Perspektif ( yazarın gözünden )
Harun yıldırım telefonda konuşuyordu
"bugün bu sevkiyatı elinize yüzünüze bulaştırmadan yapın yoksa ne olacağını biliyorsunuz " dedi ve telefonu kapatıp kahvaltı masasına doğru ilerlemeye başladı.Tabi haberi yoktu arkasında onu dinleyen oğlundan ,eroyin kaçakçılığı işini sevmiyordu ve hep bir olay çıkarıyordu babası ona işi öğretmeye çalışmıştı ama oğlu hep red etmişti hatta bi kaç işini baltalamıştı.
Harun beyde buna alışmıştı ve onu uzak tutuyordu çünki baya para kaybetmişti, bu yüzden ama haberi yoktu bugün oğlunun yapacaklarından.
Oğluda 5 dakika bekledikten sonra , kahvaltı masasına oturup
" günaydın " dedi istemeyerek de olsa, bu evin kuralları vardı mutsuz eden, huzur bozan kuralları var olmak için olan kurallar, annesi zaten bi or*spuydu başka adamla kaçmıştı, bi tek babası vardı.Harun bey hiç cevap vermeden yemek yemeye devam etti kahvaltısı bittikten sonra
" benim işim var akşam geç gelirim yemeği tek ye beni bekleme hizmetliler hazırlar zaten , eşşek kadar adamsın bak başının çaresine "dedi ve cevap vermemi beklemeden arkasını döndü ve gitti.Oğlu hızla odasına çıkıp deri ceketini ve arabasının anahtarlarını alıp babasının peşine düştü.Uyuşturucunun kontrol edileceği yere geldi babasını takip ederek.
Hemen eline telefonu alıp polisi aradi
" alo ***********" deyip telefonu kapattı .Evet yapmıştı, polisi arayıp babasını yakalatmaya çalışmıştı, bi anda polis sren sesleri duyuldu , ve düşüncelerine dalan adam kafasını sallayıp kendine geldikten sonra gaza yüklendi.
Son hız kullanıyordu dikiz aynasından arkaya bakarken birden birşeye çarptı, çarptığı şeye baktı bu bi adamdı ama ona yardım edemezdi.
Yakalanırdı, çünki ordan uzaklaşırken, bi polis onu görmüştü ve takip edebilirdi.
Adamı öylece orda bırakıp, direksyonu kırıp diğer sokağa saptı, ama aklı o adamdaydı eve geldi ve hızla kendini banyoya atıp kapıyı vurdu, ve elini yüzünü yıkadı aynadan kendine baktı, o adamın ya karısı varsa, küçük çocukaları ya ona bi şey olursa ,bu VICDAN'la nasıl yaşardı banyodan hızla çıktı kaza yaptığı yere gittiğindeyse adamı ambulansa bindiriyorlardı, ambulansı takip etmeye başladı.
Hastaneye girdi ve bi köşede adamı beklemeye başladı, bi süre sonra içeri bı kız girdi ,ağlayarak baba diye ağlayan bi kız, adam gözlerini sıkıca yumdu ve bekledi, bi zaman sonra kızın çığlığını duydu.
"Uyan babaa" dedi kız ne yani ölmüşmüydü adam ,öldürmüştü onu peki şimdi ne olacak, nasıl yaşıcak bu adam bu vicdan azabıyla.
Peki nasıl rahat bırakır, bu adı vicdan denilen duygu peşimi.
Nasıl unutulur o feryadlar, nasıl dindirilir .
Bu ses susmaz mı hiç, bu vicdan denilen şey ,her gülüşünde aklına mı gelir ,her yediğin lokma vicdana mı takılı kalır ?
Rüyalarıma girmek zorunda mı o çığlıklar ,uzatsam elimi tutarmı , elimi tutsa bile,
Dinermi bu vicdanın sesi ,yoksa imkansızmı bu sesi susturmak.