Ben Selin. Pekte aklı başında bir kız değilim. Deli olduğumu söyleyen insanlar var. Küçükken annemi kaybettim. Bir kardeşim varmış. Ben onu görmeden de seviyorum. Neden göremiyorum, hemen anlatayım. Annem ile babam ben doğduğum gün ayrılmışlar. Annemin başına o gün çok kötü bir şey gelmiş. Ben bilmiyorum ne geldiğini. Babam da benden bir yaş büyük olan kardeşimi alıp başka bir kadınla kaçmış. Ben artık tek yaşıyorum. Üniversiteliyim bu arada. Bir gece kafayı iyice bulmuşum, elimde bira şişesi sokak sokak geziyorum. Sürekli yalpalıyorum. Zaten yürüdüğüm sokakta sokak lambası yok. O sırada orada yürüyen biri daha varmış. Çarpıştık. Ben haliyle yere yapıştım. Zaten alkollüydüm. Sadece gülüp durdum. Çarpıştığımız çocuk beni kaldırmaya çalışırken oda düştü. Sonra ondan yalvararak beni eve götürmesini istemişim. Tabi kafa iyi hatırlamıyorum. Sabah kalktığımda kendimi nasıl buldum bilemezsiniz.
Altımda o çocuk var, pek seçememiştim dün akşam. Ama yatış şeklim efsaneymiş yani. Saçım başım zaten mükemmel. Ayakkabılarla yatmışım zaten. Tamam ben kendi salaklığımı biliyorum ama bu yanımdaki adını bilmediğim yakışıklı çocuk niye benim evimde? İlk önce ben kalktım sonra çocuğu uyandırmaya çalıştım. Uyanmadı ayıcık bende yüzüne bir bardak su döktüm. Bir yandan da mırıldanıyorum "Ay çarşaf ıslandı, öf!" diye. Kafam hala dönüyor. Bir an dengemi kaybedip yatağa düştüm zaten. Çocuk uyanınca "Ne işin var lan burda?" diye sordum. "Eve bırak dedin, getirdik işte." diye cevapladı. "Sen her eve götürdüğün kızın yatağında mı uyuyorsun? Burası öyle geniş bir muhit değil." dedim. "Öyle demek, peki niye böyle bir muhitte gecekleri içki içiyorsun?" diye yapıştırdı. Yalnız çocuk taş gibi ama fazla burnu havada. Sonra gizlice onu çıkardım evden. Arkasından ben ben çıkıp yetiştim. Bir sürü soru sordum. Tabii cevaplamadı, beyni yanmış olabilir. Tekrar bir soru sordum. "Dün aramızda bir şey geçti mi?" dedim. "Öptün beni, benim gibi yakışıklıyı herkes öpmek ister. O yüzden takmadım." Biraz sonra taksiye bindik. Yollarımız aynı yere çıkınca "Yok artık!" diye bağırdık. "Kimseye beni tanıdığını söylemiyorsun." dedim. Oda "Eğer sen de bir pot kırarsan belan olurum." dedi fısıldayarak. Üniversitenin kapısında derin bir nefes alıp farklı koridorlara girdik. Ben normalde okula pek gelmem. Zaten başlayalı 2 hafta oluyor. Ve ben 2 haftadır hiç gelmiyorum. Meğersem biz bu dingille aynı sınıftaymışız. Görünce doğal ve ani bir tepki verdim. "Oha!" dedim. Oda şaşırdı ama benim gibi bir tepki vermedi. İlk derste sürekli birbirimize baktık durduk. Onun yanında iki kız vardı. İkisiyle de maşallah sıkı fıkıydı. İkiside çakma sarışın. "Ay, bunların makyajsız halleri bir tarafıma bile benzemez." diye mırıldandım. Sonra dersten çıkınca yürümeye başladım dışarıda. Biri bana laf attı. Kızın biri "Ders boyu gözlerin üzerimdeydi. Ama ayağını denk alıcaksın." dedi. Ben baya kahkaha attım. İki küfür edip gidiyordum ki arkamda belirdi. "Uuu! Fazla cesaretlisin. Ama dayak istiyorsun çirkin kız." dedim. Sonra biz kavga dövüş. Ben en son nasıl bir tekme attığımı hatırlamıyorum bile. Ama kızın hali vahimdi. Ben kızı döverken biri beni kucakladı. Meğersem o dingilmiş. Sonra "Ya, sana sürekli dingil diyorum. Adın ne?" diye sordum. "Mert, gerizekağlı.Bende sana gerizekağlı diyordum." zaten diye çıkıştı. "Senin ki ne?" diye çıkıştı bana.
"Adım Selin." dedim. Ondan sonra bir daha hiç görmedim. Bir derse girmedim o sırada bir kız gördüm ağlarken. Yanına gittim. Biraz dertleştik galiba bunlar arkadaşlığın ilk adımlarıydı. Onun adı da "Pelin".
Sonra çıkışta onunla beraber yürüyorduk. Arkamızda Mert'in olduğunu gördük. Sonra Pelin "Ensende bir şey var, dur!" dedi. "Yalnız ensemden tikim var." dediğim anda saçma hareketler sergiledim. Maalesef Mert alttan alttan gülüp bana bakıyordu. "Ne bakıyorsun be?" dedi Pelin. "Arkadaşın kadar inatçı ve güzelsin." dedi Pelin'e. O an Mert'e çok sinir oldum. Ondan ona atlıyor.
"Bırak şu pisliği." dedim. Yürüyerek uzaklaştık. Sonra sahildeki banklara oturduk. "Sevgilin var mı?" diye sordum. "Mert'in kavgalı olduğu, okuldaki en büyük düşmanı benim eski sevgilim. O yüzden öyle çıkıştım zaten. O çocuğu hala seviyorum." dedi. Gözlerindeki masum bakışı görünce içim eridi. Sarıldık sonra yolumuza devam ettik. Pelin bana "Sen tanıyor musun Mert'i?" diye sordu. Biraz gevelediken sonra tanışmamızı anlattım. "Ooo! Kızım o çocuğu okuldaki tüm kızlar her şekilde sever. Hemde fazlasıyla. Zaten çocuktaki tipi gördün." dedi. "Biliyorum ama ben artık sadece dürüst bir insan arıyorum. Benim başıma daha önce bir şey geldi. Birini buldum. Çok yakışıklıydı bu arada. Ama öyle çikinmiş ki ruhu. Benimle evleneceğini söyledi. Sonrasını bilmesende olur. Bana tec-"
Pelin "Tamam, sus!" dedi ağlayarak.
"İşte ondan sonra benim hikâyem başladı. Ben o günden sonra Selin Karaman oldum!"