Mühür yavaş yavaş Kai'nin yüzünden silinirken Momo ona bakmaya devam etti. Gümüş grisi mühür Kai'nin esmer tenini yalayarak kaybolduğunda Momo hâlâ neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Kurtların sadece bir mührü olurdu; sağ kollarının dış tarafında, omuzlarının hemen altındaki yuvarlak, içi dönüşümü anlatan imgelerle dolu siyah mühür. Momo'nun bildiği başka bir mühür yoktu.
Bu mühür konusunu babasının çatı katında, siyah eski bir sandıkta sakladığı kitaplarda aramayı aklındaki listeye ekledi. Her gece rüyasına giren ve uykularını kaçıran bu mühür konusu bir an önce açıklığa kavuşmalıydı.
Kai'nin bacakları boşlukta sallanan iki dal gibiydi. Aşağıya bakmamaya çalıştı. Eğer düşerse kafatası bir karpuz gibi parçalanırdı. Momo'ya bakarak "Beni yukarı çekecek misin yoksa ellerimiz terleyip birbirinden ayrıldığında aşağıya mı düşeyim?" diye sordu.
Kızın saçları esen rüzgârla uçuşuyordu ve kokusu... Kokusu Kai'nin bu zamana kadar avladığı ceylanların, geyiklerin kokusundan bile etkileyiciydi. Momo Kai'nin alaycı sorusu ile kendine geldi. "Düşsen daha iyi olur aslında.'' dedi ve sol koluyla destek aldığı ağaçtan daha sıkı tutunarak Kai'yi yukarı çekti. Kai onun yanına düştüğünde ikisi de derin derin nefes alıyordu.
Momo derin nefeslerinin arasında göğsü düzenli bir şekilde yukarı çıkıp inen Kai'ye baktı ve "Halin yokmuş gibi davranıyorsun ama bir öküz kadar ağırsın.'' dedi. Kai'nin gülümsemesi bir cam kadar parlak ve keskindi. "Burada hangi önemli işle meşgulsünüz?" Kris'in sesi hemen yanlarında yankılanmıştı. Ayağa kalktıklarında ise Kris hemen önlerindeydi, ikisine de tuhaf bakışlar fırlatıyordu. Momo ile Kris arasındaki çizgi geçen günler içinde çok incelmişti, artık yok denecek kadar inceydi. O benim doğumdan sahip olamadığım abim, diye düşünüyordu Momo.
Kris "Alfanın dediği yer burası.'' dedi ve aynı anda çikolata rengi kürkünü ortaya çıkarıp dönüşümünü tamamladı. Diğerleri de dönüştüğünde av zamanı başlamıştı.
Ormandaki güçlü rüzgâr ceylanların kokusunu etrafa yayıyordu. Araya ayıların, çakalların ve küçük orman hayvanlarının kokusu da karışıyor, sessizlik bir kalkan gibi ormanın tüm gürültüsünü arkasında saklıyordu. Momo gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı, yakınlarda bir ceylan dereden su içiyordu. Dilinin suya değip tekrar ağzının içine girerken çıkardığı ses, ayaklarının altında çıtırdayan kuru dallar ve yaprakların hışırtısı... Avının ne tarafta olduğunu kestirdiğinde Kai' ye kafasıyla bir işaret verdi ve koşmaya başladılar. Zaman sadece ikisinin etrafında akıyordu.
Ceylan ormanın içindeki küçük derede bir yandan su içerken bir yandan da suya düşen görüntüsüne bakıyordu. Bir çıtırtı duyduğunda endişe ile kafasını kaldırdı ve etrafına bakındı. Tehlikede olmadığını düşündüğünde tekrar su içmeye koyuldu. Karşısındaki ağacın kovuğundan kafasını uzatan bir sincap ona bir şeyler anlatmaya çalışıyor gibiydi.
Ağaçların arasından fırlayan Momo ceylanın üzerine atladığında, ceylan dereye düşmekten son anda kurtulmuş ormanın diğer kısmına doğru koşmaya başlamıştı. Dereye düşmemek için yaptığı hareket sol arka bacağını incitmesine neden olmuştu ve koşarken arada bir tökezliyordu. Büyük bir meşe ağacına çarpmamak için sola döndü. Ömründe ilk defa böyle bir tehlikeye düşen ceylan ne tarafa koşacağını şaşırmışken kendini önüne fırlayan kurdun ağzında can verirken buldu. Ölümü aniydi. Kai boğazdan yakaladığı tek bir ısırışta işi bitirmişti. Momo Kai'nin ağzında tuttuğu ceylana baktı ve ''İyi iş.'' dedi.
Momo ceylanın karnını açtı ve yumuşak etinden bir parça kopardı. Sıcak kan ağzının kenarından akarken çiğnediği parçayı yuttu. İkinci bir parçayı koparmadan hemen önce durup etrafına bakındı. Çakallar her ağacın arkasındaydı, sessizce sıralarını bekliyorlardı. Çakallar, bu aylarda sadece kurtlar geride kalanlara besleniyorlardı. Hisset, avla, ye ve leşi leş yiyicilere bırak. Bu Momo'nun ilk avında babasının ona ilk sözleriydi. İşlerini bitirdiklerinde ceylanı buldukları yere, derenin kenarına döndüler ve yüzlerindeki kırmızılığı yıkadılar.
Onlar eve ulaştığında alfanın takımı avlanmak için çıkmıştı. Etraf iyice aydınlanmadan işlerini bitirmeleri gerekiyordu. Karnı tok olanlar değişik işlerle meşguldü. Momo üzerini değiştirdikten sonra aşağı indi. Sana, Lay, Tao, Xiumin ve Kai film izliyorlardı.
