8

24 1 0
                                    

   "Birinci kural sessizlik anlaştık mı Mavi?" 

 Ne kuralı? Nereye gidiyoruz? Ayrıca ilk kez ismimle hitap etti o, değil mi? Oysa normal olan ismimi kullanması, ama normal olmayan saçma düşüncelerim. Neden ismimi kullanması vücudumun karıncalanmasına sebep oluyor ki? Aslında fazla düşünmem gereken bir konu değil bu. Elbette tek bir açıklaması var: intikam için titreyen nefretim. Şimdiye dek hiç kimse tarafından Rüzgar'ın yaptığı kadar aşağılanmamıştım. Beni yemekhanede herkesin önünde aşağılaması unutmayacağım. 

 Elimi sıkıca tutan parmaklarına kaydı gözlerim, istemsizce çatıldı kaşlarım bu manzaraya. Ellerimi hızla çektim ellerinden ve hemen ardından "Nereye gidiyoruz? Bir an önce Aslı'ya gitmem gerek benim." dedim hiddetle. Her zaman olduğu gibi sorumu es geçti. Biraz yürüdükten sonra beyaz bir range over önünde durduk. Ön kapıyı açtı ve binmem için çenesinin ucuyla arabayı gösterdi. Bana bir açıklama yapmadan binmeyecektim o yüzden bir şey söylemesini bekleyerek kollarımı önümde birleştirip ona baktım. "Seni Aslı'nın evine bırakacağım sadece." dedi düz bir sesle. Sakinliğine gözlerimi yumarak baktım. Dişlerimin arasından "Senden öyle bir şey istediğimi hatırlamıyorum." dedim. "Fazla konuşuyorsun sadece binsen ve sussan olmaz mı?" Biraz düşününce Aslı'ya götürmesinin bir sakıncası olmadığını biliyordum ama sorun eve bırakması değildi. Ona güvenemiyorum.

Her ne kadar saçma geliyor olsa da çok geç olmadan eve dönebilmek için kabul ettim. Arabanın içinde adeta orman kokusu vardı. Çok tuhaf, ama koltuğa oturur oturmaz yağmur sonrası ormanda oluşan yumuşak koku geldi burnuma. Ben koltuğa yerleşirken ön taraftan dolanan Rüzgar'ın sırıtması çekti dikkatimi. Ona dikkat kesilecekken arabanın kapısı açıldı ve koltuğa oturdu. Büyük bir ciddiyetle kapattı kapısını. Sırıtışı bana hayal görmüş olduğumu düşündürse de içime adeta bir öküz oturmuştu bile. Omzumun sol tarafında oturmuş ayaklarını sarkıtan, kırmızı tenli, siyah boynuzları olan şeytan bana sırıtarak Pişman olacaksın. diyordu.

   Arabayı çalıştırdıktan sonra ona döndüm  "Bu borçlar," dedim. Yüzümü ekşiterek "Ne olarak dönecek merak etmiyorum." ona döndüm sakin bir tavırla. Ben yardım falan istemedim sonuçta zor kullanarak yardım ediyordu bana. Yola bakmaya devam edince sinirlerimi daha çok bozdu. "Sana borçlu falan değilim! Kendin her işime burnunu sokuyorsun ve şimdi gelmiş bana borçlu olduğumu söy.." Cümlemin devamı boğazımda bir yumru olarak kaldı. Aniden frene basarak durdurdu arabayı. Eğer kemer takılı olmasaydı sanırım arabadan fırlamıştım veya sinek gibi cama yapışa bilirdim. Yüreğim ağzımda atıyordu ve yutkunamıyordum öylece bakakaldım ön cama ve emniyet kemerini sıkıca tutmaya devam ettim. Aptaldım ben. Bu arabaya binmekle en büyük aptallığı yapmıştım. "Sadece susmanı istedim bunu anlamak çok mu zordu?" diye sinirle soludu yüzüme doğru ama ben kafamı çevirip ona bakamıyordum bile. Ellerimin titrediğini hissediyordum aslında tüm bedenimin titrediğini görebiliyordum şuanda, ama kıpırdayamayacak kadar kasılmıştım.
  Babam bizi terk etmeden önce geçirdiğimiz bir araba kazasında küçük kardeşim ölmüştü. Belki de hayatımızda eksilen bir çok şeyin başlamasına sebep olan tek gece.. Bazen babamın suçluluk  duygusu yüzünden bizi terk etme gereksiniminde bulunduğunu düşünmüyor değildim. O kazadan sonra ani hız ve frenlerde panik atak geçirirdim. Birkaç defa toplu taşımalarda ani frenlerden dolayı geçirdiğim krizlerden dolayı pek toplu taşıma araçlarını bile kullanamazdım. O an hiçbir şey düşünemiyorsun. Tek bir şey hariç: mutsuz olduğun anlar. Aklında sadece hüzün olur. Hüzün bu hastalığı besleyen tek şey. "Sen iyi misin?" dedi Rüzgar az önceki öfkeye göre daha sakin ve pişmanlık kokan bir ses tonuyla. Kemerini çıkardı ve bana doğru yaklaşarak sıkıca yumruk yaptığım elimi avuçlarının arasına aldı. "Mavi?" Şuan tek istediğim şey belkide Bursa da olmaktı. Etrafımda gözü dönmüş insanlar yoktu ve bu yüzden mutluydum. Tamam belki çok fazla insan bulundurmuyorum yanımda, uzak duruyordum insanlardan, ama mutluydum. Neden geldim ben buraya? Hiçte sevmedim burayı. Sevdiğimi söylerken sadece sevmeye çalıştığımı görememişim aslında. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 26, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BENİMLE MİSİN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin