*Bu benim ilk hikayem yanlışlarım olursa şimdiden özür dilerim. Bir anlık hevesle kalktım yazmaya başladım. İyi okumalar.
1.bölüm
Babam bundan sonra daha sakin bir yaşantımızın olmasını istediği için Antalya'ya taşınmak istiyordu. Annemi her zaman ki gibi işi sayesinde ikna etmişti. Annemi yeni şehir yeni dükkan çok mutlu etse de ; yeni şehir ve yeni kişiler benim canımı çok sıkıyordu.. Arkadaşlarımdan ayrılmak istemiyordum. Ama ailemi de üzmek istemiyordum. Belki zamanla alışırdım Antalya'ya. Taşınıyoruz diye Buseyle arkadaşlığımız bitmicekti sonuçta...
Babam Antalya'daki evde her şeyin olduğunu söyleyince yanıma sadece özel eşyalarımı almam gerektiğini düşündüm. Bana kalsa odamdaki her şey benim özelimdi. Odamı başkasının toplamasını sevmediğim için valizlerimi hazırlamaya başlamıştım. İşim bitince babamın yanına gitmeye karar verdim. Merdivenlerden indiğimde babam koltukta oturuyordu.
"Baba seninle birşey konuşmak istiyorum."
"Eğer eşyalarını hazırladıysan konuşabiliriz canım."
"Evet hazırım da... şey baba ben diyorum ki bu akşam gitmesek de ben yarın okuluma gidip arkadaşlarımla vedalaşsam sonuçta taşınıyoruz ve onları bir daha göremeyebilirim? " dediğimde babamın yüzünde hayır diyecek gibi bir ifade vardı.
"Ama.. " deyince gerisini duymak istemediğim için hemen sözünü kestim.
"Baba lütfen ! "
"Peki öyleyse yarın akşam gideriz." dediği an babama sarıldım.
Hemen odama çıkıp uyumaya karar verdim. Yatağıma uzandığımda facebook ve twitter hesabıma girmeyi düşündüm. Laptopu alıp önce facebook'a girdim. Hakan yılışığı cevap vermediğim halde 50 tane mesaj atmıştı.
Bu çocuktaki azmi anlamıyorum. Engelliyorum 1 saat sonra başka bir hesaptan yazıyor. Aslında bu yüzden Antalya'ya taşındığımız için mutluyum. HAKAN'DAN KURTULUCAM...
Facebook'tan çıkıp twittera girdiğimde etkileşimlere baktım. Buse taşındığımız için çok üzülüyordu. Gözlerim istemsizce kapanmaya başlayınca laptopu kapatıp çantasına koydum ve uyumak için yatağıma uzandım.
****
Sabah telefonumun alarm sesiyle uyandım ve ilk önce odamdaki banyoma girdim. Dişlerimi fırçaladım. Ve saçlarıma maşa yapmaya karar verdim. Saçlarımı yaptıktan sonra mutfağa gidip kahvaltılık bir şeyler atıştırdım ve odama gidip valizimden kot şortumu ve mavi kolsuz gömleğimi giyindim. Ardından beyaz spor ayakkabılarımı giydim. Makyaj olarak da aşırı bir şey yapmama gerek yoktu eyeliner çekip dudaklarıma parlatıcı sürdüm. Ve işte şimdi hazırım..
Telefonumu cebime koyup merdivenlerden indim. "Ben çıkıyoruuuum." diyip evden çıktım. Anıl abi beni görür görmez kapıyı açtı. Ben binince kapıyı kapatıp kendiside arabaya binince arabayı çalıştırdı. Anlaşılan babamla konuşmamız bittikten sonra Anıl abiye beni okula bırakıcağını söylemişti. Okula geldiğimizde Anıl abi kapıyı açtı ve ben inip okul bahçesinde yürümeye başladım. Bahçedekilerin bana bakmasını aldırmıyordum. Çünkü her okula girdiğimde böyle bakarlardı. Buse'yi arıyordum ama bahçede yoktu. Bir anda Alp'i görünce afallamıştım. Onu her gördüğümde böyle oluyordu. Yanında iki , üç kız olmasına rağmen onları umursamadan bana bakıyordu. Benim ona baktığımı görünce yanında ki kızlarla ilgilenmeye başladı. Bende okuldan içeri girdim. Ve kantine doğru ilerledim. Buse orada da yoktu ' Acaba bugün okula gelmiyecek miydi ? ' diye düşünürken birisi koluma girdi....
* Kısa olduğu için kusura bakmayın.