-2-

96 9 4
                                    

multide ece

Otobüsten indim ve yanımdan tombul kadını kaldırmaya başarmıştım. Çünkü tuvalet molası verdiğimizde yaşlı bir adam hayat çok zor deyip indi. ve bir daha geri gelmedi. Ben de bunu fırsat bilip yanımdan kadını kaldırdım ve adamın oturduğu yere oturttum. heueeu

----

şuanda zenginler zengini halamın evindeyim. üniversiteye geçene kadar burada kalacağım halam annemin kardeşi de olsa ve o çok zengin de olsa benim iPhone'um yok.

Tuvalet molasında inen adamın da dediği gibi Hayat çok zor.

****

halam bana kalacağım odayı gösterdi. hemen içeri geçip kendimi yatağa attım. ve sırtıma bir şey battı. ne olduğu belliydi. ama çıkaramıyorum

mal yatağın üzerinden kalkıp baksana
sen bir sus

doğruldum ve yorganı kaldırdım. Birde ne göreyim.

ıphone 5 s

gözlerimi şaşkınlık doldururken telefonu elime aldım. şifresi yoktu. acaba halacığım bana sürpriz mi yapacak?

ama böyle gözel şeyler ancak filmlerdeki kızların başına gelirdi. aşağı indim ve halama büyüüüük bir merakla o soruyu sordum

"haloş! odada bu telefonu buldum."

oda beklediğim cevabı verdi

"ha! o şeyindir. eeğıı! heh arasındır arasın! "

"o kim? "

" yan evde oturan çocuk. dün spordan gelmişte bizde kaldı. telefonunu unutmuş olabilir. neden gidip vermiyorsun? hem daha önceden tanışmış olursun. "

" daha önceden derken? "

"o normalde koleje gidiyor. ve bende seni o koleje göndermek istiyorum. tabi sende istersen"

"kolej mi? ama..." derken sözümü kesti.

"merak etme bütün Masraflar benden!"

"a-ama ben okulu kazanmıştım. "

"Ece ısrarcıyım. o okul çok iyi. olmazsa şöyle yaparız. sen o okula 1 hafta gidersin beğenmezsen yada başkalarıyla anlaşamazsan koleje gidersin "

"tamam" dedim ve halacığııma sarıldım.

koleje gitmeyecektim. daha doğrusu gidemezdim. bunca yıldır devlet okulunda okuyup sonra orta derecede bir lise kazanmıştım. şimdi kolej mantıksız geliyordu. zaten ordaki tikicanları hiç ama hiç çekemezdim.

****

telefonu alıp (aras denilen çocuğun telefonu) dışarı çıktım. ve onların evine geldim. kapıyı yavaşça açtım ve içeri girdim. daha sonra bir köpek koşarak üzerime atladı.

köpekleri severdim ama üstüme atlayanları değil.

köpek bir anda suratımı yalamaya başladı. zor da olsa onu üstümden çekmeyi başardım. ayağa kalktım ve yürüyerek aras denilen çocuğun evinin kapısının önüne geldim. kapıyıtam çalacakken kapı açıldı. karşıma yağuşuklu bir jojuk çıktı. saçları dağınıktı. gözleri kahverengi. burnu normaldi ama tshirt'ünün altından görünen o baklavaaalaar.

oha o ne lan. maşallah tü tü tü

"biraz daha beni kesersen baklavalarımı çatalla yiyeceğini düşünmeye başlicam. " dedi ve sırttı.

"ha!? " "ş-şey bu senin telefonun mu?"

"ah! evet nerde buldun? "

"yatağımın üzerinde"

peki. o zmn grşrz bb dercesine baktı. el salladı.

bende el salladım ve bahçenin kapısına doğru yöneldim. ve köpeğinin başını okşadım. arkamdan

"dur bir dakika! Tarçın sana saldırmadı mı?"

"yoo! neden ki? "

"genelde gördüklerine saldırırda! "

SadistHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin