Şaşkın şaşkın baktığı yöne doğru bakmak için kafamı çevirirken "Ne oldu?" diye sordum. Arkamı döndüğümde bahçedeki herkesin aynı tarafa doğru baktığını gördüm. Gözlerim ne olduğunu anlamaya çalışır gibi etrafı kolaçan ederken bir an duraksadım. "O Eren bu Eren miydi?" diye şaşkınca herkesin baktığı kişiye bakarak konuştum. Kendi kendime konuşmaktan vazgeçerek Aslı'ya döndüm ve kendine gelmesi için Aslı'nın anlına baş parmağımdan destek alan işaret parmağımla vurdum. Gözlerini kırpıştırarak aniden anlına giden parmaklarıyla vurduğum yeri okşadı "Ah! Acıttın." dedi. Gözlerimi irileştirerek "Kendine gelmen gerekiyordu." dedim. Kafasını önüne eğerek telefonuna bir şeyler bekliyormuş gibi bakmaya devam etti. Bu halinden pek hoşlandığım söylenemezdi. Huzursuzca yerimde kıpırdanınca bana döndü "Sınıfa gidelim mi?" diye sordu. "Gidelim." Dedim bıkkınca.
Sınıfın bulunduğu koridorun başındayken hemen sınıfımızın karşısındaki sınıfa Eren'in girdiğini gördüm. İyi en azından onunla aynı sınıfta değildim nedense içimden bir ses aynı sınıfta olursak ikinci Rüzgar olabileceğine dair korkular vardı. Derin bir iç çekerek iç sesimi def etmeye çalıştım. "Ne oldu? Dertli gibi iç çektin kanka." Gülümseyerek baktı gözlerime Aslı. "Bende sana sormak istiyordum aynı soruyu bugün baya üzgün görünüyorsun neyin var senin?" diye sordum yakaladığım fırsat sayesinde gülümseyerek. "Yok..yok bir şeyim." derken gözlerini kaçırmıştı. "O halde benimde bir şeyim yok." dedim trip atarcasına.
Sınıfa girdiğimde Rüzgar'ı görememiştim sanırım sınavdan sonra gene kayboldu.
'Ne diye Rüzgar'ı arıyor gözlerin Mavi?' dedi dikkatlice bana bakarak gözlerini kısmış olan iç sesim. Kendi kendime kaşlarımı çatarak kızdım. Gerçekten bana ne ondan.
Sadece almam gereken bir intikam vardı. Yemekhanede beni düşürdüğü o günü unutacağımı sanmıyordum. Hatta aklıma gelen o olay yüzünden kaşlarımın çatıldığını hissettim. İngilizce öğretmeni sınıfa girdikten birkaç dakika sonra sınıf kapısı açıldı ve hiçbir şey söyleme gereği duymadan sırasına oturdu Rüzgar. Öğretmen dahil hiç kimse bir şey söylememişti bu duruma. Diğer okulumda bu gibi durumlar olmazdı hatta sınıfa öğretmenden sonra gelen pek bir öğrenciye de rastlandığı söylenemezdi.
Çok güzel geçen İngilizce dersinin zil sesi ile sonlanmasına üzülmüştüm ama bir sonraki dersinde İngilizce olması beni sevindirmişti. Biraz kahve içerek yorgunluğumu atmak istiyordum o yüzden Aslı'nın yanına gittim ve "Kahve?" diye sordum kocaman gülümserken. Kafasını keyifsizce sıraya yaslarken "Ben gelmesem olur mu? Biraz hasta gibi hissediyorum sınıftan çıkmasam iyi olur." dedi. Bir anda büzülen dudaklarım fazla üstüne gitmek istemedi ve bu yüzden tek başıma gitmeye karar verdim. Neyi vardı bu kızın anlam veremiyorum.
Kafamı önüme eğerek sınıftan çıktım. Kantinde çok fazla sıra olmadığı için sevinmiştim. Sıra bana geldiğinde kahve istemek için ağzımı açamadan bir anda önüme geçen çocuk yüzünden sendeleyerek geriledim. Sendelerken arkamda bulunan çarptığım kişiye bakamadan kaşlarımı çatarak "Ne yaptığını sanıyorsun sen hödük! Sıra var görmüyor musun?" diye bağırdım önümdeki çocuğa. Birkaç tane kahve siparişi verdikten sonra bana dönerek "Görmedim pardon." alay edercesine kıvrılan dudaklarına güzel bir yumruk çakmak istedim ama bu biraz canımı acıtabilirdi oldukça güçlü birine benziyordu çünkü. Biraz daha dikkatli bakınca daha önce bu koyu gözlerle karşılaştığımı hatırladım. Evet bu Rüzgar'ın tayfasından Çağlar'dı daha önce özür dilemem için Rüzgar'ın adına bir not getirmişti. Hatırladığımda sinir kat sayım adeta beş kat artmış gibi hissettim ve sinirle "Pardon diyen ayılar çoğalmış okulda." dedim bana anlamayan gözlerle baktıktan sonra kahvelerin olduğu tepsiyi eline aldı. Umursamazlığı daha fazla kızmama neden olurken bir anda bacağına sert bir tekme indirerek "Ah ayağım çarptı affedersin göremedim seni." dedim. Hızla arkamı döndüm ve Eren'i dudağının bir kenarı kıvrılmış bana baktığını gördüm. Bir şey demeden bir adım gerileyerek geçmeme izin verdi. Bende arkama bakmadan hızlı adımlarla yürümeye başladım. Sınıfa girdiğimde Aslı'yı göremeyince meraklanarak sınıfta birkaç kişiye sordum. Tuvalette de bulamayınca aramak için telefonumu elime aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİMLE MİSİN?
Teen FictionÖnüne sunulan yeni bir hayatla kendini Antalya'da bulan Mavi' nin ayak uydurması gereken bir okul ve yaşam tarzı olacaktı. Abisinin bir anda gönderdiği haberle mecburen geldiği bu sehirde onu bekleyen zorlu yollar vardı. Peşine takıldığı sorun olan...