Her nefis aşkı tadacak

21 3 0
                                    

'Sevemez kimse seni benim sevdiğim kadar' şarkısını dinlemekten bi haller olmuştum. ortaokuldan beri bu kadar yoğun birini düşündüğümü hatırlamıyorum. "Sevgilim sen olmazsaaaaan bu hayat neye yarar'...diye diye suisid fikirler geliyordu aklıma. Bu arada ben kim miyim? gonca ben. üniversite 1.sınıf işletme öğrencisiyim... "kimi işletecen kızz" diye yapılan espriler seansında tiyatroyu bırakıp buraya geldim. geldim de gelmez olaydım...susadım çeşmeden su içmez olaydım diyen ferdi baba gibi...veya Müslüm baba mıydı? allah rahmet eylesin biri bizim babamızdı da neyse...size baba diyebilir miyim amca...hulusi kentmen ile tecavüzcü çoşkun misali herkese sarılasım vardı bu aralar...sanırım ülkedeki olağanüstü hal bana da yansıdı..."olağanüstü hal baba olağan üstü hal" diye jingle veresim var...

bendeki değişimi önce Fatmagül keşfetti... kendisinin bi suçu yoktu bu işte ama iyi gözlemciydi... "ne deviriyorsun gözlerini pencereye doğru lan" diye yastığı fırlattı kafama bianda...en güzel hülyaların içindeydim halbuki... "siktir git uğraşamam" senle dedim..."en özel hayalimin içine ettin"

"açılmamış goncalarına tükürürüm senin... söyle bakiyim ne oldu ilk günden okulda kimden darbe yedin"

"Fatma gül ne darbesi allahını seversen...ülke zaten karışık darbe marbe deme şimdi bizi de alacaklar olacak yani"

"kızım bizi kim ne yapsın... olsa olsa aşırı gevezelikten alırlar o da komiser gecesinde salıverir yeminle"

"Beni bilmem ama seni ahlak masadan alacaklar bigün... okulda birlikte olmadığın erkek kalmamış dediler.." bu lafı derken şaka ile karışık demiştim ama Fatmagül alınmıştı sözlerime...

"Git konuşmuyorum senle..ne halin varsa gör" diyip kıçını çevirdi...

hayallerim ile başbaşa kaldım yine. evet bişeyler olmuştur. ilk günden hem de...film gibi yani. okulda bildiri dağıtan çocuklarla bakıp kıs kıs gülerdim her zaman. tiyatrodayken de bana komik gelirdi. insanların siyasetle kafa yormalarını anlamazdım. bizler daha gençtik...kravatlı tayfanın piyonları olarak görürdüm böylelerini.. hiç bana göre değildi. hep laf atar dururdum... yazın ortasında deniz gezmiş montu giyenlere moda dersi verirdim...

nasıl oldu ne oldu anlamadım. içimi bi hüzünle bi hayal aynı anda kapladı. aynı bedende yaşıyan erkek ve dişi gibi predestination'a bağladım kendimi. sinir harbimle yarışarak fatmagüle döndüm...

"predestinationu izlemiştin değil mi?"

"konuşmuyorum kızım seninle... git başka eğlence bul kendine...ahlak masasıymış"

tamam panpa be....gel sarıliyim sana...hadi büzme dudaklarını yoksa bugünki havadisi anlatmam sana...

Fatmagül için sır herşeydi...gizem de varsa işin içinde...onu tavlamanız içten bile değildi. yeterki sopanın ucundaki havucu gösterin...

"adam gibi anlat ne anlatacaksan duşa girmem lazım..."

okula gittim... ilk ders tanışma faslı falan filan biliyosun... "kısa kes lan...bigbang den başlasaydın bi de" diye bağırırken 2.yastığımı da kafama yemiştim...

tamam kızım... dur ama tadı çıksın anlatırken...öyle şeyler yaşadım ki bugün aslında ömre bedeldi...belki de hayatımın greenwhich ine denk geldim haberim yok...

"senin miladına sokayım... başla hadi anlatmaya... okulun ilk gününden kime verdin merak ediyorum"

ne diyosun be doğru konuş neyi verdim

gönlünü kızım gönlünü...ne zannetin be... manyaksın sen bugün...

tamam dur anlatıyorum lafımı kesme ama...

HAYAT BU İŞTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin