-2-

45 2 0
                                    

Bugün Konya'ya geliş sebebim olan kuzenimin düğünü var. Ulaş'la baya baya konuşmaya başladık. Zaten 4 senedir tanıştığımız için tanışma faslını çabuk geçtik. Telefondaki sesi bile yüzümü güldürmeye yetiyor. Burkay'dan sonra bu kadar mutlu olacağımı tahmin etmezdim. Ablam bunları duysa kıyamet kopar. Ama yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyorum. Kuaföre doğru yola koyulduk. Biz giderken Ulaş da uyanmış. Saçımın yapılmasını beklerken aradım. Tam kapatırken "Çok güzel olma. Bakmasınlar sana. Haydi görüşürüz. Öpüyorum ." dedi. Telefonun kapanma sesini duymama rağmen kulağımda telefon bir müddet bekledim ta ki ablamın "Beste gel sıra sende." sesini duyana kadar. Toparlanıp kuaför koltuğuna doğru emin adımlarla ilerledim ve su dalgası istediğimi söyledim. Saçım yapılırken derin düşüncelere daldım ve salak salak sırıtmaya başladım. Herkesin saçları tamamlandığında eve doğru yola koyulduk. Aceleyle elbiselerimizi giyip, makyajlarımızı yapıp düğün fotoğrafları için Tavus Baba Türbesi'ne doğru yola koyulduk.

Çok eğlenceli, gülmeli, oynamalı bir düğün sonrasında köye dönme vakti gelmişti. Kafamı baya dağıtmıştım ve o hengame içinde telefonuma bakamamıştım. 120 kilometre yol ilerlerken telefonumu çıkardım. 12 tane cevapsız arama ve 1 mesaj hepsi de Ulaş'a ait. Heyecanla mesajı açtım. "Niye telefonlarıma cevap vermiyorsun? Merak ettim seni. Çok oynama, hoplama, zıplama. Biliyorum sen rahat durmazsın ama bacağın yeni iyileşti." Bu çocuk gerçekten yüzümü güldürüyordu. Yüzümde büyük bir tebessümle cevaplaya bastım. "Müsait değildim o yüzden cevap veremedim. Bacağım iyi merak etme."

Beni BırakmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin