Kendi kendime bir söz verdim. Ondan ayrılmak dünyada az sayıda yaptığım iyi şeylerden de olsa kalbimi bu kadar acıtması mümkün müydü? İnsanlar doğru bir şey yaptıklarında her seferinde canları böyle yanıyorsa, hayatımın sonuna kadar kötü bir insan olmak istiyordum. Onu unutmaya çalışmadım. Bu kadar saçma bir şeyle zamanımı harcayamazdım. Kim yaşadığı şeyi unutabileceğini düşünecek kadar aptal olabilir ki? Onun yerine onu kalbimin en derinliklerine yolladım. Ama kokusunu her zaman ulaşabileceğim bir yerde tutuyordum. Tabi ki ona muhtaç olduğum için değildi bu yaptığım. Sadece ona olan nefretimi her seferinde bana hatırlatmaktı amacım. Ve evet gerçekten de işe yarıyordu. Her geçen gün ona olan nefretim benliğimin bile içine işliyordu. Kendime sormaktan bıkmadığım sorularımı tekrardan sordum kendime. Sen onu gerçekten sevdin mi? O lanet olasıca seni o sürtükle karşılaştırdığın da canın yandı mı? Peki yüzüne bakıp sadece gülümsediğinde ne hissettin? Hissettiğim tek şey iğrenme duygusuydu. Kendimden ondan ve herkesten tiksindim o an. İtiraf edeyim ; onları gördüğümde kalbimin gereksiz duygularla dolup taşan kısmı sızladı, hayır kalpsiz değilim. Sadece kalbimi bu tür gereksiz işler için yoramayacak kadar meşgulüm. Bu hatayı bir kere yapmak bana yetmişti. Umursamaz kız olmanın da avantajı buydu zaten. Kalp kırıklığı yok, gereksiz duygu/ duygu patlamaları ve göz yaşları yok. Dediğim gibi sadece bunu bana yaşattığı için içimde büyüyen intikam duygusunu beslemek için bu role büründüm. Ama Yiğit'e teşekkür etmem gerek, bu hatayı ve bu lanet duyguyu içimde bir yerlerde kilitlememi sağladı.
Ben Mina DAĞHAN; kalbini gereksiz duygularla meşgul etmeyen ve intikam isteyen Umursamaz Kız...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMURSAMAZ /DÜZENLENİYOR/
Teen FictionO, o olan her şeyi değiştirmek için kendinden vazgeçmeye hazır bir kız. Büyük bir yıkıma uğramasına rağmen "pes etmek" onun lügatın da asla yer almıyordu. O savaşmayı seçmişti ve bunun onun yıkacağını bilmeden zırhlarını giyindi. Mutlu olmanın tek...