1. Bölüm

396 13 10
                                    

Multimedya; Mira
Lana Del Rey- Young and Beautiful

Siyah, Simsiyah, Daha Çok Siyah.

Ormanın yeşil görüntüsü silinmiş ölümün rengine boyanmıştı.

"Anne ! "

"Anne ! "

"Anne ! "

Ucu bucağı görünmeyen orman, sabahki güzelliğini gizlemiş şekilde simsiyahtı, sanki onun acısına boyun eğmişti. Ortalığı aydınlatan gri ay onun hüznüyle üstüne bulutları örtmüştü. Belkide acısını yaşamasına izin veriyordu.

Yağmur şiddetini ölesiye arttırmıştı. Gözündeki sıcak damlalar yağmura karışmıştı.
Sarı saçları yağmurla bütünleşmiş koyu kestaneye dönmüştü.

Ağır bir hareketle kafasını önüne eğdi.
Başındaki ağrı bütün vücudunu yönetiyordu. Ayaklarına değdi gözleri, koşmaktan yorulmuş, soyulmuş ayaklarına.
Topukları baştan aşağı kanlar içerisindeydi, jilet gibi ağaç yaprakları bileklerini kesmişti. Parmakları çamurdan ve tozdan gözükmüyordu, üzerini kan örtmüştü.

İçindeki umut parçasını tek tek koparan sessizlik içindeki çığlıkları duymuyordu sadece soyut bir şekilde çınlatmaya devam ettiriyordu.

Vaveylalar susmuyor, ormanın inadına bağırıyordu, kaybolduğu benliğini arıyordu.
Uzun çam ağaçlarının dizildiği toprak yaşlıydı. Ağaç kavukları tahriş olmaktan bıkmış bir şekilde, özgürlüğüne kavuşmuş zemine düşmüştü.
İnce bedenleri silahlanmış ağaç yaprakları, dayanamayıp kurşun gibi toprağa yayılmıştı.

Kız, belki döner umuduyla bağırdı meleğine, belki son defa görebilecekti. Karanlığın arasındaki siyah siluet kayabolucak tekrar geri dönemeyecekti.

Avazı çıktığı kadar bağırdı, soğuk hava sesinin kırılmasına, incilmesini önemsemeden rüzgarını savurdu. Soğuk bütün vücudunu esir almış, dudaklarını kızıla boyamıştı. Dişleri soğuktan titrerken aklındaki tek şey kavuşma isteğiydi.
Onu tekrar hissetmek istiyordu.

Yavaşça dizlerini yumuşak toprağa değdirdi, soğuk onu korkutmuştu, bütün vücuduna yayılan ince kıvılcım kalbini yavaşlattı.
Daha çok küçüktü onu elinden almışlardı. Bir defa kaybetmişti zaten onu tekrar bırakmazdı değil mi annesi?

Her zaman yaptığı gibi saçlarını okşayıp uyumasını beklemesini istiyordu. O kimsede bulunmayan sesiyle şarkı söylemesini istiyordu. İçindeki umut kırıntılarının canlanıp yeşermesini.

"Anne! bırakamazsın beni, bu hiç adil değil!" dedi.
Tırnaklarının aralarına giren toprak, onu hırslandırıyor ve daha çok sıkmasına neden oluyordu.

"Hiç bir anne kızını bırakır mı!? " gözünden bir damla yaş düştü. Dudaklarına, kanayan yara gibi durmadı çenesine doğru yol çizdi, ardı ardını kesmeyen göz yaşlarının daha başlangıcıydı. Haykırışları titremiş, gözleri kızarmıştı. Yavaşça tükeniyor, ölüyordu.

SalviaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin