1. Bölüm

268 19 2
                                    

ARKADAŞLAR Bİ YANLIŞLIK OLDU O YÜZDEN BU BÖLÜM SİLİNMİŞTİ YENİDEN YÜKLEDİM :/ KUSUREA BAKMAYIN  :/ 

Bana bir mektup yaz,

 Ya da iki satır yaz,

 Sadece beni haberdar et hala iyi olduğundan,

 Zaman vardı,Oldum olası bildiğim,

 Şimdi sadece tahmin ediyorum ve seni hayal ediyorum. 

YAZARIN AĞZINDAN.

Soğuk hapishane duvarları arasında sert ve kararlı adımlarla ilerlerken, ayak sesleri koridorda yankılanıyordu. Yürürken gözleriyle etrafı tarayarak özgürlüğünü ne kadar özlediğini düşündü. Her zaman güneşli günlerde sahile gidip orada koşmayı sevmişti. Ah, bunu yapamayalı ne kadar uzun zaman olmuştu. Ona verilen küçücük odadan gökyüzünün bir kısmını bile zor görüyordu.

Minnettar olduğu tek şey, Jolene’in mektuplarıydı. Bu düşünce aklına geldiğinde ister istemez gülümsedi. Hatta bir süreliğine ne kadar uzun zamandır denizi göremediğini bile unutmuştu. Mavi üniformasının içinde sert gözükmeye çalışan gardiyan Justin’in daha önceden tanıdığı demir kapının önüne geldiğinde durdu. Justin bunların hepsini ezberlemişti, adam önce kemerinden anahtarı çıkarmaya çalışacaktı.

Gardiyan biraz zorlansa da, anahtarı astığı kemerden çıkardı. Justin hafifçe gülümsedi. Şimdide, anahtarı deliğe sokmaya çalışacak ve ilk denemede başarısız olacaktı. Gardiyan sert yüzünü ona çevirmeden anahtarı deliğe sokmaya çalıştı, birinci denemede başarısız olmuştu. Justin kıkırdamasını bastırmaya çalışırken bir sonraki hamlesini aklından geçirdi.

‘Kapıyı tutup çekmeye çalışacak ama ağır olduğu için zorlanacak.’ O bunu aklından geçirirken, gardiyan kapıyla olan mücadelesine girişmişti. Justin pantolonunun cebine soktuğu ellerini çıkartarak gardiyana doğru bir adım attı ve kapıyı kendisine doğru çekti. Her zaman aynı şey tekrarlanıyordu ve ikisi de buna alışmıştı.

Demir kapı büyük bir gürültüyle aralanırken gardiyan bir kenara çekilerek Justin’in içeri girmesine izin verdi.

“Çok fazla zamanın yok Bieber, beş dakika biliyorsun.” Sert ses tonu boş koridorda yankı bulduğunda Justin alayla sırıttı.

“Önemli değil, gerçekten hiç değil.” Kapıyı açtığı için teşekkür etmeyen gardiyanla dalga geçmeyi tercih etmişti. O zaten süresinin ne kadar olduğunu biliyordu. Kapı sert bir şekilde kapanıp Justin ve Ryan’ı içeride yalnız bıraktığında, Ryan hızlıca ayağa kalkarak yıllardır kardeşi gibi gördüğü adama sıkıca sarıldı. Justin zayıflamıştı, Ryan bunu düşündü. Yanaklarındaki kan çekilmiş gibiydi, bal rengi gözleri daha da ortaya çıkmıştı. Cılız gözüküyordu.

“Dostum, çok iyi gördüm seni!” diyerek yalan söyledi Ryan. Sorun şu ki, Justin’de çok iyi gözükmediğini biliyordu zaten.

“İçerisi beş yıldızlı otel gibi, harika görünmem çok doğal!” Justin şakayla karışık iğnelemesini yaptığında, kameralardan izlendiklerini biliyordu. Sandalyesini yavaşça kendine doğru çekerek, üzerine rahatça kuruldu. Ryan’da masanın diğer tarafındaki sandalyeye yerleşmişti.

“Az kaldı Justin, sadece birkaç günün var.” Justin iki yıldır içerideydi, dışarı çıkmak onu korkutuyordu. Nelerin değiştiğini bilemezdi. Ellerini saçlarının arasında sıkıntıyla gezdirdikten sonra dudaklarını yalayarak konuştu.

“Ben çıktıktan sonra hiçbir şey aynı olmayacak Ryan, beni asla yapmayacağım bir şeyle suçlayarak buraya girmeme sebep olan herkesten intikamımı alacağım. Daha önce olmadığım biri olacağım.” Kararlı ses tonu odanın içinde yankılandığında Ryan onu susturmak istedi. Dinleniyor olabilirlerdi.

While Your Lips Are Still RedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin