G.K 3.BÖLÜM

40 9 0
                                        

 (Resimdeki: EREN)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Resimdeki: EREN)

MELİS'İN AĞZINDAN...

Yatağın içinden tepinerek kalktım. Dün gece baya geç yatmıştım. Telefonumu elime alıp saate baktım. Saat 07.00'dı. Normal kalktığım saatten 1 saat sonra kalkmıştım. Sanırsın okula değil şafak operasyonuna gidiyoruz neyse zaten serviside kaçırmıştım. Lanet olsun mk keli Ünal aramamıştı bile şerefsiz. Uykum ağır olduğu için alarmı duymamıştım. Sanırım annem de uyanmamıştı yoksa çoktan serviste olurdum. 08.10'da ders başladığı için hazırlanmaya başladım. Okul dağın tepesinde olduğu için iki arabaya binmek zorundaydım.

Evden çıkıp dolmuş durağına doğru yol aldım. Cebimden telefonumu çıkarıp Masal'ı aradım.

Su Aygırı aranıyor...

3.çalışta telefonu tam kapatacakken Masal telefonu açtı.

"Neredesiniz lan?"

"Asıl sen neredesin kızım? Seni bekliyoruz."

"Geç kaldım geliyorum da siz okul da değil misiniz?"

"Gelince konuşuruz. Sotecinin oraya gel, bekliyoruz."

"Taaamm"

Dolmuş durağında dolmuşa bindim kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başladım. Ne zaman dolmuş desem "dolmuş dolmuşsa neden biniyoruz?" esprisini yapma gereği duyup sırıtıyorum. Dolmuştan inip hata bindikten sonra nihayet sotecinin orada indim. Masal, Kayra ve Eren'i gördüğüm gibi hızlı adımlarla yanlarına gittim. Hepsinin suratında 'niyahet gelebildin' ifadesi vardı.

"Neden okula girmediniz ?"

"Bugün okulu asıyoruz kankacım, biz yokken okuldan tat alamazsın diye sana sormadan seni de bu planımıza dahil ettik"

"İyi yapmışsınız zaten bana söylemeden gitseydiniz meşhur tribimi çekmek zorunda kalırdınız"

"Aman amaaan iyi ki çağırmışız o zaman "

Hepimiz sırıtarak yavaş yavaş meydana inmeye başladık. Bizim okulun ilerisindeki sapık amcanın bakkalına girdik ve yine dayı her zaman ki gibi uyukluyordu. Kokumuzu almış gibi birden gözlerini açıp

"Meşallah meşallah yavrularım bu ne güzellik tü tü tü"

Adam gelmiş 90 yaşına hala bize yürüyor. Tam ben cevap verecekken Eren araya girip

"Dayı bize oradan marlboro versene" dedi.

Eren haftasonları çalıştığı için bugün onun maaş günüydü ve fazla bonkördü. Sigarayı alıp dayının nasihatlarını dinledikten sonra Eren'in 'düşün önüme' demesiyle kurbanlık koyun gibi önüne dizildik ve tek sıra halinde dışarı çıktık. Yavaş adımlarla yürümeye devam ettik. Meydana geldiğimizde kahvaltı etmediğimiz için simit centere kahvaltı etmeye geçtik. Kahvaltımızın üzerine birer sigara içerken simit centerin terasından yoldan geçenleri Masal'la çekiştirmeye başladık. Biz aramızda yolun başında duran kadının kıyafetini eleştirirken Eren lafa atladı

"Bence kırmızı elbisenin altına o mavi ayakkbılar olmamış."

Masal " ayy bence dee " dedikten sonra ben de Eren'e bu konudan anladığını söylecektim kiiii sözümü kesti.

"AMK Masal kadının ayakkabısı siyah okadar dalmışsın ki farkında değilsin"

Bu konu hakkında yorum yapmadan sustuğum için kendimi şanslı buldum. O sırada sesi çıkmayan Kayra lafa girerek

"Bensiz gıybet yaparsanız Allah böyle çarpar." dedi ve Masal gözlerini devirmekle yetindi.

Günün gerisini Oğuz ve Atilla'nın gelmesiyle ısrarlar sonucunda internet cafede pc atarak geçirmiştik. Biz erkekleri keserken ekranda gördüğümüz 'goool' yazısı ile farkında olmadan sevinç dansı yaparken etraftaki gözlerin üstümüze yoğunlaşması ile Oğuzcan

"Dönün önünüze lan gevşekler"

Bu kadar rahat olmasının sebebi internet cafenin kuzenine ait olmasıydı yoksa o göt onda ne araaaarrr. Tüm gözlerin üstümüzden çekildiğini hissettiğimizde pc ekranına döndük ve kazananın erkekler olduğunu gördük meğersem kendi kalemize gol atmışız. İnternet cafeden çıkıp sahile doğru yürümeye başladık. Yolda giderken Atilla Kayra ile dalga geçerek eğlendiğini sanıyordu.

"Gayraa nabüüünn laa ? "

Kayra sinirle Atilla'ya dönerek "La bıraaah şakayıı ne gadar gomiksin sen öylee" dedi ve Eren'in koluna girdi. Yolda milletin bakışlarını umursamadan her zaman olduğu gibi kendi dillerinde atışıyorlardı.

Atilla kolunu omuzuma atarak Kayra'ya Atilla'nın deyimiyle Gayra'ya dönerek

"Bir ses var ama görüntü yok arkadaşlar siz görebiliyor musunuz?" diyerek Kayra'nın hassas noktasından vurdu...

Kayra ve Atilla'nın şakalaşmaları sonucu sahile varmıştık. Masal'ın telefonunun çalması ile ona döndüm ve kimin aradığını sorgularcasına baktım ekranını bana doğru çevirdiğinde Arya Teyzenin aradığını gördüm bir şey deme gereği duymadım...

MASAL'IN AĞZINDAN DEVAM...

Telefonumun çalması ile bizimkilerin yanından ayrıldım. Yalaklıkla

"Anniiişşşş" diyerek ş harfini uzattım.

"Napıyorsunuz" dediğinde çıkış saati yaklaştığı için bozuntuya vermeden

"Son dersimiz boştu bizde sahile indik. Hayırdır anneciiim sen aramazdın?" dedim şüphelenici bir tavırla.

"Babannenler hafta sonu halanda olduğu için dağ evini kullanabileceğimizi söyledi. Abin ve sevgilisi Ecem ablanla hafta sonu İzmir'de olacağı için bende arkadaşlarınla kullanabileceğinizi düşündüm istersen bu akşam gidebilirsiniz."

" oha anniş sen harikasııın hemen eve geçip çantamı hazırlayıp anahtarları senden alırıım, öptüm." diyerek telefonu kapattım.

" diyerek telefonu kapattım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Resim: CENK VE ECEM)

Bizimkilere doğru sevinç dansı yaparak Atibaaa'nın sırtına atladım. Her zaman ki halim olduğu için hiçbiri bana aldırmadı ve sohbete devam ettiler. Atiba'nın yanaklarını sıktıktan sonra sırtından indim. Cırtlak sesimle cırlayarak sonunda herkesin dikkatini çektim ve annemle konuştuklarımı kısaca özet geçtim. Melis lafa girerek

"Biralar senden Eroş kardeeeşş" deyince Oğuz lafa atlayıp

"Nabacaz la dağ evinde tirrreeekklerrr"

Kayra piç smile atarak "Seni odaya atacam yalak kene " diyerek Oğuz'un götüne şaplağı bastı. Bunun üzerine Oğuz ilgi konusu olunca "oh oh hadi gidelim o zaman" diyerek hepimizin önüne atıldı ve hepimiz hazırlanmak üzere evlere dağıldık...

























Gerisi KolayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin