Bölüm 2-Kısım 1-Kolye ve Peri

120 22 7
                                    

Güncelleme notu: Kolyenin ana gücü değiştirilmiştir.


Önceki bölümde neler oldu?

"Ormanda bir iki gün yaşamak sorun değil ancak burası benim dünyamdaki ormanlardan da değil. Her an bir canavar karşıma çıkabilir. O yüzden en kısa sürede buradan çıkmalıyım." diye düşündü.

Agola bunları düşünürken ayağı taşa takıldı ve vın vın vın diye çevirdiği kolye yine elinden çıktı. Agola kolye elinden çıkarken önemsememişti ancak kolye hemen bir adım yanında durup kırmızı mavi bir ışık çıkarmaya başlayınca gözleri yerinden çıkmıştı.

"Neler oluyor!" diye sessiz bir çığlık attı.

**************************************************************************

Kolye havada duruyor ve kırmızı beyaz bir ışık yayıyordu. Agola biraz korksa da heyecenlanmıştı. Bir şekilde kolyeyi aktif ettiğini düşünüyordu. Agola "Kolyenin etkinleşebilmesi için merkez kaç kuvvetine mi maruz kalması lazım. Ancak böylede çok saçma bir şey olur sapan m.." dedi. Konuşması kolyeden gelen bilmediği bir dilde bir kadın sesi duymasıyla yarım kalmıştı. Ses sanki onunla konuşuyormuş gibi gözüküyordu.

"Piramesto nenla min kübrin?"

"Şeyyy anlamadım."

"Nina Hah ? Piramesto nenla min kübrin?"

"Sayın kolye hanım ben var bilmemek sizin dilinizi. Nenla?"

Bir anda kolyenin ışığı arttı ve kolyeden gelen ses kızgın ve tehditkar bir biçimde

"NENLAA! nİA BOHILGA NENLA! İVE MEN FAİRT FEDERTY POĞÇA!"

Agola ilk başta biraz tedirgin olsa da poğaça benzeri bir kelime duyunca kıkırdamasını durduramamıştı."hahaha poğaça mı ? Kolye hanım açsanız üzgünüm ancak poğaçam yok gördüğünüz üzere burası orman pastahane değil." diye espri yapmaya çalıştı ancak kolye herhalde Agola'nın onunla dalga geçtiğini anlamış olcak ki bir anda yaydığı ışık bir anda söndü ve aynı anda bir şok dalgası meydana geldi. Ses dalgası Agola'ya çarpınca şılak diye bir ses çıktı ve Agola gibi küçük bir tepeyi 3 metre uzağa fırlattı. Agola küüt diye bir ağaca çarptı ve ağacı devirdi. "Ahh ne oldu böyle lan!" diye bir çığlık attı ve ayağa kalkmaya çalıştı. Ayağa güçlükle kalkarken ağzına gelen kanı yere tükürdü. Başka zaman olsa oldukça havalı olduğunu düşünürdü ancak şimdi korku ve acıdan dolayı aklı o tür şeylere basmıyordu.

"Neden böyle bir şey yaptım anasını sattığımın aleti! Orada ölebilirdim!" diye kızgınlıkla bağırdı. Kolyeden ise "İnasre! İve treu atake jıolye?" diye şaşkın bir ses çıktı. Agola kolyeden gelen şaşkın sesi duyunca daha da sinirlendi. "Sen benim ölmediğime şaşırdın mı seni bozuk kaltak. Ben Agola Ayata'yım 20 sene boyunca Türkiye'de hayatta kaldım senin bu osuruk benzeri saldırın mı beni öldürecekti?" dedi ve kolyeye doğru koşmaya başladı. Kolye de "İgnite!" diye bağırdıktan sonra tekrar güç toplamaya başlamıştı. İkisi de tam birbirlerine doğru harekete geçtikleri anda bir anda ortamdaki baskı arttır ve kadim(kutsal gibin bi şey) bir ses "Bu kadar yeter!" diye bağırdı. Agola büyük bir şaşkınlık içerisindeydi bu kadim ses onun dilini biliyor muydu? "Hayır insan senin dilini bilmiyorum. Benim dediğini anlamanın sebebi sözlerim kulağına uğramadan direk beynine işliyor."

"Telepati gibi mi?"

"Öylede diyebilirsin. Seninle konuşabilmemiz için çok az bir zamanımız var." dedikten sonra kolyeden beyaz bir ışık çıktı. Işık Aloga'nın önünde durdu ve parlaklığı arttı. Agola parlaklık yüzünden gözlerini eliyle kapatmıştı. "Gözlerini açabilirsin."diye bir ses duydu. Agola gözlerini açtı ve "hoooo" diye bir ses çıkardı. Oldukça şaşırmıştı önünde daha önce görmediği kadar güzel bir kadın vardı. Kadının sarı saçları, siyah gözleri oldukça güzel bir yüzü vardı. Kavunları yaz mevsiminin tüm bereketini almıştı. Yeşim gibi bir cildi ve çok güzel bacakları vardı. 10 üzerinden 20 diye bir not verdi. Tabi ki tüm bunlar saniyeler içinde olmuştu.

Agola "Acaba siz kimsiniz?" diye sordu.

Kadın "Ben Eski Peri Kraliçesi Hal ya da ondan geriye kalan küçük bir bilinç artığı. İnsan bu kadar tanışma yeter hazırsan sana bazı şeyleri açıklamam lazım fazla zamanımız yok." dedi.

"Tamam."

Hal kolyeyi eline aldı ve Agola'ya doğru havada tutarak "Kolyenin Seçilmiş sahibi farketmişsindir ki bu kolye sıradan bir kolye değil. Bu kolyenin adı Peri Kalbi. Özelliklerini açıklama işini kolyenin içinde mühürlü olan kızıma bırakacağım. "

Agola içinden "Kızın mı ?"diye düşündü. Hal " Önemsiz şeyleri fazla düşünme." dedi.

Agola içinden "Telepati" diye düşündü.

Hal " Evet telepati ya da her neyse önemli olan bu kolyenin en büyük özelliği mühürleme becerisidir. Şimdilik sana bu kadarı yeter. Geri kalan bilgileri sana kızım açıklar. Bu kolyeyi taşırken çok dikkatli olman lazım. Bu kolyenin ne olduğunu bilen kötü birileri olursa ki her zaman vardır. Onu elde etmek için her şeyi yaparlar." dedi ve bir anda gözleri Agola'nın çarptığı bölgeye ve bulunduğu yerde ki otlara kaydı. Agola bir anda yüzü değişen Hal'a şakın ve korku dolu bir şekilde baktı. Çünkü Hal'in aceleci ifadesi derin bir nefret ve kin ifadesiyle yer değiştirmişti. Siyah gözleri kara delikler gibi olmuştu sanki Agola'yı içine çekip onu yok etmek istiyordu.

Derin bir nefret ve keder içeren bir sesle "Seni aşağılık insan. Bu kolyeyi nasıl elde ettin bilmiyorum ama umarım bu kolye yüzünden ruhun bile yok olur. Eğer sadece bir bilinç parçası olmasaydım senin bağırsaklarını söker onlardan kendime kemer yapardım." dedi.

Agola Efes Antik kentinde ki mermer sütunlar gibi olmuştu. Hal neden ona böyle bir şey demişti. Ona ne yapmıştı. Normal de Agola kendisini duygusuz olarak düşünse de aslında oldukça duygusal bir insandı. Bu haksız lanetleme karşısında kalbi büzülmüş gözleri dolmuştu. Zor bir şekilde "Neden?" diye sordu. Hal kalpsiz bir şekilde " Ne demişsem onu hak ettin pislik insan." dedi.

Arkasını döndü ve " Umarım kızım seni yok edebilir." dedi ve parlak bir ışık saçarak kayboldu.

************************************

Y.n: Evet sevgili okurlarım yeni bölüm ellerinizden öper. Bir de bir sorum olacak.Bu hikaye neden neler yeni bölümünde gözükmüyor?

AGOLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin