"İşte böyle peder" dedim saçlarımla oynamaya devam ederken.
"Kimse beni anlamıyor."
Muhtemelen peder de anlamıyordu beni ama işi gereği ne zaman bu kabinlere gelsem beni dinliyor ve sessizce, hiçbirşey söylemeden geri gidiyordu.
Kiliseden çıktıktan sonra, yolda bir pamuk şekerci görmüştüm ve kendime bir pamuk şeker almıştım.
Yolda yürüyerek pamuk şekerimi yerken yoldan geçen insanların gözleri üzerimdeydi.
Aslında buna alışmıştım. İnsanların bana tuhaf tuhaf bakmasına yani. Ama bazen elimde olmadan çekiniyordum.
Ne var yani çocuk olmamama rağmen hala pamuk şeker yiyorsam? Pembe kıyafetler giyinip, ayıcık baskılı tişörtler giyiyorsam?
Ama olmuyor işte neymiş kazık kadar kızmışım! Yaşıma yakışır davranmalıymışım! Bu umrumda bile değildi ama babaannem bunu anlayamıyordu işte.
Bir annem yoktu evet ve babam çok çalışıyordu. Küçüklüğümden beri bana babaannem bakıyordu.
Babaannem eski kafalı bir kadındı ve yaptığım işlere muhalefet olmaya bayılıyordu. Kendimi yalnız hissettiğim ve kimseye içimi açamadığım için evimize yakın, eski bir kiliseye giderek peder'le dertleşiyordum 2 aydır.
Bunu babaannem duysa muhtemelen kalp krizi falan geçirebilirdi evet ama ibadet etmeye değil, dertleşmeye gidiyordum yahu!
Başkalarına derdimi anlatsam;"Aa ama sen haksızsın! Ay sen böylesin, yok bu böyle!" diyeceklerinden dolayı bunu es geçmiştim. Peder her ne kadar beni anlamasa da dinliyor- yada dinliyormuş gibi yapıyor ve sessizce geri gidiyordu. Hiç değilse birine anlatabildiğim için günün sonunda kendimi daha iyi hissediyordum.
Bankalardan birine otururken, biten pamuk şekerimi bankın yanındaki çöp kutusuna attım.
Cebimden telefonumu çıkararak Bilal'i aradım.
"AY BILİV I KEN PLAYYĞĞĞ! ALO KANKA!"
Evet. Evet. Biliyorum. O benim kankam.
"Sanada merhaba Bitter'im" dedim gözlerimi devirirken. Bu onun favori şarkısıydı ve haftalardır dilinden düşürmüyordu.Hatta bir ara motor kazası bile geçirmişti.
O günü hatırlayınca kahkahamı bastırdım. Benim beyni bitterle kaplı, bitter kankam spor salonundan çıktığında sırf ekşın olsun diye arabanın birini el hareketiyle durdurarak yol istemiş , sürücü de yol verince havaya giren zeki kankam'a arkadan gelen motor çarpmıştı.
Ama çok şükür kazasız belasız atlatmıştı olayı. Bir çizik bile almadan. Ballı çocuktu-Hayır ballı değil o Bitter.
Olayın şokundan daha çıkamadan beni aramış ve o şarkının onun için kutsal olduğunu kaza anında o şarkıyı söylediği için kurtulduğunu sanıyordu. Kaza geçirdim deyince yaralandı sanıp koşa koşa verdiği aderese gittiğimde ise ambulansın içinde oturur halde hemşire kızdan meme isttediğine şahit olmuştum.
Benim kankam diye demiyorum çok çakal bir çocuktur kendisi ehehehe...
Ona kızdığımda ve eve götürmeye çalıştığımda ise Hemşire kız travma geçirdiğini, hastaneye götürülmesi gerektiğini söylemişti.
Ama ben kankamı tanıyordum. 1km öteden kız kokusu aldımı avlanmaya giderdi o. Diyorum işte çakal.
Çünkü o benim kankam. Yanlışlıkla türkiyede doğmuş yoksa Kenyalı olacakmış. Tam bir nigga genleri taşıyor. Bu yüzden benim Bitter'im.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KONTES;Bir Peder Vakaası
Novela Juvenil"Söyle bakalım kontes hanım neden ağlıyorsun?" Yüce pederler aşkına! Buda nesi?!