2. Bölüm

58 3 0
                                    

"Evet Dolunay, saatimiz dolduğu için burada kesmek zorundayız fakat haftaya daha çok ilerleyebileceğimize eminim."

Bir şey demeden ayaklanıp sakince odayı terk ettim. Her hafta psikiyatrise geliyordum ve her ders boş geçiyordu. Kendimi konuşmamak için yemin etmiş gibi hissediyordum.

Kaçırılmamın ardından 2 ay geçmişti ve ben neredeyse ağzımı hiç açmamıştım.

Konuşmak zorunda kalınca da kısa cevaplar verip olaydan sıyrılıyordum.

Kaçırılmamdan sonra olanlara gelirsek; beni kaçıran kişi, sadist yanını tatmin etmek için beni kullanıp sonra da atmıştı. Ailemin dediğine göre beni yarı çıplak bir halde onlara gelen bir mesajdaki depoda bulmuşlardı.

Binadan ayrıldıktan sonra eve gitmek için yürümeye başladım. Zaten kısa mesafe olduğu için arabaya ihtiyaç duymuyordum.

Telefonumdaki rehbere girip kişilerime baktım. Sadece ailemdekilerin numarası vardı. Kendimi resmen hayattan soyutlamıştım. Telefonumu cebime geri koyup etrafa bakınarak ilerlemeye devam ettim. Çok geçmeden yanımda duran bir arabayla gerilip daha da hızlandım.

Ben hızlandıkça araba da hızını arttırmıştı.

Artık koşmaya başladığımda ise araba iyice hızlandı ve önüme geçip durdu. Ben de durup siyah saçlı birisinin arabadan inmesini izledim. Topuklarımın üzerine dönüp adamı arkamda bıraktım ve hafif koşar adımlarla ilelermeye başladım.

"Hey, sen!"

Bu ses bana o kadar tanıdık gelmişti ki...

Aklıma gelen korkunç anılarla üzerimdeki poları çıkartıp belime bağladım ve deli gibi koşmaya başladım.

Fakat çok geçmeden bileğimden yakalanmamla çığlık atarak beni tutan kişi tarafından ona doğru döndürüldüm.
Bana garipseyerek baktıktan sonra cebinden çıkarttığı cüzdanını bana uzattı. Bir dakika, ne?

"Bunu bizim binadan çıkarken düşürdünüz"

Rengim bembeyaz olurken cüzdana bakakaldım.
Bu, okul bitiminde, kaçırılmadan önce sadistim ile verdiğim mücadelede düşürdüğüm cüzdandı. Onu hiç bulamamıştım, şu ana kadar.

Kocaman olmuş gözlerimle öylece cüzdana bakakaldım.

"Almayacak mısınız?"

Titreyen parmaklarıma inat cüzdanı tutup cebime koydum ve bir şey demeden adamın yanından geçip yoluma devam ettim.

***

Eve vardığımda zile basıp beklemeye başladım. Annem gülümseyerek "hoşgeldin kızım, nasıl geçti terapi?" diye sorduğunda her ne kadar annemin bu davranışını garipsesem de bir şey belli etmeyip "iyi" demekle yetindim. Ayakkabılarımı çıkartırken annemin kolumdan tutmasıyla ona baktım.

"İçeride misafirler var, yanlarına uğramadan odana geçme"

Başımla onaylayıp kolumu bırakmasını bekledim. Bıraktığında ise ayakkabılarımı kaldırıp yerine koydum.

Annemle salona doğru yöneldik. Buradan bile misafirlerin sesleri duyuluyordu. 

Kapıda göründüğümüzde içerideki herkes (6-7 kişi ve babam) susup bize baktı. Babam sevinçle ayağa kalkıp yanıma geldiğinde bir şeylerin olumlu yönde ilerlediğine emindim.

"Merhaba canım kızım, seni iş ortaklarımla tanıştırayım..." diye başladığı cümlesini "ben odamdayım" diye kestim ve kollarından kurtulup yanlarından ayrıldım. Annem sadece yanlarına uğra demişti, onlarla tanış değil.

SADİSTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin