1. Bölüm:itiraf

39 13 12
                                    

Bu gece rüzgar sıcak esiyordu, burnuma kum kokusuyla karışmış sigaranın dumanı gelirken yan tarafıma baktığımda en yakın arkadaşım Koray'ın bilmem kaçıncı sigarasını yaktığını gördüm. Sigarasından bir duman çekip geri üflediğinde sayamadığım öksürüklerinden birini yine yapınca oturduğum banktan öne doğrulup ona bakmaya devam ederek

"Yeter be oğlum, boğazını becerdin!" Dedim sert ses tonumla. Aldırış etmeyip içmeye devam etti elindeki meneti, bende üstelemedim zaten. Kolumdaki saate baktığımda Ender koz' un iş çıkış saatinin geldiğini fark ettim. O benim babamdı, karşısına hiç çıkamadan uzaktan onu iş çıkışları izlerdim, bu gecede öyle yapacaktım, amacım neydi İnan'ın bende bilmiyorum.

"Sadece kendine eziyet ediyorsun" diye  sıkkınca konuşan Koray''a baktığımda kolumdaki saate bakıyordu oda e gideceğimi biliyordu tabi.

"Belki bu gece ailesiyle yemek yemeğe giderler. Şöförlerine ailesini getirmesini istemiştir belki"

"Ailesini mi merak ediyorsun oğlunumu?"

Diyerek beni içimdeki öfkeyle başbaşa bıraktı. Ufak bir oğlu varmış, onu hiç görmemiştim, el bebek gül bebek yetiştirdiklerine emindim. Sadece merak ediyordum belkide çoçukken benimde yaşayabileceğim bir hayatı izleyecektim, yerimden kalkıp ellerimi cebime soktuğum gibi gideceğim istikamete doğru adımlarımı attım.

"Ertuğrul, oğlum yapma be gitme o herifin ayağına!" Diyerek arkamdan acılı sesiyle seslenen Koray'ı aldırış dahi etmedim. Hızlı adımlarla şirketin yolunu tutuyordum, belki bir gazla bu gece çıkacaktım karşısına hoş bir senedir çıkamamış sadece uzaktan izlemekle kalmıştım ya neyse!

Şirketin oraya geldiğimde kapşonumu çektim başıma ellerimi tekrar cebime sokup, karşı kaldırımın üstündeki ağacın arkasına geçip odaklandığımda tam zamanında geldiğimi anladım. Ender koz yanında bir adamı ile kapıdan çıkıp onu alması için gelen arabasına doğru ilerledi, her zamanki gibi çok dik yürüyordu, kimseye eyvallahı yok gibi bir kaşı sürekli kalkık ve bir eli daime ceketinin önündeki düğümlenmiş yerindeydi. Arabaya geçtiğinde yanındaki adamı elinde tuttuğu çantasınıda verince kapısını kapattı ve araba kökleyip gitti.. defalarca bu manzarayı izlemekle kalıyordum hep Cesaretim bu dakikada kaybolup gidiyordu. Cebimde yumruk yapıp sıkmış olduğum elimi hissedince gevşetip derin bir nefes aldım, başım istemsizce araba gittiğinden beri eğikti gözlerim yere bakıyordu. Birden enseme gelen bir darbeyle kendimi ağaca verdiğimde arkadan biri kollarımı hızlı bir şekilde tutunca ağaçla arasında sıkıştım kaldım, yüzünü göremiyordum ama erkek olduğuna emindim. Ağzımdan küfür savurarak kollarımı çekmek istedim ama yanağım ağacın gövdesine yapışık olduğundan yüzün acıyordu ben çırpındıkça.

"Kimsin sen?!" Dedi arkamdaki ses.
Ne diyordu bu asıl bu kim di?!

"Kaç gündür fark ediyorum seni Ender beyi izliyorsun dünde buradaydın geçen hafta içi de gördüm seni bir kaç kes! Kimsin?"

Konuştuklarıyla çırpınmamı kesip derin nefesler aldım. Sanırım yanındaki adamıydı? Yüzünü göremiyordum bu kararsızlık beni iyice sinirlendiriyordu!

"Bırak lan beni!" Dedim, tekrar çırpınıp öfkeli çıkmıştı sesim. Adam hala tutuyordu ve bu kes sıkınca iyice yüzümü acıyla kırıştırdım.

"Son kes soruyorum sana! Ender bey ile ne alıp veremediğin var? Neden sürekli etrafındasın ve izliyorsun? Düşman şirket mi tuttu seni yoksa he?!"

Sıraladığı sorularla gözlerimi sıktım, yüzüm bir hayli acımıştı şu ağaçta yanağımdan bir parça kalacak gibi duruyordu. Soruları tekrarlayıp duruyordu tek eli ensemde tek eliylede arkamda birleştirdiği kollarımı tutuyordu sıkıca. Gözlerimin karardığını hissettiğimde kayganlaşan bileğimi fırsat bulup hızla çekince kurtulan elimle ağaçtan destek alıp arkamdakini ittim hızla harektlerle ona dönüp suratına bir yumruk geçirmiştim bile. Soluk soluğa kalmıştım gözlerimdeki karartı hala tam gitmemişti ki o anda yüzüme benimde bir yumruk gelince sendeleyip tekrar ağaça yalpalamıştım ama bu kes sırtımı. Bir yumruk daha geldiğinde kendini bu kes yerde buldum, dizlerimin üstünde iki elimle yere tutunuyordum başımı kaldırdığımda bulanık gördüğüm adamı üstüme doğru bir hamle yapmak için geldiğini fark etmem le

"Ender koz benim babam!" Diye bir cümle çıktı zar zor ağzımdan. Adam yerinde öylece kalakaldı, başımı yorgunluktan fazla havada tutamayıp yere eğdim tekrar...

KAYBEDENLERİN MELODİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin