Yemek Masasında

107 5 0
                                    

Evet dediğim gibi onlar müslüman değillerdi ve yemeklerde ne olduğunu bilmiyordum. Sanırım dünyadaki en pimpirikli insan benim..

Çaktırmadan Mike'a sordum yemeklerin içlerinde ne olduğunu.  biliyorum bu yaptığım ayıp ama ben böyleyim napayım işte :) ...

Mike o Avustralya aksaniyla "Tabi ki yok. Sen rahatlıkla yiyebilir." dedi. Türkçe konuşabiliyordu ama görüldüğü gibi gramer kurallarını hiçe sayarak :) Sanırım bu kalacağım süre içinde ona Türkçe öğretebilirim.  Ama şunu iyi bilmesi lazım Türkçe ingilizce kadar kolay değildir hahaha :) Neyse yemeğe geçelim. Yemek fena değildi. Tabi ki annemin yemeğinin yerini tutamazdı.

Ben annemleri aramadım shit. çok merak etmişlerdir beni. annemler beni çok sever de  :)

Ama arayamam ki çünkü daha telefon almadım. Acaba samsungla yola devam mı etsem yoksa bana iPhone yolu mu görünüyor? Avustralya' da neredeyse herkeste bi iPhone var. O zaman ben de kararımı verdim iPhone alıyorum. Melbourne'de Melbournelü gibi yaşayacaksın değil mi ama :)) Sonra Mike'a dönüp "Dostum beni hemen en yakın apple store'a götür! " dedim. O da "Tamam dostum acelemiz yok" dedi. Ben de tamam dedim.  Ama öncelikle yanımdaki paraları Avustralya dolarına çevirmem lazımdı.   

Saat 3 buçuk gibi arabayla sahil yolundan apple store'a gittik. Sahil çevresinde gençler sevgilileriyle oturup konuşuyorlardı. neyse mağazanın onüne gelmiştik. Mağazaya girip telefonumu aldım. Ama Mike parasını bana ödetmedi.  Demek ki misafirpervelik sadece bize özgü değilmiş. Avustralyalılar çok sıcakkanlı insanlar.  Neyse, Mike "Gel dostum seni dolaştırmak istiyor ben." dedi.

Hayır benim artık şu Mike'a turkçeyi tam öğretmem lazım çünkü her konuşmasında gülmemek için zor tutuyorum kendimi :))

Derken,  karşıda kimi göreyim beğenir siniz?

...

Merhaba Australia !!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin