Arkadaşlar yeni bölüm geldi.Beğenmeniz dileğiyle.
Yorumlarınızı bekliyor olacağım.Medyada ki yakışıklı ve sert öğretmenimiz ...
İYİ OKUMALAR...
Bu nasıl bir kader böyle.Şuan karşımda dikiliyor.Ama bu nasıl olur.Bu sabah beni evime bırakan adam şuan tam karşımda.
Ben öylece şaşkın şaşkın bakarken o adam ayağa kalkıp yanıma kadar geldi."Rapunzel oturabilirsin." dedi.Sesi her zaman ki gibi sert.
Sonunda kendime geldiğimde o adamın yüzüne bakmadan, kekeleyerek de olsa "Ge...geç..kaldığım..iç..için özürdilerim."deyip hemen Melisa 'nin yanına yerime geçtim.Melisa nin gözüne baktigim da hem üzgün,hem de şaşkındı ve galiba biraz da sinirli gibi.
Ben oturunca o adam da öğretmen masasına kadar gidip kıçını masaya dayararak konuşmaya başladı.Sesi gene sert çıkıyordu.Bu adamın sesi hep mi böyle.
"Kendimi tanıtmıştım ama geç kalan Rapunzel için tekrarlayacağım.Ben Ateş GÖK.Hem Edebiyat hem de Dil Anlatım derslerinize gireceğim."deyip bütün sınıfa göz gezdirdi.En sonda da gözlerime baktı.Ben hemen gözlerimi kaçırdım.
Yan tarafa baktığımda Bulutu gördüm.Gene sıraya belini dayamış ellerini de masanın üzerine koymuş.Yüzüne baktigim da kaşları çatıkti.Sinirli miydi ki?
O adamın sesiyle Buluta bakmayı kesip o adama yani öğretmenime baktım."Sizin sorularınız var mı?"dedi.
Elif ayağa kalkıp elindeki kalemle oynayarak yüzünde de iğrenç bir gülüşle
"Hocam kaç yaşındasınız?Ve evli misiniz?"
Utanmadan nasıl da evli misiniz diye soruyor ya.Bu kız gerçekten tam bir kaşar.
Hocanın yüzüne baktigim da sıkılmış gibi bir ifade gördüm.Galiba bu tür konuşmaları sevmiyor.Yine sert ve otoriter sesiyle sınıfa göz gezdirerek
"25 yaşındadım.Bu öğretmenlikte ikinci yılım.Evli değilim."deyip bana baktı.
Ben yine başka tarafa baktım.Bu adam gözlerime bakınca utanıyordum.Bana yardım etmişti ama sırtımı da görmüştü.Bu düşünceyle kulaklarıma kadar kizardigima eminin.Sıcak da oldu zaten.Hoca ayağa kalkıp sınıfta tur atmaya başladı.Benim siramin önünde durup bir elini benim masama dayadı.Of keşke bu tarafta oturmasaydım.Ben geldiğimde zaten Melisa duvar köşesine geçmişti.Ben de mecbur buraya oturdum.
"Şimdi siz kendinizi tanıtın."dedi.
Camın oradaki sıradan başlayarak herkes kendini tanıttı.Hoca gözlerini kısmış dikkatli bir şekilde dinliyor gibiydi.Hala da dibimdeydi.Sıra Buluta geldiğinde ağır bir şekilde kalkarak hocanın gözlerine dikti gözlerini.Hiçte iyi bakmıyordu.
"Bulut KAAN.Babamın şirketi var.Kardeşim yok."deyip gene ağır bir şekilde oturdu.Nedenini bilmiyorum ama aralarında soğuk bir şeyler vardı gibi.Ya da ben öyle zanettim.Obur öğrenciler de tek tek kalkıp tanıttı kendini.Sıra Melisa ta geldiğinde ayağa kalktı.
"Adım Melisa AK.Annem ev hanımı.Babam da sigortacı.Bursluyum.İki kardeşim var."deyip oturdu.
Sıra bana geldiğinde hoca elini masadan çekti.Bir elini cebine koydu.Öbür elini de boşta bırakarak
"Evet Rapunzel sen tanıt kendini."dedi gözlerime bakarak.
Ayağa kalktım.Hocanın gözlerine bakmamaya gayret ederek konuşmaya başladım.Zaten yakındı.Fazla yuksek çıkmayan sesimle
"Adım Su YILMAZ.Bende bursluyum.Annem yok.-deyince kalbime bir tas oturdu sanki.Ne diyecektim ki annem babamın eziyetlerinde dayanamayıp beni de bırakıp kaçtı mi?-Kardeşim de yok.Babamla birlikte yaşıyorum."
deyip oturdum.
Hoca sert sesiyle
"Sana otur dedigimi hatırlamıyorum."deyince ayağa kalktım.İyi de obur öğrenciler söylediklerini söyleyip oturuyordu.Bu adam bana şimdiden gıcık oldu heralde.
Zar zor yüzümü kaldırıp hocanın gözlerine baktım.Gözlerini kısmış bana bakıyordu.Ne ifade taşıdığını anlamadım.
Otoriter sesiyle "Otur."diyip masasına yöneldi.
Ne yani ondan izin almadan oturduğum için mi böyle yaptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öğretmenim
Teen FictionBirine güvenmek bu kadar mi zor? O kadar çok acıdan sonra mutlu olmak bu kadar mı zor? Kalbinin kime ait olduğunu anlamak bu kadar zor olabilir miydi? ******* Ateş mi? Bulut mu? ********* AŞK üçgenine hazır mısınız? Hazırsanız okumaya başlayalım...