Yolculuk

10.5K 138 29
                                    

  

Okullar kapanalı bir hafta olmuştu ve bu gece trabzona gidecektik.
Hazırlıklarımızın hepsi tamamdı. Artık yola çıkma vakti gelmişti.
Oysaki ben köye gitmek hiç ama hiç istemiyordum. Çünkü babaannem ve büyükbabamı hiç sevmiyordum. Zaten onlarda beni sevmiyordular. Bilmediğim bir şey vardı aramızda..  Bizim onlara karşı bir kötülüğümüz olmadığı halde onların bizi görmeye tahammülleri yoktu.
Babamın ailesi olduğu için e bide yaşlı olduklarından dolayı mecbur bu yaz tatilimizi onlarla geçirecektik. Tam üç ay. Nasıl geçecekti bende bilmiyordum.

" aslı kızım hadi hala hazır değilmisin"  diye annem bağırınca kendime geldim. Yine dalıp gitmiştim derinlere.
Çok hayalperest ve düşünceli biriydim. İnsanlardan çok iç sesimle konuşuyorum. Hatta iç sesimle bile kavga ettiğim vakitler çok oluyordu.

Tamam anne geliyorum..

Yavaşca merdivenlerden indim ve arabanın yanına geldim. Annemle memo yerleşmişti bile. Beni bekliyorlardı anlaşılan.

Memo benden bi yaş küçük olan kardeşim. Aslında adı Mehmet ama ben üşengeç biri olduğum için ona kısaca memo diye sesleniyorum.
Tam bir odundun kendisi, yani şu zamana kadar onun gibi oduna rastlamadım. Ayriyeten çok şakacıdır ve saçma espiriler  kendisinde çok fazla bulunur. Yaşı on sekiz olsada beyin yaşı sekizden yukarı değildir. Gıcığın önde gidenidir. Bu konuda bana çekmiş ☺

Yavaşca yerime oturdum.  Artık gidebilirdik. İçimde kötü şeyler vardı sanki oraya gideceğimiz zaman hayatım alt üst olacakmış gibi hissediyordum.
Acaba ben gitmesem mi?  Haa saçmalama aslı bunu nasıl düşünebilirsin, baban seni ölsen bırakmaz be..
Babam arabayı çalıştırınca evimize doğrıiu baktım. Bir daha gelemicekmişim gibi hissediyordum. Ayrılmak istemiyordum İstanbul'dan..
Arabanın hareket etmesiyle artık herşey çok geçti..

Evden baya uzaklaşmıştık. İstanbulun çıkış sınıra yaklaşmıştık. Saat gecenin dördüydü. Trabzona yaklaşık 12 saatte gidiliyordu. Ama biz molalarda biraz fazla oyalandığımız için akşam altıyı bulurdu ulaşmamız..

İstanbul sessizdi. Herkes uyuyordu. Sokaklar bomboştu. Sokak lambaların loş ışıkları etrafı aydınlatıyordu.
Etrafıma bir müddet baktıktan sonra memonun uyuduğunu gördüm. Zaten onun hiç birşey umrunda değil. O herhalinden memnundu. Çok rahat bir kişiliğe sahip olduğu için..
Bir müddet sonra benim de gözlerim ağırlaşmaya başlamıstı. Daha fazla dayanamayacaktım. Ve kendimi uykuya teslim ettim..

Gözlerimi açtığımda sabahın gün ışıkları yüzüme vuruyordu. Güneş çoktan doğmuştu. Acaba ne zamndan beri uyuyordum. Hemen telime baktım. Saat  dokuz civarlarıydı. Baya uyumuşum be. O anda horultu sesleri geldi kulağıma. Kim olabilir tabiki bizim ayı. Yani ben uyumadan öncede uyuyordu, ben kalktım hala uyuyor. Sanki kış uykusuna yatmış.
Nerdeydik acaba?  "anne nerdeyiz biz? ".
Annem babama eşlik edecekti gün boyu. Ona uyumak yasak.  Annem babmla ilgilenmesi lazım ki babamda ani uykuya falan dalmasın diye..
Annem arkasına dönüp " Ilgazdayız" 
Ho baya olmuş.
Boş durmaktan canım sıkılmıştı.  Memo da hala fosur fosur uyuyordu. Biraz kötülük mü yapsam ne..
Yavaşca memoya doğru eğilip onu dürtmeye başladım  " dağ ayısı uyan uyan uuuuyaaannn"
Gıcıklık olsun diyede tam kulağının dibinde bağırıyordum ki memo ani bir kalkışla
" lan kızım salakmısın ne bağırıyon"
Nihaha uyandırmıştım onu. Uyumaktan her yeri şişmiş, gözleri kızarmıştı.

" kış uykun sona erdi, yaz geldide haber verim dedim" diyerek gülmeye başladım. 
Memo ise sinirden köpürmeye başlamıştı. Tam bişe diyecekti ama demeyip  kendini düzeltip dışarıyı seyretmeye başladı. Of ya buda nie hemen pes ediyo.,insan biraz kavgacı olur canım  ya 😂

Sessiz Çığlık +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin