İSTANBUL'A

26 11 2
                                    

Kaç efsaneye ev sahipliği yaptın ey yedi tepeli şehir? Kaç sevdayı gömdün mavi sularına, kaç vedaya şahit oldu surların? Sahi kaç dil bilir senin gibi bir şehir? Milletlerin senin kadar taptığı başka bir şehir daha var mı tarihte? Kaç şiir yazıldı, kaç şarkı bestelendi adına? Kaç benzetmen daha var 'taşı toprağı altın şehir'? Nedir seni alabildiğine ürkütücü ama bir o kadar da vazgeçilmez kılan?

Ya sen? Senin vazgeçilmezin hangisi? Tavşan kanı çayın mı, karbeyaz martıların mı, ekmek arası balığın mı, Kız Kulesi manzaran mı? Hangi yavrunu daha çok seversin; Sultanahmet'ini mi, Eminönü'nü mü yoksa Üsküdar'ını mı? Hangi milleti memleketlin sayarsın? Hangi geleni buyur etmedin gönülden? Uğruna en kanlı savaşlar dökülen ey nazlı dilber; sahi fatihin tek mi senin? Hangi ırkı, hangi dini, hangi mezhebi üstün tutabilirsin diğerinden? Sen ki hepsine aynı şefkatle açılan ana kucağısın, hangi yakarışa tıkayabilirsin kulaklarını?

Bugün bu satırları senden kilometrelerce uzakta yazsam da gönlümün en derinlerine kurduğun o görünmez taht ile yaşamayı öğrendim ben. Ne yüreğimi koyarak sevebildim seni;ne de ölümüne vazgeçebildim. En çocuksu yanlarımla sevdim seni bu yüzden en masum vedamı ediyorum sana. Sepet sepet yumurta sen sakın ola beni unutma!

Yağmurlu GünlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin