18. BÖLÜM:SON DEFA

6.4K 385 158
                                    

Yemek yemek için geldiğimiz lokantaya sanki düşünmek için gelmiştim. Batuhan'ın o hali gözümün önünden gitmiyordu. İntikam almak için bu yola çıkmıştım ama kendim yıpranıyordum. Aliyle sarıldığımda Batuhan'a ihanet ettiğimi düşünmüştüm ama hani hırs bürür ya insanın gözünü aynen öyle olmuştu. Şuan o kadar çok keşkelerim varki... Keşke; odama gelip beni duvara sıkıştırdığında dudaklarından kana kana içseydim, keşke bu oyuna kalkışmasaydım. Daha oyunun ilk gününden pişman olmuştum öbür günleri düşünemiyorum. Çökerdim heralde... Bu oyuna devam etmeyecektim. Bu bana yakışmazdı. Bu benim bildiğim Yasemin'e yakışmazdı. Ben bir erkekle yakın olamazdım. Batuhan hariç...

Batuhanla evlenene kadar bir tane erkekle bile elele tutuşmamıştım. Şimdi bir intikam uğruna Ali arkadaşım olsa bile bir erkeğin bana dokunmasına izin veremezdim. Birbirine bağladığım kollarımı çözdüm.

"Ali" dedim.

Kafasını yemeğinden kaldırdı.  "Efendim" dedi.

Dirseklerimi masaya yaslayıp ellerimi çenemin altına koydum. "Ben bu oynadığımız oyundan vazgeçmeye karar verdim" dedim. Peçeteyle ağzını silip gülünsedi. "Doğru karara varacağını biliyordum. Bak Yasemin biz erkekler genel olarak çapkınızdır. Ama sevdiğimiz kadının yanında erkek görsek çıldırırız. Siz kadınların bizi kıskandırmak için oyunları olur. Evet kıskanırız ama o artık başka birinin olduğundan soğuruz. Bak Batuhan tamda sana birşey hissetmeye başlamışken bu oyundan geri dönmen iyi oldu ve bunun Batuhan'a bir oyun olduğunu söylemelisin" dedi. Olumluca kafamı salladım. "Yemeyeceksen kalkalım" diyen Aliye "Kalkalım" dedim.

Lokantadan çıktığımızda Ali ban dönüp "Nereye gidiyoruz" dedi. Aklıma gelen fikirle gülümseyip "Yetiştirme yurduna" dedim.

AKŞAM

ALİ'NİN AĞZINDAN

Bugün Yaseminle yetiştirme yurduna gitmiştik. Çocuklarla oynamıştık. Yasemin bir tane erkek çocuğunu çok sevmişti. 1 yaşındaydı. Hiç yanından ayrılmamıştı.

Yasemin'i eve bıraktıktan sonra arabayla biraz gezmiştim. Akşam üzerine doğru bara gitmiştin. Çekici bir kızla muhabbet ettikten sonra gerisini tahmin edersiniz.

Yorgun argın kendimi eve attım. Odama gidip kendimi yatağa atacakken telefonum çaldı. Tanımadığım bir numaraydı. Telefonu açıp kulağıma dayadım.

"Alo"

Alo. Ali ben Yasemin'in arkadaşı Gizem" sırıttım.

"Nolmuştu Gizem Hanım" dedim.

Direk cırlamaya başladı. "Senin evinin karşısındaki parkta seni bekliyorum. Çabuk gel!" Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp yeniden kulağıma dayadım.

"Ben gelmek istemiyorum ama ne yaparsın?"

"Yemin ederim evinin camlarını indiririm!" Dedi. Şu kızı kızdırmamak gerekti yapardı kesin.

"Tamam. Geliyorum" diyip telefonu kapattım.

Anahtarımı alıp evden çıktım. Parka ilerlediğimde kürklü kabanının ceplerine elini sokmuş bekleyen bir adet kızılcıkla karşılaştım. "Oo kızıl hanım. Sizi buraya hangi rüzgar attı" dedim. Sinirlenmişti. Bu kızı sinirlendirmek çok kolaydı. Ellerini cebinden çıkarıp saçlarını savurdu. "Neden Yaseminle oyunu bitirdiniz?" Dedi. Umursamazca "Yasemin net olarak anlatmadımı?" Dedim. Soğuktan kızarmış olan burnuna dokunup konuştu. "İşte efendim neymiş yapamazmış edemezmiş. Senin Yasemin'i oyunu devam ettirmek için ikna etmen lazımdı" dedi. "Bana baksana sen erkek olarak Batuhan'ın ne düşüdüğünü ben mi bileceğim sen mi" dedim.

"Tabikide ben bileceğim. Siz erkeklerde duygu yok, düşünce yok. Bütün pislik sizde. Şu tipe bak bir bilmişlik-" Gizem'i dinlerken kendimi zor tutuyordum. "Sus" dedim. "Hayır susmayacağım sizi şerefs-" derin nefes alıp "Bak sus" dedim. "Gelde sustursana!" Elimi ensesine koyup "Günah benden gitti" diyip dudaklarına yapıştım.

BATUHANDAN

Bugün olanlar o kadar canımı yakmıştıki acının ne olduğunu anlamıştım. Öğleden sonra odamdan bir daha dışarı çıkmamıştım. İşlerimi bitirmiş, arabama atlamıştım. Bugün ruhen ve bedenen yorgunluğumu atmak için uyuyacaktım.