Momo Lay ve Kai'nin ortasındaki boş yere oturmak için kanepenin arkasından dolandı, Kai kanepenin önündeki masaya ayağını uzattığı için geçip oturamıyordu.
Diziyle Kai'nin bacağını dürttü. Kai huzursuzca ona döndü "Ne var?'' Momo Kai'nin bacaklarını işaret edip ''Çekil de oturayım.'' diye cevapladı. Kai "Benim yanıma mı?'' diye sordu. Momo ona 'Kendini özel mi sanıyorsun?' bakışı attıktan sonra "Hayır, odada tek boş olan yer olan Lay ve senin arana oturacağım.'' dedi ve dizleriyle Kai'nin bacaklarını ittirerek düşürdü. Kanepeye oturduğunda Kai'nin kucağındaki yastığı alıp kollarıyla sardı. Onu sinirlendirmeyi seviyorum. Onun hakkında sevdiğim tek şey bu. Film izlerken bir an kendini yastığı koklarken buldu Momo, yastık tıpkı Kai gibi kokuyordu. Çikolata ve işlenmemiş kahvenin karışımı gibiydi. Momo aç olsa karnını bu koku ile doyurabilirdi.
Filmin ortasında Lay'in kafası yüzünden filmi izleyemeyen Momo kanepede biraz öne doğru kaydı fakat bir el onu saçından tutup geriye çekti. Bunu Kai'nin yaptığını bildiği için eski pozisyonuna döndü fakat Kai tekrar Momo'nun saçından tutup kafasını geriye çekti. Momo birkaç saçından birkaç tel koptuğuna dair yemin edebilirdi. Daha fazla dayanamayan Momo sinirle arkasını döndü ve "Neden sürekli saçımı çekiyorsun?" diye Kai'nin suratına doğru tükürerek konuştu.
Aslında tükürerek konuşmayı planlamamıştı ki zaten bundan nefret ederdi fakat şu an Kai'nin ifadesi ona komik gelmişti ve gülmemek için kendini zor tutuyordu. Kai yüzündeki tükürükleri sildikten sonra gülmemek için şekilden şekle giren kıza baktı ve "Göremiyorum da ondan." diye cevap verdi. Momo hala kendini sıkarken "Çünkü kısasın da ondan, Küçük Prens." dedi. "Sen bana kısa mı diyorsun?" Kai tek kaşını havaya kaldırarak sordu.
"Evet. Hem kısa hem esmer. Hiç sevmediğim tiplerden." Momo ağzından çıkan son cümleye engel olamamıştı. Şu an dilini kesip koparmak istiyordu. Kai koltuktan hızla ayağa kalktı. "Kısa boylu esmerler de sana bayılmıyor zaten!" Ardından evin kapısını çarparak dışarı çıktı. Kapının çarpma sesi ile herkesin dikkati o tarafa yöneldi.
Film bittiğinde Tao televizyonu kapatırken Momo kanepenin arkasına geçip pencereden evin bahçesine baktı. Hava çoktan kararmıştı, eğitimin olmadığı günler çok çabuk geçiyordu. Ay ışığının altında ağaçların dalları zemine çarpık gölgeler düşürüyordu. Momo gözlerini kısarak baktığında ağaçlardan birinin yüksek bir dalındaki kuş çiftini, gökyüzünde süzülen kargayı gördü. Bahçenin bir köşesinde kısa boylu esmer birini görmeyi de bekledi fakat aranan kısa boylu esmer kişi ortalıkta yoktu.
Acaba çok mu kızdı, diye düşünürken tahta merdivenlerden yukarı çıkıp odasına ulaştı. Aklına gümüş grisi mühür ve çatı katındaki kitaplar geldiğinde yatağından kalktı tam kapıyı açacakken duyduğu tiz çığlık ile yerinde sıçradı. Odadan çıkıp hızla merdivenlerden aşağı indi ve salonun ortasında, dizlerinin üzerinde duran Jaejong'un yanına gitti. Jaejong gözlerini boşluğa dikmiş ifadesizce gözlerini diktiği yere bakıyordu. Momo Jaejong'u kendine çevirdi fakat küçük çocuk ona bakmıyordu, gözleri siyah iki çukurdan ibaretti.
Evin tahta kapısı açıktı ve içeriye soğuk rüzgâr giriyordu. Dışarı çıkmış, diye düşündü Momo. Ve bir şeyler görmüş. Alfa da dizlerinin üzerinde durup boyunu onunla eşitlemeye çalıştı. "Jaejong benim, alfan. İlk önce sakinleş." dedi. Marin kardeşine bir şey olduğunu sanıp ağlarken Jaehyun onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Dört dakikalık gergin bir bekleyişten sonra Jaejong gözlerini diktiği boşluktan çekip alfanın gözlerine sabitledi ve "Gördüm." dedi.
Alfa çocuğun omuzlarından tutarken onu başıyla onayladı. "Şimdi bana gördüklerini anlat."
"Kavga... Kavga ediyorlardı. Büyük siyah bir kurt vardı. Pençesini onun kalbinin üzerine geçirdi; Kai'nin!"
Medyada Kai var. Lütfen görüşlerinizi eksik etmeyin ^-^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alpha | Kim Jongin
FanfictionDolunaydaki her uluma sesi yeni bir efsanenin başlangıcıdır. Alpha |@Balaccie| Tüm hakları saklıdır. ©