2

335 20 0
                                    

Baekhyun yataktan çıktığında sanki kafasının içinde filler tepinmiş gibi hissediyordu dün akşam Xiumin ve Luhan yüzünden uyuyamamıştı. O kadar sesli inliyorlardı ki sanki iki gergedan birbirini öldürüyordu. Bu düşünceyle gülmeye başladı. 

Yataktan çıkıp aynada kendisine baktı. Saçları karışmış gözaltları şişmişti. Sıcak bir banyo yapsa sanırım çok iyi olacaktı. Banyoya gidip küveti doldurdu. Üstündekileri bir kenara fırlatıp kendini suya bıraktı. Şimdiden daha iyi hissediyordu. 

Küvetten çıkıp üstüne en sevdiği kazağını altına da siyah pantolonunu giydi. Saçlarını düzeltip aşağıya kahvaltıya indi. Kyungsoo onun için yemek hazırlamıştı ama ne o ne de Suho vardı evde. Xiumin ve Luhan ise dün akşamdan dolayı uyuyorlardı. Masadan bir tane kızarmış ekmeği alıp yemeye başladı. 

Yemeği bittikten sonra beyaz piyanosunun yanına gidip dağıttığı kâğıtları topladı ardından saate bakıp girişe doğru yürüdü. Montunu ve şapkasını takıp dışarıya çıktı. Xiumin’in önerisi üzerine şu Aynı Yıldızın Altında adlı kitabı alabilmek için kitapçıya doğru yürümeye başladı. 

Lay siyah piyanosunun önünde oturup hala gördüğü çocuğu düşünüyordu. Sıkıntıyla elini saçlarının arasından geçirdi. “Aaah. Gerçekten! Deliriyorum.” Daha adını bile bilmiyordu ama onu düşünüyordu. Kesinlikle delirmiş olmalıydı. Üzerindeki mavi kazağı düzeltti. Acıkmaya başlamıştı. En iyisi kitapçıdan sonra o dün gittiği kitapçıya gitmekti. 

Montunu ve kaşkolunu takıp kendini sokağa attı. Yürürken etrafındaki insanlara ve dükkânlara bakıyordu. Gözü kavga eden iki sevgiliye takıldı Yixing’in. Dikkatlice onları izlemeye başladı. Kız kolunu çocuktan kurtarmaya uğraşıyor bir yandan da ağlıyordu. Çocuksa kızgın bir şekilde kızın kolunu sıkıyordu. Kızın kolu kıpkırmızı olmuştu.

Yixing kızın durumuna üzülmüştü fakat yapabileceği bir şey yoktu. Bir ilişkiye alakası olmadığı halde dalamazdı. Tekrar yürümeye başladığında sonunda kitapçıya varabilmişti. İçeri girdiğinde sıcak hava dalgasıyla rahatladı. Gülümseyerek kitabı aramaya başladı.

Sonunda kitabı bulduğunda elini uzattı ama başka biri daha onunla aynı anda kitaba elini uzatmıştı elini çekmeden kitabı uzanan kişiye baktı. Bu o çocuktu. İkisi de aynı anda elini çektiklerinde Baekhyun Yixing’e bakarak gülümsedi “Sen al.” Yixing kitabı alıp ona baktı ardından Baek arkasındaki kitabı almış çoktan kasaya doğru yürümeye başlamıştı. Yixing çocuğun arkasından bakakalmıştı. 

Son anda kendini toparlayıp o da kasaya gitti. Baekhyun kitabın parasını ödemiş ve kitapçıdan çoktan çıkmıştı. Kasada çalışan kız ona bakıp gülümsüyordu. Büyük ihtimalle o da Lay’i yakışıklı bulan diğer kızlardan biriydi ama Lay’in aklında sadece Baekhyun vardı. Lay kitabın parasını ödeyip uyuşuk adımlarla kitapçıdan çıktı. 

Yüzüne çarpan soğuk havayla kaşkoluna biraz daha sarındı. Ardından dün gittiği cafeyi aramaya başlamıştı. Yavaşça yolda yürürken bütün dükkânlara dikkatle bakıyordu. Gözleri sonunda aradığı dükkânı bulmuştu. Dükkânı bulmasının rahatlığıyla içeri girdiğinde gözleri köşedeki masaya takıldı. 

Baekhyun her zaman gittiği cafeye gidip bir kahve sipariş etti. Ardından poşetten kitabı çıkarıp okumaya başladı. Kitabın ikinci sayfasına geçtiğinde kahvesi gelmişti. Mutlulukla kahvesinden bir yudum alıp kafasını kaldırdı. Karşısında ona bakan şaşkın bir çocuk duruyordu. Çocuk ona baktığını anladığında Baekhyun’un önündeki masaya oturdu. 

Lay şaşkınca ona bakan çocuğa bakıyordu. Gözlerini hızla kaçırıp onun önündeki masaya oturdu. Kitabı çıkarıp masaya koydu ardından da bir tane kahve sipariş etti. Kahvesi gelene kadar kitabı okumaya başladı. 

Kahvesi geldiği için dikkatini kitabından ayırıp garsona yöneltti. Çocuk ona gülümsemiş ve kahvesini yavaşça bırakmıştı. Kafasını önüne çevirdiğinde ona bakan bir çift sinirli gözle karşılaştı. Ona bakmayı sürdürürken bir yandan da kahvesinden bir yudum aldı. Düşünceleri Luhan’ın mesajıyla bölünmüştü.

‘Nerdesin??!?!? Mesaj at seninle takılmam gerek Xiumin benimle uğraşamayacak kadar yorgunmuş. Tanrım XingXing hadi!!’ 

Yixing gelen mesaja gülümseyip olduğu yeri mesaj attı. Luhan gelene kadar kitabını okumaya devam ediyordu. Birisinin masaya oturmasıyla dikkatini masaya oturan çocuğa verdi. Baekhyun sonunda dayanamamış onun yanına gitmişti. Genelde insanlar onun yanına gelirdi ama karşısındaki çocuk herkese gülümsemek zorunda mıydı? O hariç. 

Yixing şaşkınlıkla karşısındaki çocuğa bakıyordu. Baekhyun onun bu haline güldü.”Baekhyun.” Yixing hala şaşkın bir şekilde ona bakıyordu “Kim ?” Bütün gün boyunca bu çocukla konuşabileceğini hissetti. “Adım Baekhyun” Luhan sonunda cafeye gelmeyi başarmıştı.

“Yah! XingXing daha kolay anlatmalısın bana az kal- Baekhyun? Siz tanışıyor muydunuz?”

Yixing’in şaşkınlıktan büyük olan gözleri şimdi biraz daha büyümüştü. “Hayır, Lulu hyung ama iki gündür kader bizi karşılaştırıp duruyor.” Yixing Baekhyun’a baktı mutlulukla gülümsemiş şaşkınlıktan büyümüş olan gözleri şimdi kısılmıştı. 

“Aslında üç-“

Luhan sesli bir şekilde sandalyeyi çekip oturmuştu. “Xiumin beni aldatıyor.” Xuimin yine Luhan için bir sürpriz yapmaya karar vermişti. Çünkü doğum günü yaklaşıyordu ama Luhan yine hiçbir şeyi düşünmeden hareket etmeye başlamıştı. Ondan ne beklenirdi ki? Çok aceleciydi. Ama bu aceleciliği ona hayatının aşkını kazandırmıştı.

“Minseok hyung öyle şeyler yapmaz hyung sakin ol biraz. Neden eve gidip uyumuyorsun? Ya da alışveriş yapmıyorsun ?” diye öneride bulunmuştu Baekhyun.

Herkes Baekhyun’un Luhan’ın iyi hissetmesi için öneride bulunduğunu sanarken o aslında karşısındaki çocukla takılmak onu daha iyi tanımak istiyordu. Luhan saçlarını karıştırıp masadan kalktı “Kris’e ve diğerlerine selam söyle Baek” İkisi de Luhan’a el sallayıp onu gönderdiler. Baek gözlerini Lay’e dikmişti.

“Yixing. Adım Yixing.” 

Baekhyun aldığı cevap karşısında mutlu olmuştu. Gülümseyerek ona doğru eğildi. “Kaç yaşındasın ?” Yixing sandalyesine yaslanıp ona baktı. İki gündür bu çocukla konuşmak için cesaret arıyordu ve o şimdi karşısında oturuyordu. Sanki çenesinin kitlendiğini hissediyordu.

“21” Baekhyun tekrar o derin gülümsemelerinden birini yapmıştı. Açıkçası ona hyung demek zorunda olmadığı için çok sevinmişti çünkü aynı yaştalardı.

“Bende öyle”

Yixing gamzesini belirgin eden bir gülümsemeyle gülmüştü bu sefer. Baekhyun bir an kalbinin durduğunu hissetti yavaşça Lay’in yanağına dokundu. Lay şaşkınlıkla geri çekilirken bu sefer gülen Baekhyun olmuştu. 

“Seninle daha önce tanışmalıydım” dedi Baekhyun

Lay sıcaklayınca üstündeki montunu çıkardığında Baek şaşkınlıkla Lay’e bakıyordu. “Ne oldu?” Baekhyun’da Lay’in ardından üstüneki montu çıkarınca Lay’de şaşkınlıkla Baek’e bakmaya başladı. “Ama-“

“Kazaklarımız aynı Yixing.” Ve içinden umarım kaderlerimizde aynı olur diye ekledi.

Counting StarsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin