Gökyüzüm: Yarın!
Düş-Eşim: Yarın! Sonunda hayallerimiz gerçek olacak, Papatyam. Senin gülüşünü çok özledim.
Gökyüzüm: Sen bir de hediyemi gör, bana tekrar aşık olacaksın. En az kendim kadar mükemmel bir şey aldım. :)
Düş-Eşim: Hediye mi? Gerek yoktu. Biliyorsun, mahçup olacağım. Ben... Elim boş geliyorum sanırım.
Gökyüzüm: Görünce çok beğeneceksin. Garantisini veriyorum sana, Güneşim. Şaşıracaksın belki ama seveceksin çok. Ayrıca bana gelen en büyük hediye sen olacaksın.
Düş-Eşim: Sen de benim en büyük hediyemsin. Siz ne istersiniz peki? Bir şeyler getirmeye çalışacağım!
Gökyüzüm: Sen, bizim en büyük hediyemiz olacaksın. Hiçbir şey alma, sadece gel. Herkes çok heyecanlı. Hem... Birkaç salağa da kendini kanıtlaman lazım. Gray ve Lyon, klasik.
İyice morarmış gözaltlarına baktı, Natsu. Lucy geleceği için tonlarca hazırlık yapmaktan iyice yorgun düşmüştü. Solgun yüzü, soğuk suyla beraber biraz olsun canlandı. Natsu, telefonunu bırakıp nefesini düzeltti. Sesi hırıltılı çıkıyordu. Hastaydı birkaç gündür.
"Luce, Çiçeğim..."
Ne yapacaktı? Çok heyecanlıydı. Eli ayağına dolaşmaya başlamıştı bile. Titriyordu, ne diyebilirdi yüz yüzeyken? Uzun zaman sonra sevgilisini görecekti. Uzun zaman sonra diğer yarısını canlı kanlı görecekti. Ama bunun için biraz uykuya dalması lazımdı. Uzun bir uykuya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
distance × nalu texting
Fiksi PenggemarNatsu, pembe rengindeki saçlarından elini geçirirken gülümsedi. "O, gelecek. Bizi asla unutmaz, değil mi Gray? Sence bizsiz çok üzülmüş müdür? Luce'm, geri gelmesine çok az kaldı. Hissediyorum." Çocuğun duygusuz bakışları, arkadaşının zümrüt yeşili...
