"Kaptan Jack Sparrow.."
Jack bu ölümü fısıldayan sesi biliyordu. Çok yakından tanıyordu. Belki de o kel burunsuzdan korkmayan ve kafa tutabilecek tek kişiydi. "Tom.." diyerek sırıttı ve arkasına döndüğünde o tanıdığı yüz ile karşılaştı. Görmeyeli değişmişti, o korkulacak acımasız bir lord olabilirdi ama bir şey onu yormuştu ve bu yüzüne yansımıştı. Çaresiz olduğunu yansıtmamaya çalışsada Jack bunu anlayacak kadar onu iyi tanıyordu.
"Seni burda görmeyi ummuyordum.. Hogwarts'ın bu kadar yakınında, hemde Dumbledore Hogwarts tayken?" Diyerek tek kaşını kaldırıp anlatmasını bekleyerek Tom'a baktı.
"Hadi Ron!" Diyerek aynadaki yansımasına baktım sıkılmış bir şekilde ve onu kolundan tutup balo salonuna doğru çekiştirdim ama izin vermeyerek kendini aynaya tekrardan çekip neredeyse beni düşürüyordu. "İyi gözükmem gerekiyor Hermione. Ömrümüm sonuna kadar yalnız kalıcam yoksa!" Dedi saçını düzeltmeye devam ederken. Sinirle nefesimi verip yanına gittim ve aynadaki yansımasına bakarak "Merak etme von vonum! Seni asla bırakmayacağım." Diye Lavender Brown'ı taklit ederken gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Dirseğini hafifçe şakasına karnıma geçirdiğinde kendimi daha fazla tutamayarak gülmeye başladım. Yüzünde küçük bir tebessüm oluşsada farkettiğinde hemen silip kaşlarını çattı. "Komik değil Hermione. Kız peşimden ayrılmıyor, sümük gibi yapıştı. İlerdeki karımla yatakta yatarken bir anda aramızda belirecek diye korkuyorum" dediğinde aklımda o sahne canlanmıştı ve gülmem istemeden şiddetlenmişti.
Nihayetinde ortak salona gireli yarım saati geçmişti ve Cedric Diggory adında üst sınıf bir Hufflepuff lıyla dans ediyorduk. Aslında sadece arkadaştık, buraya arkadaşça birlikte gelmeye karar vermiştik sadece. Yorulduğumuzda kenara geçip masanın üzerindeki atıştırmalıklardan yemeye başladık.
"Öhöm.. Bu balonun ne için yapıldığını hepiniz merak ediyordunuz.. Bugün önemli günde hepiniz burda olduğunuz için çok şanslısınız."
Dumbledore'un sesiyle tüm sesler durmuş ve merakla herkes onu dinelemeye başladı.Ron kıkırdayıp fısıltıyla "ne kadar önemli olabilir ki? Örgü örmeyi öğrendiği gün felan mı?" Dediğinde Harry kendini tutamayıp sessiz olmaya çalışarak gülerken ben ise göz devirmiştim. Dumbledore bir balo düzenliyorsa ve önemli diyorsa bunun gerçekten önemli olacağını düşünüyordum.
"Bugün." Dedi Dumbledore ve duraksadı.
"Bugün geleneksel ilk korsanlarla birlik günü." Dediğinde bir anda tüm sessizlik bozulmuş fısıldaşmalar başlamıştı.Korsanlara Dumbledore güveniyor muydu? Hogwarts'ın kapılarını kara denizlerin en büyük suçlularına, hırsızlarına mı açıyordu?
Ron karşımda duran Harry'e bakıp "Ne yani? Her sene mi olacak bu?" Diye sordu. Harry bilmediğini belli edercesine omuzlarını kaldırıp indirdi.
Voldemort'un bu yükseliş günlerinde belki de Dumbledore korsanlarla anlaşma yapmaya çalışıyordu?
"Sessizlik!"
Bu yaşlı adamdan nasıl bu kadar kuvvetli bir ses çıktığına hala inanamıyordum. Bir bağırışında herkesi susturabiliyordu.
Dumbledore sözlerine devam etti. "Onlarla iyi anlaşmanızı olay çıkarmamanızı istiyorum. Birazdan burda olaca-.."
Kapının birden açılmasıyla içeri adamlar girmeye başlamıştı.
Bunlar onlardı. Korsanlardı..
Üstlerindeki kıyafetler şaşırtıcı bir şekilde düzgündü. Hepsi takım elbise giymiş papyon yada kravat takmıştı. Herkes şaşkınlıkla onlara bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Denizlerde |Hermione Granger & Jack Sparrow|
FanfictionBatan bir gemi gibiydi Sparrowun Granger'a olan aşkı. Nasıl gemiler herşeyleri olan denize bir anda geri dönüşü olmayacak bir şekilde batardı? Tüm içindekilerle birlikte, kendi harabesiyle birlikte çürümek için batardı gemiler. Belki birinin hatası...