my sun ↪ jimin.rosé ✓

9 ☼ C O L D

*

Korku duymanın kötü bir tarafı yoktur. Zayıf yanını görmeni sağlar. Zayıf yanını gördüğün zaman ise daha güçlü olabilirsin.

#Fairy Tail

*

•Park Jimin•

•31.08.2016•

En iyi insanların bile bir sınırı bulunur. 

Bunu yanımda titreyen bedenden algılayabiliyordum. 

Üşümüyordu, korkuyordu. 

Etrafında olan görüntü bana göre sıradan olsa bile onu dehşete düşürmüştü. 

Rose korkuyordu. Rose korkuyordu, korkuyordu...

Soğuk ellerim onun minik ve çelimsiz ellerini kavradığında irkilmişti. Onu bir nebze olsun ben korkutmuştum. 

Elleri bir süre sonra titremeyi bıraktığında memnuniyetle gülümsedim.

Arabayı park ettiğimde onun da inmesi için kapıyı açtım. Ancak korktuğunu görebiliyordum, inmek istemiyordu. 

"Gelir misin?" diyerek elimi uzattığımda birkaç saniye yüzüme baktı ardından 'olmaz' anlamında başını salladı.

Sabırlı bir insan değildim. Bu yüzden onu kolundan çekip kendime bastırdım. Yüzünü göğsüne bastırdığım için daha rahat yürüyordu. 

Etrafında olan şeyleri görmek onu korkutuyordu. 

Birazdan yaşanacakları bilseydi şu anda benden dört elli kaçardı sanırım. Ancak başka yolum yoktu yapmak zorundaydım.

Gece kulübünün içine girdiğimizde gelen yüksek sesli müzik kulaklarımı rahatsız etmişti. Sessizliği seviyordum. Gürültü birkaç ses kaynağından çıkan gereksiz bir durumdu.

Gözüm bir koltuğu ısırdığında oyunun başlama vakti gelmişti. Korkacaktı, benden deli gibi nefret edecekti belkide ancak bunu yapmak zorundaydım. 

Koltuğa oturduktan sonra yanıma oturmak için hareketlendi ancak onu bacaklarından tutarak kucağıma oturttum. 

Gözlerine baktığımda ilk defa o duyguyu görmüştüm; kaybetme korkusu. 

"Jimin... Ne yapmaya çalışıyorsun?.." Sesi titriyordu, şimdi daha çok korkuyordu. Korkuyordu hemde çok korkuyordu. 

"Şşş.." Rose şoka girmiş gibiydi. Bakışlarımı önde oturan avıma çevirdim. Beni görmemeliydi, fark etmemeliydi. 

"Jimin... Beni lütfen indir.."

Belimdeki silahı çıkartıp uzun ve şekilli bacaklarında gezdirmeye başladığımda daha da korkmaya başladı. Yapmak zorundaydım. Lanet olsun ki yapmak zorundaydım. 

Benden nefret edecekti ancak her şey onun içindi, onu korumak içindi. 

Aramızdaki sessizlik şu anda aramızdaki tek iletişimdi. Gözleriyle bana yalvarıyordu. Şoka girmişti ve ben bu lanet duruma onu kendi ellerimle sokmuştum. 

Onu kendime biraz daha bastırdım. Daha fazla bastırmama gerek yoktu ancak istiyordum. Lanet olsun ki istiyordum. 

Burunlarımız birbirine değdiğinde nefesini tutmuştu. Endişelendiğini görebiliyordum. Şu an deli gibi yapmak istediğim bir şey vardı. Ancak korkar mı bilmem gerekiyordu. 

Şimdi anlıyordum görebileceğim uzaklıktaydı. Ancak ona dokunamıyordum. O çok fazla uzaktaydı. Yıldızlar gibi. 

Ve dayanamadığım zamanda alt dudaklarımız birbirine değdiğinde tüm vücuduma bir haz yayılmıştı. Bu haz mükemmel hissettiriyordu, fazlasını istiyordum. 

Alt dudağını yavaşça dudaklarım arasına aldığımda hafifçe emmiştim. Dudaklarının tadı çok fazla güzeldi. 

İçtiğim en güzel viskilerden daha tatlıydı. 

Karşılık vermiyordu, vermeyecekti. Bunu bildiğim halde öpmeye devam etmek istiyordum. Öylede yaptım. 

Pembe şekilli dudaklarına binlerce öpücük kondurdum. Yine de karşılık vermedi. Gözünü bile kapatmadı. Chae Young fazla acımasızdı.

Onun için öldüğümü görüyor ancak karşılık vermiyordu. 

"Jimin.. Yeter..." Sesini duyduğumda kucağımdan inmek için çırpınıyordu. Ona daha fazla işkence etmemek için izin verdim. Asıl amacımı unutmamam gerekiyordu. 

Yanıma oturduğunda elleri titriyordu bununla sonra ilgilenecektim. Bakışlarımı yeniden avıma çevirdim. Bir tane adam ona evraklar veriyordu. 

Ne olduğunu deli gibi merak etsem bile Chae Young'un yanında olmalıydım. Psikolojik olarak yaralanmıştı. Muhtemelen ilk öpücüğünü almıştım. Bu ben, mutlu ediyordu. Avımla daha sonra ilgilenebilirdim.

Yerimden doğrulduğumda onuda bileğimden tutup kendime çektim. Hala boş boş bakıyordu. Onun için endişeleniyordum. 

Gürültüden uzaklaştığımız zaman aniden kasıklarımda hissettiğim baskı ile yere yuvarlandım. Acı dolu bağırışım geceye karışmıştı. 

Ve gördüğüm tek şey ıssız geceye koşan bir adet güneşten başka bir şey değildi. 

***