Hastanede Geçen Dakikalar

55 6 5
                                    

Gölde boğulan kişinin Yağmur olduğunu duyunca irkiliyorum. Bunu yapabileceği aklımın ucundan bile geçmedi doğrusu. Neden bunu yaptı ki ? Jane'le çıkmamızı bir yenilgi olarak mı algıladı acaba ?

Ben bunları düşünürken diğerleri de ambulans çağırıyorlar. Ben de Yağmur'un rahat nefes alabilmesi için kalabalığı dağıtmaya çalışıyorum.  Ambulans gelene kadar ilkyardım derslerinde öğrendiklerimi uyguluyorum. Ama buna rağmen hiç olumlu bir dönüt alamadım.

Nihayet ambulans geliyor kampüse.  Hemen sedyeyle ambulansın içine alıyor sağlık görevlileri Yağmur'u. Ben de ambulansa biniyorum hemen. Jane ve Mike da arabayla bizi takip ediyor.

Hastaneye ulaştığımızda apar topar yoğun bakıma alıyorlar onu. Çok uzun süre kalmış gölde kurtulmasının mucize olacağını söylüyorlar.

Kurtulması için dua ederken birden telefonumun  çalması ile irkiliyorum. Arayan Yağmur'un annesi,  Gönül teyze.

Ne diyeceğimi düşünmeden açıyorum telefonu.

"Merhaba,  Yağmur'dan haberin var ? Kaç saattir ulaşamadım ona."

"Evet biz hastanedeyiz. ..."

" Ona bişey mi oldu? "

Susuyorum bir süreliğine.

" O kendini göle atmış ve boğulmuş. Durumu kritik diyorlar şimdi ama ben yanındayım."

"Biz de ilk uçakla geleceğiz Avustralya'ya. "

"Bakın gerek yok ben yanındayım onun ge sizi de haberdar edeceğim olanlardan. "

"Hayır biz de geliyoruz. O sana emanet biz gelene kadar. Hadi orda görüşürüz. "

Telefon konuşmasından sonra Jane sinir krizine giriyor.  Onu sakinleştirmeye çalışıyorum. Olanlardan kendini sorumlu tutuyor. Bi kaç hemşire gelip onu bir odaya alıyor. Orda Jane'e sakinleştirici iğne yapıyorlar. 

Yağmur'un doktoru yoğun bakımdan çıkarken onun durumunu soruyorum.

" Ciğerlerindeki suyun bir kısmını almayı başardık. Fakat herşeye hazırlıklı olun. "

...

Yağmur'un annesi ve babası uçaktan inip direkt olarak hastaneye geliyor. Annesi ağlayarak "Kızım nerde?" diyor. Babası da annesinden farksız ama belli etmemeye çalışıyor. Onları bırakıp Jane'e bakmaya gidiyorum. O iğnenin etkisiyle mışıl mışıl uyuyor.

Bu arada Mrs Jennifer Mike'ı arıyor. Mike olanları ingilizce olarak anlatılıyor.  Annesi de hemen hastaneye geleceklerini söylüyor.  Mike'ın gereksiz görmesi nedeniyle gelmekten vazgeçiyorlar.

Gönül teyze beraberinde getirdiği Kur'an'ı okuyor kızının iyileşmesi için. Tam bu sırada doktoru geliyor yanımıza Yağmur'un yüzünde küçük bir tebessümle.

" Kızınız çok güçlü. Onu yoğun bakımdan çıkarıp normal bir odaya alacağız. Durumu iyiye gidiyor. "

Annesi ve babası çok seviniyor buna.  Ben de Jane'e bu haberi vermek üzere yanına giriyorum. Yeni uyanmış sanırım. Haberi duyunca o da seviniyor.

Bu geceyi hastanede geçiriyoruz.

Gece saat üç gibi bi hareketlilik seziyor gözlerim.  Yağmur'un annesi astım hastası ama telaşla ilaçlarını almayı unutmuş.  Astım krizi geçiriyor şu an. Neyse ki hastanedeyiz.  Hemen müdahale ediliyor. Durumunun iyi olduğunu öğreniyoruz.

Yağmur'un durumu ise aynı , ama daha iyi.

Jane bile yaşananları umursamıyor, kendi dinine göre dua ediyor Yağmur için.

Bekleyiş hala sürüyor ...

Merhaba Australia !!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin