(8. kat tadilatta yakimda )7.Kat başlıyor

109 16 3
                                    

Thomas boş gözlerle tuvale bakıyor ama ne çizeceğini bir türlü bulamıyordu. En sonunda bir karara vardı ve tuvali boş bırakmaya karar verdi, ne de olsa burası boş ve beyaz bir odaydı Thomas bundan yola çıkarak tabloyu boş bıraktı. Hiç beklemediği bir anda arkasında Picasso belirdi ve "demek ki boş bırakmaya karar verdin, aslında doğru ama bir ayrıntıyı unuttun. Burası bir rüya olsa bile bu gerçek bir rüya. Onun için buradaki tuvale beni ve kendini de çizmeliydin. " Thomas anlamsız gözlerle Picasso'ya bakar ve bu söylediklerini gururuna yediremez. " Ama nasıl olur rutin hayatımda rüyamda uçuyorum ama sabah kalktığımda uçamıyorum veya rüyamda yüksek bir yerden düşüyorum ama kalktığımda en fazla yerde düşmüş oluyorum!" Picasso hafif bir gülümsemeyle " Ne yazık, hala kibirliliğine devam ediyor. (Biraz Thomas'ın etrafında döndükten sonra) Sen şimdi bu oyunu kaybedersen ne olacağını biliyorsun değil mi. Dur ben söyleyeyim ÖLECEKSİN. İşte burayı normal bir rüyadan ayıran özellik bu." Thomas korku ve kin dolu gözlerle Picasso'ya bakarak " şimdi ne olacak! Ölecek miyim hadi söyle!" Picasso şaşkın gözlerle." Aslında şu an duvarların daralması gerekiyordu." Thomas duydukları karşısında soğuk terler dökmeye başlamıştı. İsteyerek gelmediği bir yerde ölümle burun buruna gelmişti, hatta belki ölecekti. Thomas üstündeki şoku atlatamadan Picasso hafif bir tebessümle" Tanrının sevdiği kuluymuşsun, efendimiz seni affetti sana bir şans daha tanıyacak." Thomas akıl iyice karışmıştı efendileri kimdi, bu nasıl bir şanstı? Thomas derin düşüncelere daldığı sırada Picasso'nun gittiğini fark etmemişti. Thomas adeta etrafa haykırıyordu, ama nafile çünkü Picasso çoktan kaybolmuştu. Thomas'in kalbi küt küt atıyordu, aklindaki onlarca soruyu kim cevaplayacaktı. Thomas çaresiz bir şekilde dizlerinin üstüne çöktü ve fransızca " C'est pas possible, non!!!" ( Hayır, olamaz imkansız!!!) .Thomas çaresiz bir şekilde durmuş olacakları beklerken arkadan bir sesle irkildi "Bu kadar nankör olma şu an sıradan bir uyku yerine ebedi bir uykuda da olabilirdin, ama biz sana bir şans daha tanıyacağız." Thomas bir yandan göz yaşları döküp bir yandan nerden geldiğini bilmediği sese cevap verir" ben burda hic olmaya bilirdim niye ben şöyle,ne istiyorsunuz benden söyleyin" nerden geldiğini bilmediği ses az önce dediklerini tekrarlamaya başlar"Bu kadar nankör olma. (Bozuk bir şekilde heceleyerek) bu bu kad kadar na nankör olma." Ve her nerden ses geliyorsa sesin kaynağı bozulmuştu.
■■■■■■■

Ömer adeta neye uğradığını şaşırmıştı hiç beklemediği bir anda kendini Osmanlı topraklarında bulmuştu ve buraya nasıl geldiğini bir türlü bulamıyordu. Ömer Osmanlı tarihi okuduğundan askerin ne dediğini az anlıyordu ve ona cevap verebiliyordu. Ömer anlam veremediği bu olayı askere sormaya karar verdi " Asker ben buraya nasıl geldim hiç bir fikrim yok." Asker Omer'in yorgun olduğunu görüp "Yabancı sen nerden gelirsin bilmem lakin bu akşam burda konaklaya bilirsin." Ömer başka çaresi olmadığını anlar ve askerin dediğini kabul eder, ne de olsa belki padişahla görüşüp ondan yardım isteğe bilirdi. Ömer kapı kulu askeriyle birlikte içeri girdiler. Ömer içerideki tünlleri iyice bakmaya çalışıyordu. Tünelde sadece meşalelerin olmasından dolayı içeriye bir loş ışık hakimdi, içerideki basık hava Ömer'in tüylerini baştan diken diken etmişti. Ömer tabloları dikkatli bir şekilde incelerken o zamanki Osmanlı haritasıyla karşılaştı ve askerden izin istedi ama asker" bu gördüğün haritanın aynısı misafir hanelerimizde de var, orada incelersin." Kapıkulu askeri yolu fazla uzatmadan 2 kat yukardaki misafir hane götürdü. Ömer çok yorgun düşmüştü, odaya girdiği gibi kendini yatağa attı. Bir bütün hayatı gözünün önünden akıp geçti, hala üzerinden delilercesine akan teri hissedebiliyordu. Ömer sonra bir anda aklına Osmanlı haritasına bakmak geldi, tam yerinden doğrulacaktıki üzerine bir yorgunluk çöktü ve istemsizce yatağa geri düştü. Başta yataktan kalkmaya çalıştı ama çok yorgundu kalmaması. Bunun üzerine o akşam dinlenmesi gerektiğini düşündü ve yattı ama sabah kalktığında büyük bir süprizle karşılaşacağından habersizdi. Ömer sabah kalktığında karşılarındakileri görünce donakaldı. Karşısındaki bebekliğinden beri hikaye, destanlarını dinlediği, 6 yıl araştırma yapıp kitap yazdığı şahsiyet karşısındaydı. Karşısında Yavuz Sultan Selim duruyordu, etrafında da paşaları vardı. Padişah bir adım ileri atarak "Esselamü Aleyküm ya Ömer, senin kim olduğunu senden daha iyi biliyorum ama senin gibi bir Osmanlı yigidini böyle misafirhanede karşılamak istemem eğer sizde kabul ederseniz sizi odamda karşılamak isterim." Ömer duydukları karşında adeta şoka girdi. Daha eline kılıç, ok hiç birini eline almadan Osmanlı adına büyük bir savaşçı olmakla odüllendiriliyordu. Padişahla beraber Tam Ömer sorularını soracaktiki padişah ona " Efendimiz bu sefer sizi denemek istiyor" Ömer kafayı yemek üzereydi kendini Osmanlı'da sanıyordu ama padişah efendimiz* diye birinden bahsediyordu Padişah birine itaat ediyordu yoksa kendisi halusinasyonlarmı görmeye başlamıştı, kafası allak bullaktı. Daha sorularının cevabını bulamakta zorlanırken yenileri eklenmişti. Ömer içlerinde kaybolduğu soruları padişaha sormaya karar verdi. Padişaha doğru dönüp "Hünkarım sanırım siz benim durumu biliyorsunuz söylermisiniz, burası gerçekten Osmanlı topraklarımı değilse ben nerdeyim buradan nasıl kurtulacağım sonra efendimiz dediğiniz kişi kim söylermisiniz." Padişah kahkahalara boğulur ve elini Ömerin üstüne koyar " gerçekten merak ediyormusun veya şöyle söyliyeyim bunlara gerçekten duymaya hazırmısın?" Ömer ne diyeceğini bilmiyordu. Bulunduğu durum o kadar kötümüydü yoksa padişah onla dalgamı geçiyordu, ama tek bildiği şey o da şu an ki elindeki bilgilerle bu rüyadan kurtulayamacağı idi. Ömer derin bir nefes alarak " Evet hazırım söyle " "Her gece yatmadan önce yastığınmın altında notlar buluyorum,bunu ilk fark edince hemen güvenliği arttırdık, ama bir faydası olmadı bende onları okumaya başladım. Ömer adında birinden bahsediyor ve onun için şans diliyor, birde son gelen notta bunu sana vermemi istedi."

Rüya ile gerçek arasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin