3.BÖLÜM

40 11 0
                                    

''İnsan, her zaman kaçmıştır. Bu kaçış bazen okul, bazen aile, bazen arkadaş, bazende geçmiş.   İnsan, kaçarken arkasına hiç bakmaz. Bir korkak gibi kaçar. Kaçışın bir kurtuluş yolu olduğunu düşünür. Ama değildir. Bunu sonra farkına varır. O zaman çok pişman olur. Ama son pişmanlık fayda etmez. Hem kendini üzer, hemde sevdiklerini.''

Düşünüyordum. Bende kaçmıştım bir korkak gibi. Arkada bıraktıklarımı düşünmeden kaçmıştım. Geride sadece bir mektup bırakarak kaçmıştım. Bunun hem benim için, hem de sevdiklerim için en doğru karar olduğunu düşünmüştüm. Ama yanıldım. Hem kendimi, hemde onları üzmüştüm. Kaçamam gerektiğini bildiğim halde hâla daha kaçıyordum. Hem kendimi hemde sevdikleri mi üzüyordum. Mutlu olacağımı, yaralarımın iyileşeceğini sanmıştım ama yanıldım. Kaçtıkça yaralarım daha da kanadı. İyileşeceği yere daha da kötü hale gelmişti. Artık kaçmayı bırakmalıyım, eski hayatıma geri dönmeliyim. Ama nasıl?
''Bir ay sonra olacak düğüne bir ay öncesinden gidip hazırıklara yardım ederek. Hem sen mutlu olursun hem de sevdiklerin.''

İç sesime hak veriyordum. Düğüne bir ay öncesinden gidip yazırlıklara yardım edebilirim. Hem onlarla bol bol vakit geçirebilirim. Ama korkuyorum. Yine onları üzersem diye.

''Korkma, emin ol onlarda senin gördüklerine çok sevinecekler. Hem yazda geldi. Şimdi çok güzel olmuştur oralar.''

Bilmiyorum, yapabilirmiyim. Eski hayatıma geri dönebilirmiyim. O eski  Meryem Afra olabilirmiyim.

Birazdaha dalgaların kayalara çarpışlarını izledikten sonra oturduğum yerden kalkarak arabaya bindim.

Kapıyı açarak içeriye girdim. İçeriye girdiğimde yemek kokuları geliyordu.

''Selamun aleyküm kuran aşığı. Bakıyorum da yine döktürmüssüm''

''Ve akeyküm selam abla. Sen kadar olmasada bir şeyler yaptım. Hadi yemekler soğumadan yiyelim.''

''Övünmek gibi olmasın ama çok güzel yemek yaparım.''

''Çok mütevazisiniz.''

''Öyleyimdir. Neyse ben üzerimi değiştirip hemen geliyoru. Kurt gibi açım  ben.''

Odama doğru ilerlerken arkandan gülüyordu.

Üzerime rahat bir şeyler giydim ve mutfağa gittim. Sofraya oturduk ve yemek yemeye başladık.

Düşünüyordum, yine o eski halime dönebilirmiydim. Yine o neşe kaynağı olan, herkesi bir araya toplayan eski Meryem Afra olabilirmiydim.

''Bence denemekten bir zarar gelmez. Hem ben eminim ki yine o eski günlere dönebiliriz.''

Döne bilirdik değilmi. Hem zaten düğüne bir hafta kala gitmem gerekmiyormuydu. Ha bir hafta önce ha bir ay önce. Hem benim için bir değişiklik olur. Bugün çarşamba iki günde tüm işleri hallederim cumartesi sabahta Allah'ın izniyle yanlarinda olurum. Hem kuran aşığını da götürürüm. Onun için de bir değişiklik olur.

Düşüncelerimden kuran aşığının sesiyle ayrıldım.

''Abla....... ablaa.''

''Efendim.''

''Kaç saattir sana sesleniyorum duymuyorsun.''

''Kusura bakma dalmışım. Sen ne diyordun''

''Abla benin haddime değil ama artık bu kaçışın bitmesi gerekmiyor mu. Kaçtıkça hem kendini, hemde sevdiklerini üzüyorsun. Artık toparlaman gerekiyor kendini. İnan senden de daha kötüleri var abla. Şöyle bir etrafına baksan göreceksin. Artık özüne dönmelisin.''

KÖYLÜ GÜZELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin