Dünya...
İçinde bulunduğumuz kirli saray...
Evimiz dediğimiz Lanet...
Ayak bastığımız tozlu toprak...
Dünya üstündeki nüfusun % 97 ' si yok oldu...
Ama sonra ayaklandılar...
Diri diri dolaşıyorlar...
Amaçsızca birbirlerini parçalayıp yiyorlar...
Bun...
"James" dedi. Ağlamaktan şişmiş gözleriyle son bir kez daha ona baktı pembe elbiseli.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Hayır!!! James kurtarma beni! Beni yalnız bırak!!!" Diye avazı çıkana kadar bağırdı...
Etraf karardı...
*Göz bebekleri küçüldü. Birden yerinden fırladı James. Ter içinde kalmış alnını sildi. Kabus gördüğünü anlatmıştı ama hala ürkek bir şekilde duruyordu.
"Iyi misin?"
James sağına doğru baktı. Dudaklarını sıktı.
"James iyi misin!?" Amy endişeli bir şekilde cevap bekliyordu.
James fazla dayanamadı. Koşup Amy'e sarıldı. Amy Birden şaşırdı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
James:
- Küçük kız! Beni bırakma! Dedi ve daha sıkı sarıldı.
James sessizce ağlamaya devam etti. Kızın omzu ıslanmıştı. Bir süre böylece kaldı. Sonra James Kızın omzunda uyuya kaldı. Kız tebessümle bekledi.
" Dışı sert ama içi çok yumuşak" Dedi kendi kendine ve tebessüm etti.
James arkasına baktı. Garip bir bakış atıp önüne döndü.
- Demek 3 saat erken varıyoruz ha?
- Temkinli olmayı severim.
- Pekala...
Bir sessizlik oldu. Arabaya bindiler.
*2 saat sonra*
Sınıra yaklaşmışlardı.
Arabadan inip insan topluluğuna baktı. Kalkanlı askerler bir yerde durmuş halkı sakin tutmaya çalışıyorlardı. Büyük bir kalabalık vardı anlaşılacak.
James en önden gitti.
Biliyordu...
Bundan nefret ediyordu ama biliyordu...
Kafayı bozmuş bir şekilde en öne geçti. Ve neler yaşadığını bağıra bağıra anlattı. Halk sessizce James'i dinliyordu. Sonra susup Jason'nun verdiği çantadan bir şey çıkardı.
BİR İNSAN KALBİ...
HALA ATAN BİR İNSAN KALBİ...
Son olarak;
- "Iste böyle! Ölüler canlanıyor!" dedi yaklaşık 12 milyon insana. Sonra mikrofonu herhangi bir askere verip rahat bir şekilde arabasına yöneldi. Bindi ve araba yol aldı.
Amy;
- NE?!?!?
Diye bağırdı. Sonra ayrıldığı sevgilisiyle ayrılmadan önce izlediği zombi filmleri aklına geldi.
James: -6 saat sonra epey bir yürüyen ölü ortaya çıkacak.
Amy alakasız bir şey sordu;
- Kate kim?
James bir anda arkasına bakıp;
- Hangi Kate? Ülke nüfusunda birsürü Kate var.
Amy:
- Saçmalamaya başladın James! Ben cevap istiyorum.
James:
- Bende vermiyorum küçük kız!
Sesi son derece sert ve kızgın çıkmıştı. Fazlasıyla sıska biri için bu alışılmadık birşeydi.
- Lanet olsun James! Anlat!
- Kes sesini küçük kız!
- Ben senden sadece 4 yaş küçüğüm! Anlat!
- Amy sus!
Amy demesi kızı fazlasıyla şaşırttı. Sürekli şu "Küçük Kız" lakabından sonra.
James;
- Kate'i nerden öğrendin... Jason?
- Jason "Hayır" anlamında başını salladı.
- Uyurken "Kate!" diye sayıklıyordun...
- Sen beni mi izledin gece...
- Sen uyandırdın...
Amy James'in hatırlayamamasına şaşırdı ve dün gece aklına geldi.
- Nereye gidiyoruz?
- Küçük kız... sus!
- ......
James arabayı durdurdu ve kafasını direksiyona koydu. Kafasını dinledi. Yaklaşık 10 dakika boyunca.