3.Bölüm

1.5K 91 11
                                    

" Lord Henry'den mektup var Düküm." şaşırmıştı Clayton. Topraklarını hatta tek varisi olan kızının çeyizine kadar sahip olduğu her şeyi kaybettiğini duymuştu.

"Para dileniyordur yine şuan onu okumaya ayıracak vaktim yok Fredy, gidip işlerimi halletmeliyim. Akşam tekrar hatırlat dostum." deyip güzel annesinin alnına öpücük kondurup evden ayrılmıştı Clayton.

Fredy Clayton'un tek dostuydu ve işlerine yardımcı olmak için yanında bulunan sadık bir çalışandı. Aynı zamanda çocukluk arkadaşıydılar.
Sidelya'yı kaybettikten sonra omzunda ağladığı tek insandı çok değerliydi Clayton için..

Havanın kararmasıyla  yorgun bir şekilde eve gelmişti Clayton. Günün değerlendirmesini yapmak için çalışma odasında kendisini bekleyen dostunun yanına çıktı.
Her zaman ki gibi içkileri hazırlayıp arkadaşınada uzatarak Fredy'nin karşısındaki masasında yerini aldı Clayton. Fredy'nin ilk işi dayısından gelen mektubu alarak "önemli olabilir Clayton bir göz gezdirmelisin dostum." diyerek mektubu arkadaşına uzattı. Yorgunluktan kan çanağına dönmüş koyu yeşil gözleriyle arkadaşına baktı Clayton istemesede açtı mektubu.

" Sevgili Clayton;
Başımdan geçenleri öğrendiğini tahmin edebiliyorum oğlum ve bana kızdığını biliyorum. Yıllardır sana ve kız kardeşim Jennifer'a sayısını hatırlamayacağım kadar mektup gönderdim.
Hiçbirine alamadığım cevaplar beni üzüyor. Karımı kaybettiğimdem beri Anna'yı elimden geldiğince bakmaya ve mutlu etmeye çalıştım. Sanırım beceremedim, oturabileceği ne bir evi ne de evlenebilmesi için bir çeyizi yok. Bir kaç gün sonra evimi de almaya gelmeleri an meselesi. Anna ile evlenmeni istemekten başka çarem kalmadı. Lütfen Clayton Anna ile evlen."

" Ne demek onunla evlen bu adam beni deli ediyor. Topraklarımı kaybettiği yetmezmiş gibi bir de evlenmemi istiyor. " diye bas bas bağırıyordu Clayton kocaman olan evin boş koridorlarında yankılanıyordu sesi.

Koşarak sese gelmişti annesi yakışıklışığını ve koyu yeşil gözlerini kimden aldığının kanıtıymış gibi yaşına rağmen olağanüstü güzellikteydi yaşlı kadın korku dolu gözlerle oğluna bakarak " Oğlum neyin var, neden bağırıyorsun." diye sordu titreyen sesiyle.

"Senin o kardeşin bana mektup yazarak topraklarını kaybettiğini ve Anna ile evlenmemi yazmış. Saçmalığa bakar mısın anne bu ne cüret." oğlunun söyledikleri karşısında neye uğradığını şaşıran yaşlı kadın ağlamaya başlamıştı. Yıllardır konuşmamıştı kardeşiyle kocası ile zorla evlendirilmişti Jennifer ve karşılığında kardeşine sayısız toprak ve sayısız ev vermişti John. Duru bir güzelliğe sahip kızı olduğunu biliyordu sadce. Yaşlı gözlerle oğluna baktı Jennifer.

" Yıllardır tek bir sözüne karışmadım elimden geldiğince destek oldum sana. Lütfen Anna'yı buraya getir ve evlen onunla." 

Clayton annesinin sözlerine sinirlenmiş ve onu üzmemek için koşar adımlarla çıkmıştı evden. 

...

Elya'nın evinin önünde bulmuştu kendini Clayton 3 yıldır aşığıydı. Göz alıcı güzelliğiyle baş döndüren kusursuz bir kadındı Elya.
Sosyeteye taktim edildiği gece aşık olmuştu Clayton'a gözlerini ilk açtığı ilk aldandığı taptığı tek erkekti. 

At arabasını evin arka tarafında durdurdu Clayton arabadan inip Elya'nın hizmetçisine "Elya'ya geldiğimi aşağıda beklediğimi ilet lütfen, acil olduğunu söyle." diye emir verdi.
Hizmetçi "Derhal efendim."  diyerek koşar adımlarla Leydisinin yanına gitti.

"Leydim Westmorland Dükü Clayton geldiler. Çok acil olduğunu sizi beklediğini söylediler."

Elya neden geldiğini merak etti gecenin bu saatinde burada ne işi var diye düşünürken bir yandanda hazırlanmasını sürdürdü. Evde kimseye görünmeden bahçenin arka tarafına doğru koştu. Yakışıklı sevgilisi arabanın dışında karanlıkta Elya'nın gelişini izliyordu.

Ah Tanrım karanlıkta bile harika diye geçirdi içinden Elya...

"Sevgilim neden bu saatte burdasın neler oluyor." dedi.
"Gidiyoruz Elya bu gece seninle kalmak istiyorum." dedi sinirli sesiyle Clayton.

Tek kelime konşmadı genç kadınla yol boyunca karanlığı seyretti kusursuz yüz hatları kaşları çatık olmasına rağmen yakışıklı görünüyordu Clayton. Elya bakışlarını bir saniye bile olsun ayırmadan sevdiği adamı izledi.

Şehre uzaklığı yarım saat olan harika büyüklükteki evlerinden birine getirdi Elya'yı Clayton.  Bütün olanların hıncını genç kadından çıkarmak istercesine öpmeye başladı genç kadını.  Elya kendisine aşktan sevgiden çok iyi zaman geçirdiği için hayatında tuttuğu Clayton'a aşkla karşılık verdi.
Kendisini elbet bir gün seveceğini umut ederek öptü ve ona dokunmasına izin verdi güzel kadın..

Sabaha kadar uyumamıştı Clayton gözlerine uyku girmemişti. Hayatı düzeltemeyeceği kadar karışıktı yatağında sevmediği ama sevmeye çalıştığı kadın, kalbinde unutamadığı tek aşkı ve evlenmesi gerektiği kadın...

Bu benim ilk hikayem ve sizden olabildigince vote ve yorum bekliyorum. Güzel ve hızlı yazmaya calışıyorum sizde bana vote ve yorumlarinizla destek olun lütfen bir dahaki bölüm uzun olucak sizi seviyorum...

FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin