu. Gözleri zorla açıldığında yatağının başındaydı. Ayakları yere değiyor, fakat yeri hissedemiyordu.

Karşısındaki kıza baktı. Kızdan ve yüzündeki sırıtıştan bu sefer korkmamıştı. İçinde tarifsiz bir rahatlama vardı. Bütün zorluklar ve imkansızlıklar yok olmuş gibiydi.

"Yanıma hoşgeldin, Melsa." Kız önünden yavaşça çekildiğinde kendi bedenini gördü. Bedenin teni beyazlamıştı, göz bebekleri gibi.

Gözlerinin İçindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin