h

3.4K 457 45
                                    

Sabit hızla ilerlemekte olan arabanın içine bakınıyordu beyaz tenli genç. Beyaz dış boyasının zıttına içi simsiyahtı. Güzel bir hava katmıştı. Ve kesinlikle yeni araba kokuyordu. Her ne kadar esmerden kısa olan beden bu koku hakkında bir fikir sahibi olmasa da.

Fazla dikkatli bakınan genç dikkatini çekince Taehyung kıkırdayarak sordu.

"Bu seriye fazla ilgilisin sanırım, huh?"

Demek istediğini anlamıştı. Gariptir ki, anlamıştı. Başını onaylarca sallamak ile yetinmişti.

En sonunda arka taraf ile ilgilenmeyi bırakıp önüne döndü. Yolu izlemeye başladı. Taehyung ara sıra ona bakıyordu, boş yolda ilerlerken veya kırmızı ışıkta durduğunda. Hiç kıpırdamıyordu.

Sonunda şehir merkezine girdiklerinde aklına gelen iki sorudan birinci olanını yöneltti Taehyung.

"Şey.. Adın ne?"

Kokain tenli genç kendisine seslenene dönerek birkaç defa gözlerini kırpıştırdı.

"Yoongi. Min Yoongi."

Donuk, soğuk bir sesle söyledikten sonra 'tanıştığıma memnun oldum' der gibi başıyla minik bir selam verdi.

Taehyung gözlerini yoldan ayırmadan gülümsedi ve ikinci soruyu yöneltti.

"Evim nerede demiştin?" Masum bir şekilde sorulmuş soruydu. Sonuçta onu evine kadar bırakacak olan kişi Taehyung'tu değil mi? 

Yoongi önce ne cevap vereceğini şaşırdı. Ona söylemek istemiyordu. O da diğerleri gibi ona deli diyerek uzaklaşabilirdi değil mi? Esmer olanı sevmişti ve uzaklaşmasını istemezdi.

"H-hastane..." Bu şekilde kaçamak bir cevap vermişti Taehyung'a göre. Oysa yaşadığı yeri söylemişti.

"Oh, hastaneye yakın mı? Benimki de hastaneye yakın. Şanslısın gibi." Tekrar minik bir kıkırtı yayıldı arabaya. Yoongi'nin hoşuna gitmeye başlayan bir kıkırtı.

"Evet.. Evet, çok şanslıyım..."

Boşluğu doldurmasını bekler gibi bir hali vardı, solgun bedenin. Adını söylemesini istiyordu yani.

"Aman Tanrı'm.. Ne kadar kabayım. Üzgünüm, benim adım Taehyung."

"...Taehyung." Cümlesinin devamını getirerek sonlandırdı.

Karşısındaki çocuğun dikdörtgen gülümsemesi göz alıcıydı. Onun bedenine bile ışık verebilecek cinstendi. Kendisinde de gülümseme isteği yaratan cinsten. Ama o asla gülümsemezdi. En azından upuzun yıllar bu şekilde geçmişti.. Belki gülümserdi.

İlk defa.

İlk defa solgun renkli dudaklarının gülümseme ile süslenebileceğine inandı.

who lives in morgue | taegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin