''Onu istemiyorum!''
''Yoonmi!''
''Bu benim doğum günüm ve onu istemiyorum!''
''Eğer böyle konuşmaya devam edersen--''
''Jiyong--'' Seungri adamın ufak kıza doğrulmuş işaret parmağını kavrayıp, elini aşağıya indirdi. ''--şöyle yapalım,'' Çocuk söylediğinde arkası kıza dönüktü, o yüzden adama doğru kaşlarını kaldırdı.Bu olayın uzayacağını biliyordu ve kızın doğum günü olduğu için bunu haketmediğini düşünüyordu. ''-ben eve gideyim ve yarın haberleşelim, tamam mı?''
''Seungri--''
''Baba!''
''Tanrım...'' Adam derin bir iç çekip yüzünü ovuşturduğunda, Seungri ceketini alıp ellerini havaya kaldırdı.
''Sorun yok.'' Çocuk, Jiyong'un bunu ondan daha fazla kafasına takacağını bildiği için gülümsedi. ''Sonra görüşürüz.''
''Seungri, ben--'' kapıya yöneldiklerinde adam bir şeyler söylemeye çalıştı çünkü bu durum gerçekten onun da canını sıkıyordu.
''Sorun değil.'' Seungri ona doğru uzanıp az önce sinirle dağıttığı saçlarını düzeltti. ''Bu onun doğum günü, somurtmayı kes.''
''Gerçekten üzgünüm.''
Çocuk gülmeye başlayıp kafasını salladı. ''Bunu görebiliyorum.''
''Hayır, ben gerçekten--''
''Doğum gününde onu bunun için azarlamayı düşünmüyorsun, değil mi?'' Seungri kaşlarını kaldırarak sorunca adam iç çekti. ''Bu benden şimdi olduğundan daha fazla nefret etmesine yol açar, Jiyong.'' birden başını eğip güldü. ''Tabii eğer bu mümkünse.''
''Seungri!''
''Sakinleş!'' Çocuk tekrar gülüp kapıdan biraz uzaklaştı ve ayakkabılarını giymeye başladı. ''Sadece biraz eğlenmesine izin ver--ve ah! Youngbae hyung'u aradın mı?''
''Ah--Siktir--''
''Biliyorum, ben aradım.'' Seungri doğrulup sırıttı. ''Kötü kelimeler kullanan bir yetişkin--''
''Kapat çeneni!'' Jiyong çocuğun başına vurduğunda, Seungri gülüp kapıdan biraz uzaklaştı.
''Ben de bu sayede biraz rahatlayıp senden kurtulmuş olurum.'' Adamla biraz daha eğlenmek üzereyken telefonu titreyince cebine uzandı.
''Kim?''
''Gizli sevgilim.'' Seungri sırıtıp telefonu salladı. ''Büyük ihtimalle seninle işimin ne zaman biteceğini--''
''Seungri!'' Adam ona vurmak üzereyken çocuk hızla geri çekildi.
''Riri!''
''Oh--yavaş yavaş!''
''Selam, dostum.'' Youngbae, Seungri'nin üzerine atlayan kızını umursamadan Jiyong'a sarıldı.
''Yorgun görünüyorsun.'' Jiyong söyleyince Youngbae iç çekti.
''Şunu görüyor musun?'' Seungri'nin boynuna sarılıp bir şeyler anlatan ufaklığı gösterdi. ''O bir canavar.''
Jiyong gülüp gözlerini devirdi.
''Ji Eun!''
''Tanrım-- artık bağırmayı keser misiniz?''
Arkadaşının sesini duyan Yoonmi hızla kapıya koştu.
''Hey!'' Kız bir an kollarını Seungri'den çekip kapıya yönelmek istedi ama yarı yolda durup tekrar çocuğa döndü.
''Sen gelmiyor musun?''
