24

368 25 4
                                    

Yola çıktıklarında; bütün yol, Harry'njn Louis'e fırça çekip, niye çocuğu kovdun demesi ve Louis'im cevap vermemesi ile geçmişti.

Sonunda; Louis, güzel bir restoranta getirdiğinde, arabadan inmişlerdi.

Louis, burayı bildiği için; Harry'e yol gösterirken, Harry Louis'e göre hareket ediyordu.

Içerisi kalabalıktı. Bu yüzden Louis içeri girdikleri an, Harry'nin nefesinin kesilmesini sağlayarak, elini Harry'nin beline koydu. Harry, nefes almaya çalışırken, Louis onu yönlendiriyordu.

Louis'in önceden hazırlatmış olduğu masaya vardıklarında, Louis oturması için centilmenlik yapıp; Harry'nin sandalyesini çekti. Harry, konuşamayacak kadar heyecanlıyken kendini gülümsemeye zorladı.

Az sonra düşüp, bayılacakmış gibi hissediyordu. Resmen rüyalarını yaşıyordu. Hayalindeki adam ile çok şık bir lokantada yemek yiyecekti. Sevgili olarak gelmişler gibi düşünmeden edemedi. Zaten, bu anca düşüncelerinde olurdu.

Louis da yerine oturduğunda, garson sipariş almak için yanlarına geldi. Louis, Harry'nin yerinde de sipariş verdiği zaman, Harry kalbinin fırlayacağından korkuyordu. Tam bir, umutsuz aşıktı.

Güzelce yemek yediklerinde, yemeğin sonunda Louis tekrar Harry'den özür dilemişti. Harry de özürü kibarca kabul etmişti. Louis, Harry'i zaten biliyordu. Onun kocaman bir kalbi vardı. Çok güzeldi. İçinin güzelliği yüzüne de yansıyordu. Kimseyi kıramazdı ve kimseyi üzmezdi. Hep mutlu etmeye yönelirdi. Louis'e göre onun bu güzel kalbini, Taylor gibi birisi hak etmiyordu, ki zaten onu Harry istemiyordu. Yönetimin zorladığı birşeydi. Yani, gerçekten onu sevmiyordu. Louis, bunun için mutluydu.

Harry'nin hayatında, biri yoktu. Ama Aiden, Louis'in canını çok sıkıyordu. Harry'e yaklaşmak için fırsat kolluyor, her zaman Harry'nin yanı başında bitiyordu. Bu olay, Louis'in keyfini kaçırıyordu.

Harry çok özel biriydi, onun yanında başkasını görmek, onu mutlu etmiyordu. Herhangi birisi -bu kişi Niall olsa bile- ona yaklaştığında; sinirlendiğini hissediyor, Harry'nin  yanında sadece kendisi olmak istiyordu. Bu duygu, kıskançlığın ta kendisiydi. Inkar etmeye gerek yoktu.

Ikisi de içten içe gitmek istemezken, ikiside sandalyelerinden kalkmıştı. Gitmeye hazırlanıyorlardı.

Arabaya doğru ilerlerken, yan yana yürüyorlardı. Arabanın yanına geldiklerinde, Harry durdu. Louis'on sürücü koltuğuna geçmesini bekledi. Louis o tarafa geçmek yerine, Harry'nin yanında durdu. Harry ona tek kaşını kaldırarak bakarken, Louis ani bir hareketle, Harry'i arabaya yasladı. Harry'nin nefesi ve kalp atışları hızlanırken, anlamaya çalışırcasına, yüzüne çok yakın olan Louis'in suratına baktı. Louis, Harry'nin kafasındaki soru işaretlerini anlayarak; ona daha fazla yaklaştı. Nefesleri, birbirlerinin suratını okşuyordu.

"Harry?"

Harry, onun gözlerinin içine bakmaya devam etti. Kahretsin Louis'in gözleri çok güzeldi.

Louis de Harry'nin gözlerinin içine bakıyordu. Ah, o gözleri...
Kaç saniyedir yeşil gözlere baktığını bilmiyordu ama, o gözlere saatlerce, günlerce hatta haftalarca bakabilirdi. Içinden geçen bu düşüncelere, anlam veremiyordu.

"Harry, sanırım seni öpeceğim."

Harry, seslice yutkundu ve Louis'den hamleyi beklemeye başladı. Louis yavaşça gözlerini kapattı, Harry de yavaşça gözlerini yumdu. Az sonra, hayallerini süsleyen sahne gerçekleşecekti.

Louis, yavaşça dudaklarını, arabaya yasladığı Harry'nin dudaklarına bastırdı.
Harry, heyecan ile kıpırdayamazken, Louis ellerini, onun beline doladı. Harry'nin kolları, Louis'in boynunun arkasında birleşti.

Dudakları, Harry'nin dudaklarını sakin sakin öpüyor, her noktasını keşfediyordu. Louis, kendini Harry'e biraz daha yasladı ve Harry araba ile Louis arasında sıkışmış, duruyordu. Tedirginlikle karşılık vermeye çalışıyordu, Louis çok güzel öpüyordu ve Harry'nin  onun kadar iyi olmadığını düşünüyordu. Hoş, Louis kötü öpüşse bile, Harry onun öpüşüne yine tapardı.

Louis'in öpüşü çok yavaş ve nazikti.

Harry, öleceğini hissediyordu.

Bugün, evden çıkarken, aklına böyle şeyler olacağı gelmezdi.
Hatta gelse, kendine güler ve geçerdi.

Ama şu an Louis ile öpüşüyordu.
Ve bu mükemmeldi.

Nefesleri kalmadığı zaman, dudaklarını istemeyerek ayırdılar.

Burunları ve nefesleri birbiriyle çarpışırken, bu sefer Harry doyumsuzluk ile dudaklarını birleştirdi.
Hayalleri gerçek olmuştu.

Notice To Me || Larry VersionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin