***!!!***
Sabah yedide kalkıp giyindim, saçımı düzleştirdim, kahvaltı mı yapıp evden çıktım. Apartmanın önünde taksi beklerken "günaydın uyuz hemşire" diye bir ses geldiğinde sinirlendim fakat beli etmeyerek gülümsedim "günaydın gıcıkların efendisi, hayırdır sabah sabah ayağa dikilmişsin"
"Hava alamaya çıktım" dediğinde, taksinin geldiğini görünce gülümseyerek "görüşürüz, aman bee ne görüşcez" diyip taksiye bindim. Hastanenin önünde inip, içeriye girdim. Kıyafetlerimi değiştirerek kendi bölümüme geçtim.
***!!!***
Öğlen yemek yemeye indim, yemeğimi alıp bir masaya oturdum. Daha hiç arkadaşım olmadığı için içimden yakınırken sarışın bir kız "oturabilirmiyim" dedi. Kafamı sallayarak gülümsedim. "Yeni geldin sanırım buraya" dedi sarı saçlı kız, ne hikmetse onu görünce aklıma sarı oğlan gelmişti, kafamdaki kelebeklerin canlandığını hissedince kafamı salayıp 'tövbe estağfurullah, heycanlanmadım demi ben yok yok başka birşeydir o' diye geçirdim içimden sarı saçlı kızda elini yüzüme doğru sallayınca kendime gelebildim. "Nerelere daldın böyle"
"Hiç öyle düşünüyordum" dedim.
"Ya sevgilimin doğum günüsü varda hediye alıcam sende benimle gelirmisin burada hiç arkadaşım yok, hem sanada istanbulu gezdirmiş olurum nolurr"
"Tamam istanbulu gezme fikri bana cazip geldi. Hem zaten benimde burda arkadaşım yok." dediğimde yüzünde sıcacık bir gülümseme vardı sıcakkanlı insanlari severim ve bu sarı kızla iyi anlaşacağımıza işaretti. Yemeğimizi yiyip biraz sohbet ettikten sonra hastaneye çıktım ve bölümüme geçtim, hastaları kontrol ettim ve beklemeye başladım.
***!!!***
Sarışın kızla sohbet ederken sarı oğlanın geldiğini gördüm, yanında da küçük bir çocuk vardı. Oda beni görünce yanıma geldi. "Bu miniğe iğne atılacak ama korkuyo sen halledersin diye düşündüm" dediğinde çocukla boyumu hizaladım "şimdi seninle biraz sohbet edicez tamam mı" dediğimde kafasını sallayarak cevap verdi bende elinden tutup onu yatağa uzandırdım. "Evet şimdi gözlerini kapatarak hayallerini bana anlat." gözlerini kapattığında elidivenleri giyip iğneyi hazırladım oda konuşmaya başladı. "Futbolcu olmak istiyorum, sneijder gibi olmak istiyorum" gülümsedim küçük bir çocugun bile hayalleri güzeldi. "Hmm galatasaraylı mısın ?" kafasını sallayarak "evet" dediğinde iğneyi batırdım "o zaman seninle galatasaray maçına beraber gidebiliriz." gözlerini açtı ve boynuma atladığında gülümsedim "zaten yankı abide senin çok şirin bir hemşire olduğunu söylemişti" dediğinde ani şok yaşamış olabilirim ama kendime gelmeyi başladığımda "yankı abin ilk defa doğru birşey söylemiş" dedigimde gözümün içine bakmaya başladı sarı oğlan. "Ne bakıyorsun gıcıkların efendisi"
"Yeni lakabım bu mu şimdi"
"Olabilir bak güzel fikir sana bugün birşey mi oldu, sanırım beynin çalışmaya başlamış." dediğimde sinirlendi hemen araya çocuk girdi. "Abla senin adın ne " dediğine gülerek ona döndüm "Alin senin ne bakalım" heycanla "özgür" dedi. Sarı oğlan araya girerek "hadi bakalım artık gittme vakti" dediğinde özgür "yankı abi daha iğne olmadım ben" dediğinde ikimizde güldük. "İğne oldun bile" kolunu gösterdim azıcık kızarmıştı. Şaşırarak "ama hiç acımadı" dediğinde "bu da benim gizli bir sırım olsun" dedim ve yavaşca aşağı indirdim.Elini sallayarak "görüşürüz Alin abla" gülümseyerek "görüşürüz özgürcüm" bu defa "teşekkür ederim gıcık hemşire, şimdi ödeşmiş olduk."
"Sevindim" dediğimde çıktılar odadan ve eşyaları toplamaya başladım.
***!!!***
Saatimiz dolunca üstümüzü değiştirip çıktık. Bir durağa geldiğimizde "sanırım benimde öğrenmem gerekiyo şu otobüsleri yoksa bütün aylığımı taksiye verceğim" dediğimde gülerek "ben sana öğretirim merak ettme" dediğinde sevinmiştim yalnız değildim bu koca şehirde, otobüs gelince bindik. Çok kalabalıktı otobüs zor ayakta durdum. Yarım saatlik bir yolun ardından sonunda inebilmiştik. Benim koluma girerek bir müzik aletleri olan bir yere soktu. Hayran hayran gitarlara bakarken "benim hep hayalimdi gitar çalmak ama hiç nasip olmadı" dediğimde arkamdan bir ses
"Ben sana öğretebilirim" dediğinde arkamı dönüp sarı oğlanı görmemle gözlerim kocaman oldu. "Sen burda mı çalışıyorsun" dediğimde "dışardan müşteriye benzediğimi düşünmüyorum" gülmüştü çünkü aynı şeyi bende ona yapmıştım. Yakasında 'Yankı Demirer' yazdığını gördüm. "Gitar öğrenmek istiyomusun" dediğinde "fazlasıyla" dediğimde gülümseyerek "tamam o zaman en kısa zamanda başlarız" bugün beni çok şaşırtıyordu sarı oğlan "ya senin kafana saksı felan mı düştü, bi iylik meleği olmuşsun sen" dediğimde güldü. Hep güldüğünde kafasını başka tarafa çeviriyordu. Buda onu inanılmaz cool yapıyordu. Sarışının yanına giderek ne tarz birşey aradığını sordu. Bende gitarlara bakmaya başladım. Birtane gitar gözüme ilişti mavi renkti ve en sevdiğim renkti mavi ve çok hoş bir gitardı bu elime alıp incelemeye başladım. Sonra hayranlıkla geri yerine bıraktım gitarı, sarışında aradığını bulduğunda gitarı alıp yanıma geldiğinde sarı oğlana gülümseyerek "kolay gelsin" diyip çıktım dükkandan ve dışardan gayet güzel duruyordu. Durağa geldigimizde bana binecegim otobüsü söyleyip gitmişti sarışın. Sevmiştim sarışını çok iyi biriydi. Otobüs geldiğinde bindim ve bizim ordaki durakta indim. Bir markete girdim makarna, yoğurt, çekirdek, kek alıp çıktım. Apartmana girip kendi katıma çıktım.
Yazım yanlışları yüzünden özür dilerimYeni bölümü nasıl buldunuz.👅💕

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kafamdaki Kelebekler
Fiksi RemajaUyuz bir hemşire Gıcık bir sarı oğlan Yalnız başına istanbulda yaşamaya çalışan minik hemşire Ailesi tarafından terk edilmiş, istanbulda büyüyen sarı oğlan Ortak bir kaderi bölüşen iki güzel insan *"Aa ne tesadüf, kendin halledebileceğini düşünmüştü...