Multimedya: Alya'nın Boran'a onu ilk kez gördüğündeki bakışı
Melina ile sabah sohbetimizden sonra sınıflarımıza dağıldık. O edebiyat okuyordu ve senarist olmak en büyük hayaliydi. Bense oyunculuk dersinde, okulun sene sonu yapılacak ve birinci sınıflara özel, hoşgeldin hediyesi gibi bir projenin karakterlerinin büyüsüne kapılmıştım. Üstünde çalıştığımız şeyse öncelikle karakterlerin psikolojisini anlamak ve yaşamlarının duygularını ve hareketlerini nasıl şekillendirdiğiydi. Oyun, eski bir tarihte geçiyordu; yaklaşık 1900lerin başında, çok efsanevi ve büyülü bir yerde geçiyordu. Yalnız bu bir tiyatro gibi olmayacaktı; tam tersine bir film gibi çekilecekti. Üniversitemizin 1. sınıflara özel filmi... İlk başta garip gelse de daha sonraları gözüme yaratıcı gözükmeye başladı. Hem duygu daha iyi yansıyacaktı ve insanların isterlerse tekrar tekrar izleme şansı olacaktı. Ayrıca bunun senaryosu yine bir öğrenci tarafından yazılacaktı, bu yüzden edebiyat bölümüyle projeyi beraber yürütecektik. En azından Melinayla projeye beraber daha keyifli bir şekilde hazırlanabilirdik.
Karakterlerin özellikleri önceden hazırlanmıştı ve bize özet olarak verilmişti. Bizden bu karakterlerin bize neler hissettirdiği hakkında yazılar yazmamızı istediler. Eve gidince bakarım diye düşünüp kağıdı hiç açmadım. Dersler bitince Melinayla bize gitmeye karar verdik. Bu akşam bizde kalacaktı.
"Alya, iki saniye çantamı sınıftan alıp geliyorum. Bekle beni, sakın kıpırdama!"
"Sanki şu anda yapacak başka bir şeyim varmış gibi! Merak etme, Titanik'deki boruya kelepçelenmiş Jack gibiyim. İstesem de bir yere gidemem zaten; tek fark benim senin yavaşlığına kelepçelenmiş oluşum!"
"Sen bir sussan ben iki dakikada gider alır gelirdim ALYA, beynindekilerin çenene vurmasına daha az izin ver ALYA!"
"Manyağa bak! Caps lockunu kapat Caps lockunu! Hödük."
Bende elimdeki kağıdı çantama koymak için arkama uzanmıştım ki, ben de çantamı sınıfta unuttuğumu fark ettim. Bu saatten sonra sınıflarda kimse olmaz, çabucak gidip alayım diye düşündüm ve koşmaya başladım. Güneşin kocaman kampüs camlarından sızan ışınları ve sıcaklığı, perdelerin şarkı söylemesini sağlayan uğultulu hafif ve yumuşak meltem ile birleşince kendimi rüya aleminde gibi hissedip kendi kendime hayaller kuruyorum. Gözlerim kapalı, huzurlu bir şekilde yürürken aniden sert bir şeye çarptım ve tam düşecekken o şey beni tuttuğu için bunun bir insan olduğunu fark ettim ama ani çarpışmadan dolayı gözlerimi daha da sıkı kapatmıştım.
"İyi misiniz?"
Tanıdık, çok tanıdık gelen sesle gözlerimi aniden açtım. Dibimdeydi, O'ydu!.. Tıpkı rüyamdaki gibi... Sıcacık ve derin kahverengi gözleriyle bana bakıyordu. İçime yerleşen ani panik ve gördüğüm yüzün korkusuyla çekilmek istedim ama bunu ani yaptığım için yine neredeyse düşüyordum. Ah sakar ben!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uncertain Things
Teen FictionOnu her gece rüyamda görmem mantıklı değildi. Tanımadığım biz yüz ve tanımadığım, bana çok uzak olan bir his. Kendimi yorgun ve bunalmış hissediyorum, kendi benliğimi bulmaya çalışıyor ve hayatımda hiç görmediğim bir yüzün nereden geldiğiyle ilgili...