9-

524 22 1
                                    

Birbirimize yaklaşık 10 dakikadır sarılıyorduk. Bora'nın içinde ne kadar bir öküz olsa da çok masum bir çocuk daha vardı. Ve şuan o masum bir çocuktu. Hafif bir öksürük sesiyle kendimizi toparladık. Bora'nın anneannesi karşımızda duruyordu. "Çocuklar bölmek istemezdim ama Baran ikinizi merak ediyor." dedi tonton bir sesle. "Tamam sultanım, biz şimdi onun yanına gideriz." diyip alnına öpücük kondurdu. Anneannesini belli ki çok seviyordu. 

Elini uzatarak beni yerimden kaldırdı. "Biraz daha iyiysen Baran'ın yanına gidelim." dedi her zaman ki soğukluğuyla. "İyiyim, gidelim." dedim. Kısa cevaplar vermeye özen göstererek. Tekrar evin içerisine girip merdivenlerden yukarı çıktık. Kapının önüne gelince "Sen içeri gir. Benim işlerim." var diyip yüzüme bile bakmadan gitti. Bir kez daha söylüyorum bu çocuğun bu dengesizlikleri beni öldürecek.

Derin bir nefes alarak kapıyı tıklattım. "Giriniz." sesini duyunca kapıyı açtım ve içeri girdim. Yatakta doğrulmuş bir şekilde oturuyordu. Beni görünce gülümsemesine engel olamadı. "Ah, sen miydin Alina? Bende seni merak etmeye başlamıştım." dedi oldukça mütevazi bir sesle. Bora'nın aksine Baran çok kibardı. Çok cana yakındı. Ama ona aşık olamazdım. Bu söz konusu bile değildi. "Şeyy, ben annemle konuşuyordum. Bilirsin işte anneler meraklıdır." dedim. Çok aptalca bir şey söylemiştim. "Bilirsin işte." mi? Aptal gibi annesinden bahsetmiştim. Ya o da Bora gibi fenalaşırsa? Niye üşünmeden konuşuyordum ki ben? Mahcup bir şekilde kafamı önüme eğdim. "Şşşt.. Sorun yok. Yanlış bir şeyden bahsetmedin." dedi gülümseyerek. "B-ben özür dilerim. Hatırlatmak istemezdim." dedim. Sesim oldukça mahcup ve güçsüz çıkmıştı. "Senin bir hatan yok. Eminim ki annesini kaybeden tek çocuk biz değiliz. Elbette ki bahsedenler hatta soranlar bile olacak. Dert etme." dedi. Ne yani annesi sadece ölmüş müydü? Bora'yı bu mu etkilemişti bu kadar? Yoksa başka bir şey daha var mıydı? "Benim şimdi gitmem gerekiyor. Geç oldu. Başka bir zaman tekrar görüşürüz." diyip odadan çıktım.

Merdivenlerden aşağı inerek hizmetçi kıza "Bora nerede gördünüz mü?" diye sordum. "Etrafta yoksa odasındadır Alina hanım. Ama girmenizi tavsiye etmem." dedi içtenlikle. "Tamam teşekkür ederim." diyip tekrar merdivenlerden yukarı çıktım. İçeri girip girmemek konusunda oldukça kararsızdım. Zaten girmemem konusunda hem hizmetçi kadın hem de bizzat Bora uyarmıştı. Derin bir nefes alarak kapıyı çaldım. "Şeyy, Bora ben Alina eve gitmem gerekiyor. Sen bırakacak mısın yoksa başımın çaresine bakayım mı?" Hiçbir ses gelmemişti. Belki odasında değildir diyip kapıyı hafifçe araladım. Tahmin ettiğim gibi odasında değildi. Ürkek adımlarla odasına girdim. Su sesi duymaya başlayınca Bora!nın duşta olduğunu anladım. Bir anda su kesildi. Beni burada görünce kesin ağzıma sıçacaktı derken banyonun kapısı açıldı. Havluyu sadece belinden aşağı sarmıştı. Onun dışında çıplaktı. Vücudundan sular akıyordu. Oldukça kaslı ve güzel bir vücudu vardı. Kendimi toparlayarak masum bir şekilde suratına baktım. "Sana bu odaya girmeyeceksin demedim mi ben?" diyip hızlıca kapısını kapattı. "Ben şeyy, beni eve bırakabilir misin diye sormaya gelmiştim. Kötü bir niyetim yoktu." dedim ve köpek yavrusu bakışlarımı ona attım. Bir anda kapı çaldı. "Abi müsait misin? Odana girebilir miyim? Seninle bir şey konuşmak istiyorum." dedi. Olamaz Baran kapıdaydı. Bora beni kolumdan tuttuğu gibi banyoya götürdü. Kendiside küvetin içine girip suyu açtı. Sessizce "Ne bekliyorsun orada yakalanmayı mı? Gel şuraya." dedi. Yakalanıp Baran'ı incitmek istemediğim için dediğini yaptım. Biraz sonra Bora banyo kapısından "Kardeşim seni dinlemeyi çok isterim. Şuan duştayım. İstiyorsan odama geç. Ordan sor." dedi. Odanın kapısı yavaşça açıldı. "Abi sorun değilse sana bir şey danışacağım. Banyonun içine gelebilir miyim? Hem senin parfümlerinden birini almam gerek. Sadece bir günlük." dedi. Bora hemen küvetin içine girip perdeyi ve pencereyi çekti. 

Onunla yarıçıplak bir vaziyette duşun içindeydim. Kalbim küt küt atıyordu. Bana sus işareti yapıp "Tabiikide gir. Girişteki dolapta parfümlerim bak istediğini al." dedi yumuşak bir sesle. Banyonun kapısı açıldı. Bora'nın oldukça gergin olduğunu görüyordum. Ben ise oldukça heyecanlıydım. Mümkün olduğunca ona bakmamaya çalışıyordum. "Abiciğim, Alinayı yemeğe çıkartmak istiyorum yarın akşam. Sence onu nereye götürmeliyim? Böyle şeylerde benden daha tecrubelisin." Bora mı tecrubeli? O bi kızı yataktan başka nereye götürmüştü ki? Çok yanlış kişiden yardım istiyorsun Baran çok. Bu düşünceleri aklımdan geçirirken gülümsediğimi fark ettim. Bora sert bir bakış attıktan sonra ciddi tavrımı takındım. "Onu bir restorana götürürsün kardeşim. Senin için bir yer ayarlarım. Gerekli işleri yapar, başbaşa kalmanızı sağlarım." dedi. "Ha birde Alinaya ben haber veririm." diyip bana baktı. Haber verecekmişmişmiş. "Aslında abi ben senin de yanımda olmanı istiyorum." dedi. Bora gergin bir şekilde bana baktı. Ama anında kafasını çevirdi. "Sen nasıl istersen kardeşim." diyebildi sadece. Birisi Bora'ya istemediği bir şeyi yaptıracak ha? Anladığım kadarıyla Bora aileye oldukça önem veriyordu. Kapıyı yavaşça kapandıktan sonra Baran'ın çıktığını anlamıştım. Tuttuğum nefesimi vererek rahatladım. O burdayken düzgün nefes bile alamıyordum. Bora da hemen duştan çıktı. O da rahatlamış görünüyordu. 

Beklenmedik AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin