Denizkızı;

616 25 15
                                    




Görebildiğimiz ve anlayabildiğimiz kadar gerçeğiz; sana denizkızı var dersem, sen görmeden bana asla inanmayacaksın. Ben yine de deneyeceğim. Bana inanmana gerek yok, çünkü inandığın ve anlayabildiğin kadar gerçeğim...

Atina'nın en yüksek dağında Zeus'un tapınağı vardı. Tapınağın tam karşısında açık mavi bir deniz ve o denizin kalbinde kayıp şehir Atlantis gizliydi.

Denizler hakimi Poseidon'un krallığı.

Poseidon'un bir kuralı vardı; "Asla insanlara yaklaşmayın, kalbinin üzerinde boşlukla doğan canlı varsa o da insandır." der ve öfkelenmesini bütün deniz canlıları hissederdi.
Denizciler büyük bir fırtına çıktığında denize açılmazlardı. 'Fırtınanın çıkmasını bir insanın Poseidon'u kızdırmış olduğunu düşünürler öfkesine maruz kalmayı istemezlerdi.

Poseidon'un kızı ise insanlar hakkında anlatılanlardan korksa da; balıkçı teknelerine zarar verecek kadar yaklaşır, bunu bazen eğlence, bazen de ağalara yakalanan balıklara kurtarmak için yapardı.
Denizkızı bir gün mavilikte, oltaya takılan bir balık gördü. Balığı kurtarmak için yaklaştığında ufak balık çoktan suyun yüzeyine çekiliyordu. Denizkızı hiç düşünmeden balığın peşinden yüzmeye başladı...

Gorgos ise genç delikanlı olmuş, babasından kalan evde yaşıyor, eski sandalı ile balık avlamak için denize açılıyordu. Yiyebileceğinden fazlasını hiçbir zaman avlamadı ve zaman içerisinde denize olan öfkesini çoktan unutmuştu.
Ama bunları düşünmüyordu.
'Bu sefer büyük bir balık yakaladım' diyordu içindeki ses, sandalın şiddetli bir şekilde sallanmasına aldırmadan... Son bir çaba ile elindeki oltaya asıldı taşan deniz suyuyla, beraber denizkızını (Poseidon'un kızını) sandalın içerisine çekmişti. Her şey o kadar hızlı olmuştu ki, ıslandığını bile fark etmemişti.
Genç balıkçı Gorgos'un kafası karışmış, inanmak-görmek-anlamak arasında bir yere sıkışmıştı.
Ama denizkızına bakmaktan da kendini alamadı.
Denizkızı içinse aynı şey söylenebilirdi ilk defa bir insana bu kadar yakındı yani dokunabilecek kadar. Bulundukları deniz, kıta hatta dünya, bir kara delik tarafından içine çekilmiş, ikisi de kâinatın tam ortasında bir yerde kaybolmuştu o an.
'Poseidon görseydi, en sakin deniz bile renk değiştirirdi.'
Denizkızı şaşkınlığını üzerinden attığında babası Poseidon'un yapabilecekleri aklına geldi, zihninde dolanan kelime, 'git...' dese de bedeni taş kesmiş halde bir süre durdu. Kendine geldiğinde sandalın içinde çırpınan balığı denize attı, ardından kendisi de denize atlayıp mavilikte kayboldu.
Gorgos'un kendine gelmesiyse zaman almış, birkaç dakika sonra bile sadece 'sen kimsin?' diyebilmişti.
İçini o an ürperten rüzgâr mı yoksa başka bir duygu muydu, anlayamamıştı. Anlayamadığı başka bir şeyse göğsünün içindeki kalbinin ilk defa bu kadar hızlı çarpmasıydı. Var olduğunu bile bilmediği kalbi sanki bir anlığına hayatla bir bağ kurmuştu.

-Başka bir dilde yaşama toprak derler, insan ise toprağa tutunan bir ot; bazen yaradan üfler nefesinden, eser bir rüzgâr çorak topraklara, nefesin iki ucu aşktır. Esinti savurur başlarda, savruldukça kurur her ot kendi toprağında. Ve biter esinti kalır kuruyan ot yine yaşam denilen çorak toprakta... İnsanın şekil almasıdır ateş, güneş yaklaşır bir anda kuruyan her ot(a) yanmak gerekir –anlamak gerekir, ateşle bir kere daha şekil almak gerekir...
Biraz akıl ve tamamen kalp olmak gerekir.-
–Çok şey gerekir, (AS-K)...–

Bu olaydan sonra Gorgos bir süre denize açılamadı; sahile inip denize her baktığında kalbi ondan ayrı hareket ediyordu. Korku değildi; denize baktığı her seferde sanki izleniyor hissiydi; hani haksız da değildi, denizkızı da bilmediği bir gücün etkisinde gizlice genç balıkçıyı izliyordu.
Gorgos tutsak olduğu duygunun esaretinde günler sonra denize açıldı. Yenik düştüğü merak sansa da, zaman öğreneceği bir gerçeklik ile yüzleşmek istiyordu. Günlerdir bir lokma yiyememiş, uyuyamamıştı. Umudu kalmadığında iki mavinin arasında; anne ve babasının sonsuz yaşama gittiği yerde; onu ayakta tutan eski sandal ile tekrar denize açıldı.

Kırık İnci (ASKI'ya ALINDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin