Sadist

-8-

this is new story. and boşverin.
vote ve yorumları bekliyorum merak ettiğiniz sorular varsa sorun.

iyi okumalar...

tarih: 26/12/2016

okuldan çıkıp otobüs durağına gittim. yaşlı teyzeler ve ergen kızlar bana 'ezik'dermişcesine baktı. 2-3 dk sonra otobüs geldi akbilimi basıp arkalarda bir yere oturdum. ergen kızlarda çaprazımdaki koluğa oturdu. kulaklığımı çıkarıp favoriler grubumda olan şarkılardan bitanesini açtım ve klasiklerden biri olarak kafamı cama yaslayıp gözlerimi kapadım. ara sıra ergen veledlere bakıyordum. onlarda bana telefonla lol oynayan inek görmüş gibi bakıyorlardı. sonra onlara dil çıkarıp tekrar başımı cama yasladım. eminim ki bana bakmayı kesmişlerdi. gözlerimi kapadım ve şarkıya eşlik ettim. gözlerimi 1 saniyeline açıp kapadım. ama daha sonra gözlerimi şaşkınca bir daha açtım. aras bebeğem.

garip hareketler yaparak üstü açık mazaratisiyle cool bir şekilde giden arasın beni görmesini sağladım. oda bana bakınca 'atla' anlamına gelen el hareketi yaptı. " otobüsü durdurun!" diye bağırdım ve otobüs durunca aşağı koşarak indim ve sağa çekmiş arasın arabasına koştum. hemen uçarak içeri girdim ve kapıyı özenle(!)
kapattım. cama yaşlanmış ağzı açık şekilde bana bakan ergenlere el hareketi çekip arasın yanağına öpücük kondurdum. sevgilimin zengin olduğunu sansınlar. ehehehe

aras bu yaptığıma şaşırmış olacak ki suratını büzdü. bende ona vıdı vıdı açıklama yapmak zorunda kaldım.

"benim sevgilim var. beni öpemezsin"
dedi. bana pis bir bakış atarak.

"kanka ya hemen triplenme. hem kötü mü oldu, çıkıyosunuz. daha ne istiyon?"

"yahu sen beni götünden mi dinliyosun! "

"eve... ay şey hayır! " dedim hıphızlı. (yani evet diycekken ne dediğini anladım ondan sonra hıphızlı ay şey hayır dedim. pof bence açıklamaya hiç gerek yoktu).

"salak! yazın çıkma teklifi edecektim."

"Eee noldu şimdi ettin. yada ben ettirdim " dedim.

"Allah'ım ya! ben hayatımda hiç bu kadar dangalak bir insan görmedim! kızım sen beni anlamıyor musun?!
doğru zaman bu değildi çünkü basketbol ve okul bir araya gelince benim dinlenmeye vaktim olmuyor. Sinem ile takılacağım zaman dinlenmeye vaktim olmuyor. dinleneceğim zaman da sinemle takılmaya vaktim olmuyor. çok yorgun olduğumdada sinem bir şeyler yapmak istiyor. bende kıramıyorum. benden çok fazla şey bekliyor ama yaza kadar bekleyemez! "

hmm. şimdi ne kadar gerekli bir açıklaması olduğunu anlamıştım. yani napam. çiftlerin mutsuz olmamasını sağlayam. okey.

"lan daha 3 gündür çıkıyorsunuz! kız senin pestilinin kalan son parçasını çıkarmış! "

"benden kurtuluşun yok! "

"ne yapabilirsin ki? "

"bilmem onu eve gidince görürsün. halan yalanı ve şakayı sevmez. çabuk kırılır 1 hafta konuşmaz "

"bunları söylediğin iyi oldu" dedim ama bana acırcasına baktı.

"o evden kurtuluşun yok! "

"Aaa anladık be kurtuluşmuş. ben o savaşın hikayesini dinlemeden 94 alıyom. kendi kurtuluşumumu bilmiycem"

"salak 49 olmasın o yarısını kopya çektiğin yada tümünü mü (ne garip kelime lan) demeliyim! "

dedi sanki hırsızın suçunu ifşa etmiş gibi.

"yeter be ben senin dırdırını çekemem! ben gidiyorum "

tabiki yolun ortasında inmeden sosyete mahallesinin başındaki evler görünmeye başladı. daha sonra bizim (halamın) evin önünde durdu. arbadan indim. o da gaza basarak gitti ama durması 2 sn sürdü çünkü evi bizim evin yanındaki ev. mal jojuk.

----

kapıya doğru yöneldim ve kapıyı çaldım. açılmadı.

"Allah'ım şu evde bir hizmetçi olsa ölürmüyüz! " dedim bıkkınca. daha sonra kapı açıldı. ve tanımadığım bir abla - teyze karışımı bir bayan çıktı.
noluyoooor.

"kızım buyurcan mı? " dedi garip bir ses tonuyla.

tam adım atarken.

"Aaa kızım dur. evi kirletecen. ben bez getiriyim. "

"niye? ve sen kimsin?"

"ben yeni hizmetçiniz. yani aileden bir parça gibi düşün conem. "

yok artık ıphone 10 dilesem galiba gökten başıma düşecekti. tabi başım beyin kanaması geçirse de ıphone'a bir şey oldumu diye bakarım aq. ıphone o nokia değil. töbe bir de o olsaydı gökten başıma düşerken kafamı delip geçer yere düşerdi. iyiki nokia 3310 dilemedim.

hayat felsefenide anlat çocuğum.

"ha bı arada havada kar biraz atıştırıyordu. ayağın çamur falan olmuştur Sen eve öyle girme beze bas ayağını sil"

"tamam beybi"

"beybi de ney?" dedi yaptığı komik bakışla

"bebeğem demek"

"biliyom kız ben 2 sene önce ingilizceyi söktüm! "

"haa cidden mi? artık ingilizce sınavlarına sen girersin" dedim.

ayakkabılarımı çıkarıp pufpuflarımı giydim ve koltuğa yayıldım. daha sonra teyzem elinde tuttuğu hediye paketi ile geldi. heyecanla ayağa kalktım.

"kızım senin için çok sevindim"

"ne oldu? " dedim merakla.

"koleje gitmeyi tercih etmişsin? "

neeeeeeeeeeeeee! piç aras yaptı. demek intikamını böyle alacaksın haaa!

"ne!? kim dedi sana? "

"aras" ardından "ama sakın vazgeçtim deme vallaha konuşmam seninle. ayrıca bana yalan söylediğin içinde ceza veririm çünkü yalan söylemek hoş değil! " diye devam ettirdi.

"ama... "

"hem sana pişman olmamaman için hemde çok istediğin için bir hediye aldım"

wowowowowowow sen hediye mi dedin?

"Aa zahmet etmene hiç gerek yoktuu!"
dedim şakayla karışık yalanla. o da anlamış olacak ki güldü. ve küçük dikdörtgen şeyi bana verdi.

lütfen pasta olsun, lütfen pasta olsun

ben paketi heycanla açarken. paketi kaldırmamlan birlikte yeni yardımcımız yani hizmetlimiz. ama yardımcı daha uygun. şu sesi çıkardı.

"Oooooooooou Aaaaaaaaaa bok çıktı."

halamla önce ona garip bir bakış atsakta ben hemen kafamı

nur topu gibi karşıma çıkmış

ıphone 7 s'e

hayvanca bakıyordum.

bölüm sonuuu. vote ve yorumlarınızı bekliyorum.