Hiç etrafınız insanlarla doluyken yalnız hissettiniz mi ya da yapayalnızken dopdolu?
Eminim ki bunlardan birini yahut herikisini de hissettiğiniz zamanlar olmuştur.
Peki hiç herkesin sizden nefret ettiğini hissettiğiniz oldu mu? Büyük ihtimalle cevabınız hayırdır. Çünkü mutlaka bir kişinin dahi sizi sevdiğini düşünmüşsünüzdür. Benim için durum biraz farklı. Nasıl anlatsam bilemiyorum göz göze geldiğim herhangi birinin benden nefret ettiğini düşünüyorum. Hatta düşünmeyip direk hissediyorum ve ben de ondan nefret ediyorum.Bu nasıl oluyor bir fikrim yok. Tıpta,psikolojide bir karşılığı var mı ya da bu bir hastalık mı bilmiyorum. Tek bildiğim şey herkesin benden nefret ettiği.
Kafamda bu düşüncelerle boğuşurken kaldırım taşına takılıp tökezlememle kendime geldim. Kafamı kaldırıp etrafıma ufak bir bakış attığımda kimsenin bakışlarına daha doğrusu nefret dolu bakışlarına rastlamadığım için derin bir oh çekerek yürümeye devam ettim. Eve vardığımda sessiz olmaya özen göstererek anahtarla kapıyı açıp odama geçtim. Annemle karşılaşmadığıma sevinerek kendimi yatağıma atmamla kapının açılması biroldu.
"Çisem neden sessizce odana geçtin anneciğim, nasılsın? nasıl geçti günün? ""Seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum ayrıca gerçekten merak ettiğin için sormadığını da biliyorum'
"Annem neden böyle yapıyorsun elbette ki seni merak ediyorum sen benim kızımsın"
"Nefret ettiğin kızın, beni yalnız bırakır mısın?"
"Hayır sevdiğim kızım ve pekala sen biraz dinlen o zaman " diyerek odadan çıktı.
Arkasından "kapıyı kapatsana" diye bağırmamla geri gelip kapıyı kapatıp tekrardan gitti. Her seferinde kapıyı kapat demekten gerçekten sıkıldım. Bunu bilerek yaptığının farkındayım bu bile benden nefret ettiğinin bir göstergesi. Yatağımda biraz oyalandıktan sonra kalkıp dolabımın karşısına geçtim. İçindekileri yere boşaltıp düzeltmeye başladım. Bu neredeyse her gün yaptığım bir vakit öldürme aktivitesiydi. İşim bittikten sonra telefonumu elime alıp internette gezinmeye başladım. O sayfadan o sayfaya atlarken ekranda gördüğüm büyük sorununuz cevabı burda yazan reklama tıkladım. Karşıma cinsel ilişki problemi yaşayanlar için saçma bir sayfa çıktı. Gerçekten mi? Tüm sorun bu mu yani? Neden büyük sorun yazmasına rağmen böyle bir şey çıkıyor anlamıyorum. Bunun neresi büyük ? Belki de insanların benden nefret etmesinin bir sebebi de bu olabilir. Çünkü büyük sorun anlayışımız biraz farklı. Gerçi kendime de kızıyorum niye alt tarafı insanların o siteye girmesi için dikkat çekici bir başlık oluşturulmuş reklama tıklıyorum ki. Telefonu kapatıp camın kenarına gittim. Dışarıya bir bakış attığımda aşağıda küçük bir çocuğun camıma taş atma çabalarıyla karşılaşıp gözlerimi devirdim. Küçük bir çocuk neden benden nefret eder? Bu soruyu defalarca kendime sordum neden benden nefret ediyorlar her seferinde cevapsız kaldı. Bir keresinde psikoloğa gidip bu soruyu sormuştum. Aldığım cevap ise nefretli bir bakış ve yapmacık sırıtmayla "kimse senden nefret etmiyor" gerçekten çok inandırıcı yani. Bir başka psikolog ise böyle hissetmemin küçüklükte yaşamış olduğum bir travmadan kaynaklandığını söyledi. Kendimi bildim bileli bu şekilde hissettiğimi söylediğim de de hatırlamadığım bir zaman diliminde bir şeyler yaşadığımı söyledi. 5-6 yaşımın öncesinde ne yaşayabilirim ki. Annem ise bir şey yaşamadığımı sadece biraz(!) deli olduğumu söylüyor. Düşüncelerim annemin "kızım yemek yiyoruz hadi gel" demesiyle bölündü. Cevap vermeden yanlarına gittim. Babam başköşeye oturmuş bir şekilde dik dik yüzüme bakmaya başladı. Görmezden geldiğimde de "söylediğimi yaptın mı?" dedi. Umursamazca kafamı aşağı yukarı salladım. "Aferin" dedi. Annem "neyi yaptı mı" diye bi soru yöneltti. Ben cevapsız bırakırken babam "kullanmadığım kıyafetlerimi ihtiyaç sahipleri için kurulmuş bir derneğe götürdü" dedi. Annemde "Çok iyi düşünmüşsün hayatım,benim de kullanmadığım eşyalar vardı yarın Çisem'le beraber gideriz" dedi. Ben "sen tek git" derken babam Çisem tek gitsin dedi ve anneme göz kırptı. Annem de sanki çok önemli bir mesaj almış gibi başını sallayarak gülümsedi. Sessiz kalarak yemeğimi en hızlı şekilde yemeye başladım. O sırada bir anahtar sesi duyuldu. Ardından ablam neşeli bir şekilde yanımıza gelip annemi ve babamı öpüp bana kısa bir bakış atıp yanıma oturdu.
"Nasılsınız en bitanelerim?"
Annem "İyiyiz Çisil'im seni gördük daha iyi olduk" dedi ve bana kinayeli bir bakış attı. Babam da "sen neden bu kadar neşelisin bakıyım" dedi.
"Aşk olsun babam ne yapıyım (beni göstererek ) böyle mi oluyum" ardından bana bakarak toplu bir kahkaha attılar ne kadar güzel bir aile. "Tamam güldük eğlendik şimdi asıl sebebi söyle bakıyım sen" dedi annem. Çisil parmağındaki tek taşı gösterip "Mert bana evlenme teklifi etti' dedi. Babam sonunda derken annem ufak bir çığlık atıp Çisil'e sıkıca sarıldı. Ben de tebrikler diyip yemeğime geri döndüm. "Ne zaman senden de böyle haber alacağız kızım" dedi annem. Çisil de "birincisi önce bir sevgilisi olması lazım ikincisi ise insanlardan nefret etmemesi lazım" dedi ve yine hep beraber kahkaha attılar. Sinirle sandalyemi geriye itip size afiyet olsun
diyerek odama gittim. Sırf beni bu evden göndermek için dolaylı yoldan evlenmemi söylüyorlar. Daha 18 yaşındayım ve gerçekten de insanlardan nefret ediyorum. Bazen düşünüyorum peki ben neden onlardan nefret ediyorum? Cevap çok basit çünkü onlar benden nefret ediyor ve her şey karşılıklı. Aşk,sevgi bunlar bana ters gelen şeyler bildiğim tek duygu var o da nefret.Sabah alarmın sesiyle uyanıp yatağımdan kaktım. Saat 07.00 idi. Elimi yüzümü yıkıyıp üstüme rahat edebileceğim birkaç kıyafet giyerek odadan çıktım. Diğerleri uyuyordu. Ses çıkarmamaya çalışarak evden çıktım. Yolda bir simit alıp yiyerek yürümeye başladım. Bugün yapacaklarım belliydi üniversiteye kayıt yaptıracak ve yakınlarından kendime ev bakacaktım. Artık ayrı eve çıkmanın zamanı gelmişti. Ailemin kabul edeceğinden bir gram şüphem yoktu. Zaten kendileri de istiyordu. Beni evden göndermek istediklerini bulunduğumuz ilden üniversite kazanmama rağmen hemen ev bakmalıyız diyerek belli etmişlerdi. Sonra da bunun kendi ayaklarımın üzerinde durabilmem ve sorumluluk sahibi olabilmem yani sözde benim iyiliğim için gerekli olduğunu söylemişlerdi. İnandım mı tabiki hayır ama benim de işime geldiği için fazla üstelemedim. Otobüs durağına vardığımda beklemeye başladım. 10 dakikalık beklemenin ardından otobüsteki yerimi almıştım. 25 dakikalık yolculuğun ardından yeni bir hayatın başlangıcı olacak olan kapının önündeydim. İçeriye girmemle birinin Çisem diyerek üstüme atlaması bir olmuştu. Şaşkınlıkla üstüme atlayan kişiye baktığımda lisede aynı sınıfta olduğum Melis'in olduğunu gördüm. Melis ve bana sarılmak dikkat çekiyorum bana...
"Ne oldu ?""Birşey olmadı sadece tanıdık birini görünce sesleneyim dedim."
"İyi seslendiğine göre ben gideyim"
"Bizim okuldan sadece ikimiz bu üniversiteye gelmişiz senden başka tanıdığım yok yeni arkadaşlar edinene kadar birbirimize muhtacız"
"Ben kimseye muhtaç değilim ve yeni bir arkadaşa da daha doğrusu arkadaşa ihtiyacım yok"
"Benim var bu yüzden yürü"dedi ve koluma girip beni çekiştirmeye başladı. Derin bir nefes alıp kolumu çekerek yürümeye devam ettim. O da önce bir duraksayıp sonra yanımda yürümeye devam etti. Kayıt işlemlerini hallettikten sonra. Tekrardan koluma girerek kampüsü gezicez dedi. Cevap vermeden kolumu çekip yanında yürümeye başladım. Amacım biran önce gezip gitmek çünkü Melis'ten kurtuluş yok gibi görünüyor. Gezerken birinin Melis'e seslenmesiyle o tarafa döndük. Yanımıza koşarak bizimle yaşıt gibi duran biri gelip selam verdi. Melis "Berk sende mi bu üniversitedesin" diyerek Berk'e sarıldı. Sonrada bana dönüp "Bu Berk çocukluk arkadaşım buda Çisem liseden arkadaşım" diyerek bizi tanıştırdı. Berk gülümseyip memnun oldum dedi. Kafa sallamakla yetindim.
Melis "Çisem sen gidebilirsin ben Berk'le devam ederim" nefret için bir sebep daha insanların sizi çıkarları için kullanması.
Berk "Çisem de gelsin"
Melis"Çisem insanlarla takılmayı pek sevmez buraya da zorla getirmiştim" dedi. Berk bana bakarak sen nediyorsun dediğinde benden beklenmeyecek bir cevap verip "geliyorum" dedim. Berk gülümserken Melis nefret dolu bakışlar atıyordu. Yapacak bir şey yok Melis hanım kendiniz kaşındınız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefret
Teen FictionHiç herkesin sizden nefret ettiğini düşündüğünüz oldu mu? Ya da bu düşünceden dolayı siz de herkesten nefret ettiniz mi? Çisem bu sorulara evet cevabı veren biri. Peki evet demesinin sebebi ne? Birgün bu soruya hayır cevabını verebilecek mi? Ya da...