•Park Chae Young•
•31.08.2016•
"Ne zaman uslu duracaksın?" Jimin o kadar sinirliydi ki bir anda kaçtığım için pişman oldum. Onu ilk defa böyle görüyordum. Şeytanın alevleri sonunda beni yakıyordu.
"Uslu durman için ne yapmalıyım? Döveyim mi, bağırayım mı, zincire mi vurayım?! Ne yapmalıyım, söyle ne yapmalıyım!"
"Sadece.." Yere fırlatılmış bedenim soğuktan titriyordu. "Bırak beni.."
Karnıma yediğim tekme ile birlikte ağzımdan bir miktar kan çıkmıştı. Jimin ilk defa bu kadar sertti. Eve gelene kadar kolumu da morartmıştı ve hissettiğim hayal kırıklığının bir tarifi yoktu.
"GİTMEYECEKSİN!" Şeytan alevlerini üzerime püskürtüyordu. "ASLA GİTMEYECEKSİN! HER ZAMAN YANIMDA KALACAKSIN!"
Saçlarını çekiştirdiğinde dudaklarıma bulaşmış kanı gördü. Bir saniye süren duygu gözlerinden geçti. O ilk defa bana acıyordu.
Gergince öksürüp ağzımdaki kanı zemine tükürdüm. "Biliyor musun Jimin?" Sadistçe sırıtıyordum. "Her gece ölmen için dua ediyorum." Ayağa kalkmaya çalıştım ancak yine yere yuvarlandım. "Bana yaptıkların yüzünden bir gün çok pişman olacaksın ancak o gün geldiğinde ben yanında olmayacağım."
Zorda olsa kalkmaya çalıştığımda karnıma giren yakıcı ağrı etkisini göstermişti. Yinede duvarlara sürtünerek yürümeye başladım.
Yalnızdım.
Yılın herhangi günlerinin birinde, hava somsoğuk, gök bile Jimin'den korktuğu için kararırken ben yine yalnızdım.
Önce banyoya gidip karnıma baktım. Kocaman bir morluk oluşmuştu ve fazlaca acıyordu. Başımı olumsuz anlamda sallayıp burnumdaki ve ağzımdaki kanlara silmeye başladım.
Lanet olsun ki çok acıyordu!
Birden arkamda hissettiğim bedenle irkildim. Jimin pamuğu alıp dudağımı kendisi temizlemeye başladı.
"Özür dilerim.." diye fısıldadı. Sadistçe sırıttım. Bir özür neyi değiştirebilirdi? Kalbimde bıraktığı derin yaraları hissedemiyor muydu?
"Özür dilerim.." Beni sinir etmeye başlamıştı artık.
Bedenimi kendisine çevirdikten sonra tişörtümü kaldırıp karnımdaki morluğa baktı. Sertçe yutkunduğunda pişman olup olmadığını hissetmek istedim.
Bedenimi kendi bedenine bastırdı ve "Özür dilerim.." diye fısıldadı. "Bana ne istersen yap, vur, kır, mahvet. İstediğini yapabilirsin."
Gözümden bir damla düşüp onun tişörtünü ıslatırken masumca sordum. "Gitmeme izin versen?"
"İşte bunu isteme." diye fısıldadı. "Her şeyi iste ama bunu isteme."
Önce karnımı sargı beziyle sardı ardından dudağımın patlayan kısmına yara bandı yapıştırdı. Kaçmaya çalıştığım zaman düştüğüm için dizim kanamıştı. Bunu da ilkel bir yöntemle iyileştirme kararı almıştık.
Bedenimi bir oyuncak gibi yatağa bıraktıktan sonra biraz geri gidip kanı silmeye başladı.
Sorularım vardı, şimdide onlara cevap bulacaktım.
"Neden gece kulübüne gittik?" diye sorduğumda bana göz ucuyla baktı ama yaramı temizlemeye devam etti.
"Seni korumaya çalışıyorum ve geçmişte kalmış bir hesabı görmeye çalışıyorum."
Sırıttım. "Beni böyle mi koruyorsun?"
"Evet." Yaramda hissettiğim acı ile gergince çığlık attım. "Özür dilerim." dedikten sonra daha yavaş baskı uygulamaya başladı.
"Şu işleri biraz daha açar mısın?" diye sorduğumda "Hayır." diyerek kestirip attı.
"Neden?" diye homurdandım. "Benden her şeyi saklıyorsun?"
"Anlatmak istemiyorum."
"Peki.."
Bir süre sonra pansumanı bitirmişti. Sargı bezini ve diğer şeyleri masanın üzerine bıraktıktan sonra tişörtünü çıkartıp ışığı kapattı.
"Burada yatabileceğini düşünmüyorsundur umarım." dediğimde belime dolanan soğuk ellerle irkildim.
İşte bundan nefret ediyordum. Jimin'den ve üzerimde bıraktığı etkiden.
Soğuk nefesi boynumu gıdıklarken emin olduğum bir şey vardı. Bundan sonra asla Park Jimin'e güvenmeyecektim. Şeytan haindi, şeytan güvenilmezdi.
Şeytan Park Jimin'di.
---
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my sun ↪ jimin.rosé ✓
Fanfiction"Cehennemin en derin çukurlarından sıkışıp kalmış gibi hissediyorum." Şeytan meleği avuçlarının içerisinde sıkarken, meleğin ondan ne kadar nefret ettiğini göremiyordu.. Başlama Tarihi: 09.02.2017 Bitiş Tarihi: 27.04.2017 ↪ J...