Arabayla evime giderken bir bayanın bağırma sesleri geliyordu.
Sese odaklandığımda biraz ilerdeki parktan geldiğini anladım. Arabamı parkın önünde durdurup camdan baktığımda Gizem ve şu avukat bozuntusunu gördüm. Tam araban inip ne olduğunu soracakken avukat bozuntusunun Gizem'in dudaklarına yapışmasıyla olduğum yerde kaldım.

Bir kaç saniye kendime gelmeyi bekledim. Kendime geldiğimde arabamı çalıştırıp bilinçsizce Yasemin'in evine sürmeye başladım. Şu avukat bozuntusu bunu nasıl Yasemin'e yapardı. Ulan madem Gizem'e birşey hissediyorsun neden Yaseminle birliktesin?

Ne ara Yasemin'in evinin önüne gelmiştim bilmiyorum. Arabadan inip kapıya ilerledim. Zile bastığımda bir kaç saniye sonra ıslak saçlarıyla ve buram buram ismi gibi Yasemin kokusuyle karşımdaydı. İri ve mavi gözleri şaşkınlıkla açılmış sorarcasına "Batuhan?" Demişti. Tedirgince gülümseyip bende "Yasemin" dedim. Gözlerini kısıp "Eğer hesap sormaya geldiysen şu an havamda değilim" diyip kapıyı kapatacakken engelledim. "Hayır... hayır. Ben sana birşey anlatacaktım" dedim. Kapıyı kapatmayı bırakıp "Neymiş o?" Dedi. Dilimle dudaklarımı yalayıp "İstersen oturarak konuşalım. Pek ayakta konuşulacak bir konu değil" dedim. Tek kaşını kaldırıp kapının önünden çekildi.

Salona ilerlediğimizde oturduk. Bana dönüp "Ee konu ne?" Dedi. Sinirle elimi yumruk yaptım. Derin nefes alıp "Bak büyük ihtimal bana inanmassın. Ama bu söyleyeceğim gerçek" dedim. Merakla "Ne sen anlat. İnanıp inanmamak bana kalmış" dedi. Nefesimi sıkıntıyla verdim. "Şu avukat bozuntusu... ve Gizem'i... öpüşürken gördüm" Yasemin'in ağzı sonuna kadar açılırken devam ettim. "Aslında Gizem'in suçu yok o avukat bozuntusu yapıştı kızın dudağına" dedim. Yasemin'in şaşkınlığı gitmiş yerini gülümsemeye bırakırken bu sefer ben Yasemin'e şaşkınca bakıyordum.

YASEMİNDEN

Batuhan'ın dediklerine şaşırmıştım. Bizim Aliyle Gizem. Ama doğruya bunlar çok birbiriyle uğraşıyordu. Birşey çıkacağı belliydi. Düşüncelerimi Batuhan'ın sözleri böldü. "Niye dövmedim ben lan o ibneyi? Hep şoktan. Ben dövmeye gidiyorum" ayaklanan Batuhan'ı kolundan tuttum. "Dur dur! Bende seninle bu konu hakkında konuşacaktım. Otur şöyle" dedim. Bana bakıp anlamzca "Neyi?" Diye sordu.

Batuhan'ın yanına oturup konuşmaya başladım. "Bak Batuhan. Aslında biz Aliyle gerçekten sevgili değiliz, değildik. Sırf sen acı çek benim ne hissettiğimi gör diye kurulmuş bir oyundu. Oyuna başlayalı daha birgün olmamışken, yapamayacağımı anladım. Ben başka bir erkekle oyundan olsa bile sevgili olmam. Senden başka bana kimse dokunamaz. Bundan sonra ne başka birini ne de seni hayatıma sokmayı düşünmüyorum. Aliyle Gizem'e gelecek olursak şaşırdım. Çünkü çok didişiyorlardı. Demek ki aşk doğacakmış" diyip konuşmamı sonlandırdım. Batuhan bir kaç saniye şaşkın kaldıktan sonra kahkaha atıp "Sen yani avukat bozuntusuyla sevgili değilmiydin?" Dedi. Olumsuzca kafamı salladım. Bir daha kahkaha atıp beni kendine çekti ve sımsıkı sarıldı. Şaşırsamda sesimi çıkarmayıp özlemini duyduğum kokusunu içime çektim. Ne kadar sarılı durduk bilmiyorum. Yavaşça birbirmizden ayrıldık. Birbirimizin gözlerine bakarken bilinçsizce alınlarımızı birbirmize yasladık. Dudaklarım gözlerimde takılı kalmışken, gözlerim yarı açık, yarı kapalıydı. Burnumu burnuna sürtüp kısık sesimle "Son defa" dedim. Boğuk sesiyle "Hıhım... son defa" dedi.

Sonra gözlerimiz kapandı dudaklarımız birleşti. Her dudağımız hareket ederken şu duygular ön plana çıkıyordu; özlem, şehvet, hasret, yokluk ve AŞK.

Bir bölümün daha sonu geldi. Bir kaç bölüm sonra Final yapmayı düşünüyorum. Demiştim zaten hikayemi fazla uzun yazmayı düşünmüyorum. Herşey tadında güzeldir. Artık vote-yorum konusundan gınağa geldi.

En sonunda bana bunuda yaptıran okuyucularımda var ya helal olsun.

500 vote 500 yorum gelmesse bölüm yok. Bu zamana kadar hoşgörüyle yaklaştım. Ama emeğimin karşılığı vermesseniz bende size böyle gelirim. İnatımda keçi inadıdır. Hadi bakalım sizmi ben mi daha inat.

ALLAH'a emanet olun....

RUHU GÜZELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin