Dudaklarını büzmüş ıslık çalarak yeni bebeği ile yolda ilerliyordu Taehyung. Yeni arabası ile sürüş vaktiydi. Hava hafiften kararmaya başlamış fakat saat hala erkendi.
Uzaktan, yolda uzanmış olarak gördüğü karartı ile kaşlarını çattı esmer. Ne olduğunu anlayamamıştı başta. Yaklaştıkça ve arabayı yavaşlattıkça anlamıştı anca.
Yere boylu boyuna uzanmış tam anlamıyla beyaz tenli, kirli gri renginde saçları olan bir gençti bu. Üzerindeki kıyafetler yerde uzanıyor olmasına rağmen fazla düzgündü. Temiz ve düzgün.
Taehyung arabayı durdurdu ve hızla arabadan inip yerdeki, baygın olup olmadığında emin olamadığı bedene koştu.
"Hey!"
Yanına varmasına birkaç adım kala kafasını kaldırdı yerdeki beden. Taehyung ani hareket ile korkup gerilemişti. Aldırmadan yanına ulaştı.
"S-sen iyi misin..?"
Yerdeki, doğrularak dirseklerini asfalta yasladı. Fazla ifadesiz bir suratı vardı ve bu esmer olanı tedirgin etmişti.
"İyi gözükmüyorsun dostum.."
Gri saçlara sahip olan iç çekerek solgun, pembe ile mor arasında bir rengi tutturamamış dudaklarını araladı konuşmak üzere.
"Bir saattir burada araba için bekliyorum. Gelen iki üç araba hızla geçtiğinden canım sıkıldı ve biraz uyumak üzere uzandım sadece. Bir şeyim yok."
Taehyung derin bir nefes alarak rahatladığını belli etti.
"Çok korktum, bir şeyin var diye."
Kesinlikle masum bir düşünceydi.
"Evine kadar götürmemi ister misin? Yani beklediğin araba benimki olabilir mi ki?" diyerek arabasını işaret etti.
Audi markalı, beyaz renkli bir Q3. Yeni olduğu her hâlinden belli olan bir araba.
Hâlâ ifadesiz olan bakışlarını arabadan çekerek esmere dikti. Gözleri gülümsüyordu ama dudaklarında en ufak bir kıpırtı yoktu.
"Gerçekten yardım eder misin?"
Ne zamandan beri insanlar bu kadar kibardı? Onun zamanında böyle değildi insanlar, en azından hatırladığı kadarıyla. Ki.. Kaç yıl olmuştu? 21. yaş günü üzerinden kaç yıl geçmişti?
"Tabii ki, senin durumunda olan ben de olabilirdim."
Taehyung doğrularak ayağa kalktı ve solgun bedene elini uzattı. Elini tutmasını bekliyordu. Beklediği gibi de olmuştu.
Tuttuğu elden destek alarak ayağa kalktı ölü gibi duran beden. Mırıldandı.
"Teşekkürler.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
who lives in morgue | taegi
Fanfiction"Evim nerede demiştin?" "H-hastane... " "Oh, hastaneye yakın mı? Benimki de hastaneye yakın. Şanslısın gibi." "Evet.. Evet, çok şanslıyım..." Boşluğu doldurmasını bekler gibi bir hali vardı solgun bedenin. "Aman Tanrı'm.. Ne kadar kabayı...