Bölüm 1

637 18 2
                                    

Derin'in geldiği gibi üstüme atladı. "Ulan dua et sen varsın yoksa sanise durmam amk." dedim. "Yolculuk nereye kalbimin pezevengi beraber gidelim." dedi dalgaya vurarak. Biranın birini açıp sigaramı yaktım. Yine içtim sikimsoniklik seviyesi nirvanaya ulaşmış hayatıma. Yarın koduğumun okulu var birde sabah. Sonrası şizofrenist şizofrenist gezeceğim anlar. Bu aralar sanki biri gelecek kollarını saracak mutlu hissettirecek falan. Ama deliriyorum farkındayım çünkü imkansız bi durum söz konusu. Paket ve biralar bittiğinde hala istediğim kafaya ulaşamamıştım. Saat gecenin 4ünü gösterirken kendimi uykuya bıraktım. Bugün okul forması yerine sivil gitmeyi tercih ettim. Bana iki beden büyük siyah düz bi tişört, tüm vücut hatlarımı ortaya çıkaracak darlıkta siyah pantolon, ayaklarıma siyah air force giydim, bileğime siyah bandanamı bağladım. Saçlarımın düzlüğünün üstünden geçerek siyah capimi ters biçimde taktım. Gözlerimin içine sürdüğüm siyah kalemle yeşilliğini ortaya çıkardım. Aynaya baktım. Ciddi anlamda cool duruyordum. Yolda snap ata ata yürürken karşıdan sarışın uzun boylu, kahvenin hoş bi tonu gözleriyle gelen buraya dikkat çekiyorum bizim okulun dönem tişörtüyle gelen bir arkadaş yaklaşıyor. Dönem tişörtüne bakınca üst kademeden olduğunu farkettim. Analar neler doğuruyor be dedim içimden. Öykü kendine gel kızım senin derdin var tonla bi çocuğa tutulup hayatını bok etme dedi iç sesim. Haklıydı. Sikim gibi dersleri bir bir işledikledikten sonra foruma gidip biletleri aldım Çınar'dan. Sonra okulda yarıladığım pakedi bitirmek için sahile yürüdüm. Kayalıklara oturup kulaklıkla bütünleşen sigaramı içtim. Hiç bişey yokken bile bozuk olan moralimi düzeltmeye çalıştım. Omzuma dokunan bi el hissedince sakin sakin arkamı döndüm. Siktiiiir sabah yolda gördüğüm çocuk. "Rahatsız etmiyorum dimi?" diye sordu. Ses tonuda tatlıydı çocuğun. "Yoo. Hayır." dedim. Gülümsedi. O da çıkarıp sigara yaktı. Elindeki 2. sigarasını atarken ben 4. sigaramı içiyordum. Sessizliği bozdu "Biraz hızlı gitmiyor musun sence de?" diye sordu. "Aksine yavaş gidiyorum bugün." dedim dudaklarımı birbirine bastırıp "Burdan kalkana kadar baş dönmesinin geçmemesi lazım." diye devam ettim. "Sanırım hala tanışmıyoruz Öykü. Ben Toprak." dedi sırıtıp anlamsızca baktım. "Adımı.. nerden biliyorsun Toprak?" diye soru yönelttim. Ne dese beğenirsiniz. "Bayadır takibim altındasın güzelim." dedi şaşkın şaşkın bakarken "Dönem başından beri gözüm üstündeydi. Gülmemen dikkatimi çekti. Hep somurtkan veya kızgın bi yüz ifaden var. Her boş ders ve tenefüste sigara içiyorsun. Tahminimce günde 2 3 paket bitiriyorsundur. Kendine zarar vermeyi çok seviyorsun. Ve ailevi sorunların var bu yüzden Aral ve Derin dışında kimseyi umursamıyorsun.." diye devam ediyordu ki sözünü kestim. "Tamam yeter." dedim bi sigara daha yaktım kafamı çevirip. " Tamam sinirlenme senden bişey isteyeceğim sadece." dedi. Bende söyle der gibi baktım. Devam etti o da "Kimsenin görmediği o gülüşün var ya hani. Onu görmek istiyorum." diye. Duraksadım bi an bunu beklemiyordum açıkçası. Kafamdakileri toparlamak istercesine durdum. "Mutlu olmadan gülmeme imkan yok ki Toprak. Emin ol yüz çehremin etrafında mutluluk mayınları var. Yani yüzüm gülse mutluluktan ölürüm." dedim. Susup kaldı. Böyle bir cevap beklemiyordu eminim. Diyecek bişey bulamadı belliydi her halinden. "Kulaklığı çıkar da beraber dinleyelim." dedi. Elleran Elvis'in en sevdiğim şarkılarından biri çalıyordu. Kulaklığı çıkarır çıkarmaz en güzel yeri çaldı. 'Hayatı ellerimden al.. En derinde bak.. Hep benimle kal.. Ama ben seninle vardım..' diye devam etti. Şarkı fonda kalırken "Sevgilin falan var sanırım." dedi hayır anlamında kafamı salladım. "Peki sevdiğin?" diye devam etti. Tabiki yine aynı tepkiyi aldı. "O zaman unutamadığın var?" dedi bu seferde. "O konuya girme." dedim gözlerim dolu dolu. "Zaten az çok biliyorsundur aile olaylarını daha da ne o ne de başkası olmaz. O kadar çok sorun var ki en son düşüneceğim şey bu emin ol." diye devam ettim. "Ya bulamadığın şey aramadığın yerde saklıysa?" diye sordu şarkıdan alıntı yapıp. "Bu söylediğine sen inanıyor musun?" diye sordum. "Neyse.. Yine görüşeceğiz güzelim." dedi ve gitti. Bi süre arkasından baktım. Hava kararmaya başlamıştı. Yıkıntı eve doğru yol aldım. Ulan paketi bi açtım bir tek kalmıştı. Anında kalktım markete yürüdüm. Gidene kadar o teki de içtim. Paketi alır almaz bir tek çıkardım yaktım. Eve doğru yürürken parktan geçmeye karar verdim. Bankın birine oturdum biraz. Karşıdan Aral'ın geldiğini farkettim. Ne olmuştu lan Aral'a? "Araaaal?" diye bağırdım sorarcasına.

Şizofrenist Kız Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin