-31-

4.1K 136 22
                                    

Aleyna Karahan'ın Nefes Alırken Ölmek kitabını okursanız sevinirim hatta okuyun be yaa.

Bu bölümü okurken Mustafa Ceceli Emri Olur şarkısı ile okumanızı öneririm. Çünkü ben bölümü yazarken bu şarkıyla yazdım. Bu arada Bıçak Yarası Kuma Serisi okuyucuları varsa bu bölümü yayınladığım anda onu da yayınladım. Yeni kitabım Bıçak Yarası Kuma Serisi'ni okumak isterseniz profilimden bulabilirsiniz. Bölümü begenirsiniz umarım. Bu arda Tuğçe Yalçınkaya seni seviyorum kuzum bu bölüm sana gelsin.

Yusuf Harmanlı (Cenazeden devam)

Amcamın kolunu tutup "benim babam kim amca?" Azad ağa gözlerini kaçırmıştı anlamıştım şimdiden bu işin sonunun karanlık olduğunu. Amcam gözlerini tekrar benim gözlerime sabitledi. Sakın bir sesle "bak oğul bu öğrendiklerin hoşuna gitmeyecek" sinirlenmiştim hemde çok. Amcama 'konuş' der gibi baktım. O da anlamış olacakki konuşmaya başladı "bak oğlum benim ağabeyim Mehmet ondan büyük bir ağabeyim daha var Civanm İşte Civan ağa senin anana  yani Ayşe yengeme sevdalıymış. Babanla anan evlendikten iki ay sonra anana tecavüz etmiş. Bir kere bile değil defalarca. Garip ananda korkudan kimseye söylemeye cesaret edememiş. Sonra sen doğdun. Birkaç yıl sonrada Fırat doğdu. Sonra Mehmet ağabeyimle Civan ağabeyim bir sebepten dolayı kavga ederken Civan ağabeyim sinirle senin onun çocuğu olduğunu söyledi. Bunu kabul edemeyen Mehmet ağabeyim Civan ağabeyimi öldürmüş" ne diyordu bu adam. Şimdi baba dediğim adam babamı öldürmüş sonrada beni kendi çocuğu gibi mi büyütmüştü. Peki şimdi ne olacaktı. Amcama hiçbirşey demeden mezarlıktan ayrıldım. Arabayı son hız hastaneye sürdüm ve telefonumda kayıtlı olan plakayı Şehmir'e verip bulmasını istedim. Hastanenin önüne arabamı park edip şeftali kokulumun yanına çıktım şimdiden onu benimsemiştim. Hızla tırmandığım merdivenlerden sonra Seren Şahin yazan kapıyı tıklattım. İçeriden "gir" komutunu duyduktan sonra içeriye girdim. Benim kızıl ve turuncu karışımı kaçı olan prensesim oradaydı gözlerimi açmış bana bakıyordu. Küçük bir tebessüm edip "merhaba" dedim. O da aynı şekilde "merhaba Yusuf. Bu arada başın sağ olsun baban ölmüş" dedi yerim ben bu kadını yaa. Başımı  tamam anlamında sallayıp koltuklardan birtanesine oturdum. Ne diyeceğimi hesaplamadan buraya gelmiştim. Şimdi ne diyecektim ki ona 'seni seviyorum benimle sevgili ol mu' yoksa 'Seren Şahin  önce sevgilim sonra karım ol mu' hay kafama sıçayım insan bir çiçek alır değilmi ? En iyisi önce sorup sonra çiçek almaktı. Fazla uzatmadan elini tutup konuşmaya başladım "bak Seren biliyorum tanışalı az oldu ama ben seni  seviyorum önce sözlüm  ol sonrada karım" şu anda bana mal mal bakıyordu. Kafasını aşağı yukarı sallayıp "ne diyeceğimi bilemiyorum Yusuf ama duyguların tek taraflı değil bende senden hoşlanıyorum bilmiyorum olurmu omu sen söyle. Karını unut diyemem ama onun yanına beni de  alıp mutlu olabiliriz bunu sen bileceksin. Yok ben karımın yanına seni koyamam dersen anlarım. Belli ki duygularını tartıp benim karşıma çıkmışsın. Bu yaptığını bazı erkekler yapamaz. Sana tek sorum beni sevip mutlu edebilecek misin ?" diyip yüzüme baktı. Haklıydı ne Şevval'i silmemi istiyordu nede unutmamı bunu kendime hiç sormamıştım ama olurdu be yapardım ben. Elini dudaklarıma götürüp öptüm. Sadece birşey söyleyecektim "seni seviyorum ve yapacağım Seren Şahin ileride Seren Harmanlı yazacak kimliğinde" diyip son noktayı koymuşum. Masadan kalkıp yanıma geldi ve hiç beklemediğim anda ince kolları geniş vücudumu sarmalamıştı çoktan.

İclal Harmanlı (Cenazeden bir gün sonra)

Bu gün minik kızımın hastaneye gitmesi gerekiyordu dün Pınar ve Baran'ın bir bebeği olacağını öğrenmiştik. Onlarda bir müjde vermek için gelmişlerdi ama babamın ölmesi üzerine buruk  bir mutluluk olmuştu. Güzelce giydirdiğim kızım Bukre'yi bebek pusetine koyup aşağı indirim. Konağın önünde bekleyen arabalardan birisine binip hastaneye doğru yol aldık. Yanlış doktordan randevu aldığım için yakındaki hastaneye değilde daha uzak bir hastaneye gitmek zorunda kalmıştık. Yaklaşık bir buçuk saat sonra hastahaneye varmıştık. Randevu saatine üç dakika olduğunu görünce hızla merdivenlerden Bukre'yi tutan  arkamdaki korumayla birlikte hızlı hızlı çıkıyordum ki bir bedene çarpmamla birlikte koruma da bana çarpmıştı kafamı kaldırıp çarptığım kişiye baktığımda yıllardır aşina olduğum deniz mavisi gözler karşıladı. Hayal  olup olmadığını anlamak için birkaç kez gözlerimi kapatıp açtım. İşte oradaydı aylarca hasret kaldığım adam. Aylarca sesini duymak için yanıp tutuştuğum kocam. Hiç düşünmeden sarıldım kokusunu içime çektim. O anda cenazesine ağladığım dakikalar geldi aklıma. Bu nasıl olurdu ölmüştü Fırat ben dokunup sarılmamışmıydım tabutuna. Arkamdaki korumanın da benim gibi şaşkın sesiyle kendime gelmiştim belki "Fırat Bey" şaşkındık ikimizde. Aylardır içime çekemediğim kokuyu tekrar tekrar içime çektim. Sonsuza dek sürsün istedim bu an. Hiç silinmesin kopmayalım istedim...

Yess yeni bölüm geldi. Yorum istiyorum sizden. Bu bölüm hüznü oldu biraz çünki bölümü yazarken tekrarlı olarak MUSTAFA CECELİ / EMRİ OLUR şarkısı dinliyordum. Sizleri seviyorum. Bu arada GENEL KURGU #70 olmuşuz ve Mustafa Ceceli Emri Olur şarkısını dinlemenizi şiddetle  öneririm.

İCLAL ; Ona Gurursuz Dediler  (Töre İle Birleşen Hayatlar) [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin