"Oha kafamı kırsaydın, öküzden doğma mısın?"
"Kusura bakma ama bu işler böyle işliyor."
"Başlarım işine gerizekâlı, kanadım çıkmadı daha benim."
Sarah hayatının ilk Savunma Sanatları dersine girmişti ve ilk 20 dk'da iki kere ölüm tehlikesi geçirmişti. Birisi öğretme aşkıyla yanıp tutuşan kemerli burunlu SS öğretmeni tarafından olmuştu, diğeri ise bir süredir Team Sabby (Sarah+Gabby) 'nin peşinde dolaşan Nate'ti. Az önceki konuşma da Nate ve Sarah arasında geçmişti. Nate Sarah'nın kafasına kanadıyla vurmuştu. Sonuç=Sarah Nate tarafından revire götürüldü.
Sarah'yı gören hemşire Nate'e "Bir SS vakası daha mı? Kanadının ayarı yok mu çocuğum senin?" diyerek takıldı. Bunu duyan Sarah ise acıyan başını tutarak laf koymaktan geri kalmadı "Ayarları fena bozulmuş onu fabrika ayarlarına döndürücem ben görecek o gününü, AH KAFAM." diyerek acıyan başını diğer eliyle de tutmaya başladı Sarah. Hemşire ise hazırladığı merhemle geldi ve Sarah'nın başına merhem sürmeye başladı. Sarah iyileştirici bir etki hissetti birden, sanki kromozomları manyakça dans ediyormuş gibi. Sonra havada uçuşan tozlar falan gördüğünü sandı ya da bunu izlediği Doctor Who bölümünde görmüştü. İçinden "Are you my mummy?" demek geçti ama sonra burada kimsenin onu anlamayacağını hatırlayarak içini çekti.
Sarah iyileşmişti ve Nate ile beraber sınıfa geri dönüyorlardı. Sınıf mı dedim? Çok pardon. Harry Potter'daki yemek salonu gibi bir yer düşünün. Klasik geyik muhabbeti falan giderken Nate Sarah'ya geçmişiyle ilgili onu yaralayan bir şey sordu: "Eee Sarah daha önce hiç sevgilin oldu mu?"
Sarah'nın yüzü düştü. Tanrım. Nate gülmeye başladı. "Yoksa daha kimsenin elini tutmadın mı minik Sarah?" Gülmeye devam ederken Sarah ona bir indirdi ve "Senin elini öyle tutarım ki bırakmam için yalvarırsın, pis kafa seni." dedi. Nate acımış gibi kolunu tutarak "Sanırım yine revire dönmemiz gerekecek, Gabby mi söyledi kolumun daha önce aynı yerden kırıldığını?" Sarah ani bi şekilde geri döndü ve "Oha ciddi misin? Niye daha önce söylemedin gerizekâlı?"
"Söyleyecek kadar ciddi değildi. Hem aslında revire gitmemize gerek yok bir öpmen yeterli." dedi ve havalıca göz kırptı Nate.
Sarah ise "Koluna kusarım sonra haftalarca yanıma yaklaşamazsın Nate."
"Hadi ama tek bir öpücük. Yoksa manastırdan mı geldin buraya?"
"Hayır manastırdan gelmedim ama seni manastırdan hallice bir yere gönderebilirim. Şimdi sus ve şu anasını şey yaptığımın sınıfını göster. Nasıl okul burası anlamadım. Metal müzik dinletilen fare deneyi mi yapıyorsunuz anlamıyorum!"
Nate'in ısrarcılığı devam ediyordu. "Laf kalabalığı yaparak konuyu geçiştirmeye çalışıyorsun. Hmm yoksa benden hoşlanıyor musun S?
"Senden hoşlanmak mı? Gider bir sap brokoliye aşık olurum daha iyi. Hem o senden daha yakışıklı ve lezzetli."
"Yeter Sarah. Tamam öpme istemiyorum. Bu ne ya. Femen kolları başkanı çıktın başımıza."
"Haha. İşte ben insanı böyle yıldırırım bebeğim. Aaa bak Gabz orda. Ders mi bitmiş. Oh iyi oldu zaten sevmiyorum o adamı. Kanadım yok diyorum anlamıyor."
"Olsun bence sen kanatsızken de bir meleksin."
"Sen bana iltifat mı ettin yoksa, nolur etmedim de yoksa üstüne kusarım!"
"Hayır iltifat etmedim, nolur kusma."
*Sarah dil çıkarır*
*Nate de ona dil çıkarır*
Sarah ve Nate bu şekilde bir süre daha eğlenirler. Sonra Sarah Gabby'nin yanına ilerler, Nate de erkeklerin yanına gider. Sarah 1 saat öncesine kadar Nate'in tam bir yapışkan olduğunu düşünürken şu an onun sempatik, karizmatik, hoş gülen birisi olduğunu düşünüyordu. Ve hayatında ilk defa birisi ona iltifat etmişti. Her ne kadar o iltifat değildi dese de iltifattı işte. Kanatsız melek bir hakaret olamayacak kadar güzel bir tamlama ve kesinlikle iltifattı. Yani bu Nate onu beğeniyor mu demekti? Bir dakika Sarah birisini mi etkilemişti? Aman Allahım!
Sarah'nın beyninden ışık hızında bu düşünceler geçerken Gabby koşarak Sarah'nın üzerine atladı ve "Aşk böcekleri ne yaptınız ders boyunca?" diye sordu ve dil çıkardı. Sarah Gabby'nin koluna hafifçe vurdu ve aklına Nate'e vurduğu an geldi. Tanrım aşık mı oluyordu? Normal bir cevap verecekken aklına gelen bu anı yüzünden yüzü hafif kızardı ve sırıtarak "Hiiiç" dedi.
"Hadi hadi yeme beni, neler oldu anlat. Öpüştünüz mü?"
"Oha tabi ki hayır. Sadece..."
"Sadece ne?"
"Sanırım benden hoşlanıyor ama işin kötü tarafı da var."
"Nedir o?"
"Galiba ben ona aşık oluyorum..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melek Yüzlü Şeytan (ASKIDA)
Teen Fiction"Bazı sırlar siz öldükten sonra açığa çıkar."