3.BÖLÜM

173 48 11
                                    

Multi;Deniz

Ural bize Mert'le çok önceden tanıştıklarını, aralarının oldukça iyi olduğunu, fakat yaşanan kötü bir olay yüzünden uzun zamandır görüşmediklerini anlatmıştı.Ama o olayın ne olduğunu sorduğumuzda inatla anlatmamaya devam etti. Ben de Deniz'sem bunu öğrenmeden bırakmam. Kendime verdiğim gazla Ural'a döndüm. Çekingen bir sesle " Ural hadi ama ya çatlıyorum meraktan ölmemi mı istiyorsun? Söyle de bilelim ne olacak sanki ? Hayır yani ne yaşanmışsa geçmişte yaşanmış. Anlatsan ölür müsüsün? " Ben hızlı hızlı sıralar ken bir ara Ural'ın gözlerinden üzüldüğünü gördüm. Ural derin bir iç çekerek "Deniz yıllar oldu geçmiş gitmiş diyorsun ama bazı şeylerin sadece adı geçmiş oluyor kendi asla geçmiyor ve yaşananları hatırlamak bizi üzmekten ileri götürmüyor."Ural söylediklerinden sonra masadan sertçe kalktı ve gitti.

Normalde böyle biri değildi, geçmişte her ne olduysa onu gerçekten üzüyor olmalıydı. Durup düşündüğümde anlatması için ısrar ettiğime pişman oldum. İstemeden de olsa ona eskiyi hatırlatarak üzmüştüm. Sonra Ecrin'le oturup konuşmaya başladık.

O günden sonra aradan bir hafta geçmişti ve Ural'ı hiç görmedim. Kafede oturmuş Ecrin'le benim stajım hakkında konuşuyorduk. O sırada Mert'in sesini duydum. Yanında bir arkadaşıyla gelmişti. Selamlaşıp nasıl olduğumuzu sorduktan sonra masaya oturduk. Mert arkadaşını göstererek " Oğuz'a annenin kurabiyelerinden bahsettim. Hem Kont için hem de kurabiyeler için geldik." Dedi oldukça neşeli bir sesle. Ecrin evde kimse olmadığı için Kont'u da yanında getirmişti. Oğuz elini uzatarak " Oğuz Yalçın tanıştığıma gerçekten çok memnun oldum." dedi.

Mert'in Ecrin'le konuşması bitince bana "Demek hukuk öğrencisisin? "
"Evet ama hâlâ staj için uygun bir yer bulamadım." dedim. O sırada Oğuz " Aslında bizim holdingte stajyer bir avukat ihtiyacımız var. Tabi sen de uygun görürsen Kılıç Holding seninle çalışmaktan zevk duyar. " Deyip bana bir kart uzattı. Oğuz holdingin insan kaynakları müdürüymüş. Ben karta bakarken Ecrin heyecanla "Holding senin mi ?" diye sordu. "Şirketin iki ortağı Mert'in babası ve benim babam . İşin doğrusunu söylemek gerekirse bazı olaylardan sonra peder bey ceza olarak beni işe sürdü diyebiliriz." Ecrin anladım diyerek konuşmayı bitirdi. Oğuz'a dönerek " Eğer mümkünse yarın uğramayı istiyorum." Dedim. "Tabi ki istediğin zaman gelebilirsin." Dedi.

Daha sonra Ecrin'le beraber içeri girip kurabiye ve salep hazırlayıp tekrar Mert'lerin yanına geldik. Mert Ecrin'in elindeki kurabiyeleri görünce " ooo kurabiyeler de geldi."diyerek Ecrin'ni kolundan tuttuğu gibi yanına oturttu. Ne olduğunu anlamayan Ecrin cırlayarak Mert'e döndü "Ne yapıyorsun sen ya !! " Diye çıkıştı. Mert hafif geri çekilerek "Gören de seni çıtı pıtı birşey sanar o nasıl bir ses sağır ettin kızım beni" dedi ve benim yanıma oturdu. Ecrin "asıl seni gören efendi biri sanır "deyince Mert gülerek Ecrin'e döndü ve " Ecrin'in şuan senle laf yarıştırmayı gerçekten çok isterim ama kurabiyeler daha cazip geliyor o yüzden elime konuş" diyip elini gösterdi. Ecrin sinirle homurdandı ama şuan Mert kurabiyelerle aşk yaşıyor diyebiliriz.

 Ecrin yanımda sinirden köpürürken Mert bir anda elindeki kurabiyeyi Ecrin'in ağzına tıkıştırmaya çalıştı ve " Normalde tatlılarımı kimseyle paylaşmam kıymetini bil, hem şöyle bakma çok korkunç oluyorsun" deyince bu bardağı taşıran son damla oldu. Ecrin sinirle yanımdan kalkıp "sen... uf çok gıcıksın. Yok sana Kont mont" "Allah Allah ne yapacaksın evde tek mi bırakacaksın ? " Hayır Barış'a bırakcam." dediğinde sert bir sesle "Kim lan o?" dedi. "Arkadaşım." "Bırakamazsın benim köpeğimi elin adamına." " 1. Benim köpeğim değil bizim köpeğimiz, 2. Barış elin adamı değil benim arkadaşım ona güveniyorum."dediğinde "1. senin güvenmen yetmiyor, 2. Ben köpeğimizi sana verdim. Biz böyle anlaştık ve sen başkasına emanet edemezsin."dedi.

Dile Kolay Kalbe DeğilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin