Baekhyun elini sıcak bir bedenle karşılaşma umuduyla yatakta gezdirdi fakat tek bulduğu yataktaki kocaman boşluktu. Gözlerini açıp etrafa bakındı. Yixing’i odada göremeyince yataktan çıkmanın en iyi fikir olduğuna karar vermişti. İlk defa yemek kokuları burnuna dolmuyordu. Aşağıya indiğinde Luhan ve Minseok televizyon izliyordu.
“Lay, nerde?”
Minseok, duyduğu sesle başını çevirip merdivenlerin başında bekleyen çocuğa baktı. Luhan ise filme odaklanmış bir haldeydi. “Oh, uyanmışsın. İşleri var merak etme.” Baekhyun kafasını salladıktan sonra mutfağa gitti. Açlıktan bayılacak durumdaydı. Yemek yese fena olmazdı.
**
“Evet, bu masayı hazırlamanızı istiyorum. Teşekkürler.”
Jongin, Yixing’i lokantadan hızla çıkarttı. Tao ve Wufan ile buluşabilmek için onların çiçekçisine doğru yürüdüler. Yixing, Baekhyun’a evlenme teklifi edecekti. Her şeyin mükemmel olmasını istiyordu. Bunun için bir haftadır uğraşıyordu fakat hala nasıl düzgün bir evlenme teklifi edeceğine karar verememişti. Diz mi çökmeliydi? Yoksa klasik mi olmalıydı?
“Biraz daha düşünürsen beyninden dumanlar çıkmaya başlayacak.”
Wufan, onun endişeli oluşunu anlıyordu. Sonuçta o da Tao’ya evlenme teklifi etmişti. Yixing’in o anın kusursuz olmasını istediğini biliyordu. Ve aklına gelen fikir Yixing’in bütün endişelerini götürecekti. Gülümseyerek Yixing’e baktı. Yixing hala nasıl bir şey yapabileceği konusunda düşünüyordu.
“Onu pikniğe götür. Gece. Yıldızları sayın beraber. Sonra yüzüğü göster hangisi daha parlak diye sor”
Bu plan Yixing’in de aklına yatmıştı. Aptal gibi sırıtmaya başlamıştı. Eve gidip hazırlıkları yapmalıydı. Ne kadar sürerse sürsün bu gece ona evlenme teklifi edecekti. Ama ilk önce ortamı da hazırlamalıydı. “Orayı nasıl hazırlayacağım? Zamanında yetişemem ki.” Wufan arkadaşının sırtını patpatladı.
“Sen orayı bize bırak.”
**
Yixing eve geldiğinde evi savaş alanı gibi görmeyi beklemiyordu. Ama öyle olmuştu. Hırsız girdiğini düşündüğü için eline geçen ilk sert cismi almış salona doğru ilerlemeye başlamıştı. Yere saçılan mısırlar, yastık tüyleri ve battaniyeler içinde birbirine sarılmış bir vaziyette uyuyan XiuHan çifti.
Burayı hırsız bu hale getirmemişti. Bunu Minseok ve Luhan yapmıştı. Ve foyaları Yixing’in onları görmesiyle ortaya çıkmıştı. Yixing mutfağa girdiğinde yine aynı manzarayla karşılaşmıştı her yer dağınıktı. Bunları onlara ödetecekti. Hem de en ağır şekilde.
**
“Temizlemeye devam edin gözüm üzerinizde!”
Yixing, elindeki piknik sepetiyle sevgilisinin aşağıya inmesini bekliyordu. Sonunda Baekhyun hazırlanmış bir şekilde aşağıya indiğinde gülümsedi. Hemen sevgilisinin elini kavrayıp kapıya doğru yürüdü. “Eğer buraya geldiğimde evi tertemiz bir şekilde bulmazsam sizi öldürürüm.”
**
Baekhyun ve Yixing el ele bir şekilde uzanmış yıldızları izliyordu. Yemeklerini yemişlerdi bile. Bu süre Yixing’in sakinleşmesinde çok yardımcı olmuştu. Ama hala nasıl evlenme teklifi edeceğini bilmiyordu. Onun için aslında bir lokanta da evlenme teklifi etmek daha cazip gelse de Wufan sayesinde bu düşüncesinden vazgeçmişti.
“Yıldızlar çok parlak”
Yixing, Baekhyun’un cümlesiyle gülümseyip cebinden parmağında aynısı olan yüzüğü çıkardı. Baekhyun’un çok rahat görebileceği bir şekilde gökyüzüne sanki yıldızlarla berabermiş gibi tuttu. “Sence de benzemiyorlar mı?” Baekhyun şaşkınlıkla yüzüğe bakarken gözleri Yixing’in parmağındaki yüzüğe takıldı. Aynılardı.
“Benimle evlenir misin Baekhyun?”
Baekhyun şaşkınlıktan dili tutulmuşken ikisi de çoktan oturma pozisyonuna geçmiş Baekhyun’un Yixing’in teklifini yanıtlamasını bekliyorlardı. Nasıl hayır diyebilirdi ki? Yixing onun hayatının aşkıydı. Şaşkın çocuk mutlulukla başını salladı. Ve ağzından Yixing’in duymak istediği tek kelime çıkmıştı.
“Evet.”
Evet. Baekhyun ona evet demişti. Yixing, yüzüğü sevgilisinin parmağına taktıktan sonra dudaklarından öptü. Hayatında hiç hissetmediği kadar mutlu olmuştu şimdi. Her ikisi de.