Multimedya Masal
Gelen seslerle uyanıp yatakta esnedim."Günaydın kızım"masada oturan salih amcaya içten bir gülümseme gönderdim. "günaydın salih amca" Ayaklarımı yataktan aşağı sarkıtıp etrafa göz gezdirdim. Poyrazı göremeyince yataktan çıkıp salih amcanın yanındaki sandalyeye oturdum. "Poyraz nerde?"Yeni doldurduğu sıcak çayı önüme koyup kapının hemen yanındaki pencereye bakıp gülümsedi."Hah geliyor oda"Arkamdaki pencereye dönüp hızlı adımlarla kulübeye gelen poyraza baktım.Üzerinde siyah kazaktan başka birşey yoktu,soğuktan ölmediği için şükretmeliydi.Önüme dönüp çayımı büyük bir iştahla içmeye başladım. Poyraz içeri girdiğinde Salih amca diğer odadaydı."Neredeydin?"gözleri bir süre odada gezdikten sonra bana baktı" montun ceplerine bak içinde kâğıt varmı?"Dediğini ikiletmeyip ellerimi montun cebine daldırdım,sinirli görünüyordu "Birşey yok" elini saçlarının arasından geçirip derin bir nefes aldı. "Kalk" oturduğum yerden ona bakmaya devam ettim.Bir şey demek için ağzını açtığı sırada salih amca elinde bir tabakla yanımıza geldi. "Geç oğlum sana da bir çay doldurayımda için ısınsın." "eyvallah dayı biz gidelim artık" "olur mu hiç öyle geç otur oğlum" Poyrazın Salih amcaya ters birşey demesinden korktuğum için hemen araya girdim."Salih amca biz gitsek iyi olur."Poyraz kapıya çıkarken yerimden kalkıp yatağı acemice toparlamaya çalıştım. O sırada yastığın altından bi kâğıt düştü sanırım poyrazın aradığı kâğıttı.Kağıdı yerden alıp pantolonumun arka cebine sıkıştırdım.Poyrazın dışarıdan bana seslenmesiyle koşarak dışarı çıktım. Salih amcayla vedalaşıp beni beklemeden giden poyrazın peşinden paytak paytak yürürken aklıma kâğıt geldi. "Poyraz!" tabiki yürümesine devam etti. Cebimden kağıdı çıkarttım.Kağıda bakacağım sırada poyraz hızla elimdeki kağıdı alıp sinirle bana baktı"yalan söyledin demek" "hayır kağıdı çıkarken yatağın içinde gördüm." Doğru söyleyip söylemediğimi anlamaya çalışır gibi bir süre gözlerime baktı ve önünü dönüp tekrardan yürüdü. Arkasından öylece bakarken o kağıdın ne olduğunu iyice merak etmiştim.
Araba görüş alanıma girince poyrazı umursamayıp koşarak arabaya bindim. Arabanın içi sıcak olmasada dışarısı gibi soğukda değildi.Arabada poyrazın gelmesini beklerken bu arabanın dünkü araba olmadığını fark ettim. Poyraz arabaya binince her ne kadar sormak istesemde dün yaşadıklarımız aklıma gelince sustum.Muhtemelen sabah ben uyurken halletmişti.
"Sakın birdaha dün yaptığın gibi saçma şeyler yapmaya kalkma" dün olanlar gözümün önüne gelirken Poyrazdan korkmam gerektiğini bir kez daha kendime hatırlattım. "tamam" başımı ona çevirip yüzünü incelemeye başladım. Yeşilin en güzel tonuydu gözleri. Yüz hatları oldukça sertti, tıpkı kendisi gibi. Gözlerimi tekrardan yola çevirirken acaba bana ne yapacak diye geçirdim içimden.Sahi ne yapacaktı beni. Ne işine yarardım ki. Babamın Kaya ya dediği şey geldi aklıma. 'her işinize yarar' demişti.Gözlerim yanmaya başlamıştı.Bu adamın önünde ağlamak istemiyorum. Daha fazla küçük düşmek istemiyorum.Gözümden akan yaşları hızla silerken deminden beri sıktığım avuçlarıma baktım.Ne kadar aptaldım, tırnaklarımı avuçlarıma geçirince kalbimdeki acıyı unuturum sanıyordum.Çocukluğumdan beri böyleydim.Çiziklere baktım kimisi geçmek üzereydiler, kimiside kanıyordu henüz.Kendime acıyorum..
"Torpido yu aç" uzun süren sessizlik poyrazın sesiyle bozulmuş kendi içimdeki savaştan beni almıştı. Kaşlarımı çattım. Sesi beni ürpertiyor. Öne doğru eğilip torpidoyu açtım. "Silahı ver" dediği şeye istemsizce kaşlarım kalkarken yeşillerini yoldan ayırıp bana baktı. "Ver şunu" iyice eğilip torpidoyu karıştırdım. Kağıtlar,dosyalar ve. Silah. Korkarak silahı alıp Poyraza döndüm.Beni öldürmezdi değilmi. Silahı elimden alıp pantolonunun kemer kısmına koydu. Yaklaşık beş dakika sonra araba durdu. "İn." kemeri açıp arabadan indim. Oda hemen peşimden arabadan çıktı.Etrafta pek kimse yoktu. Sakin bir yerdi. Poyraz yanımdan geçerken durdu kafasını dikleştirip önünde durduğumuz eve baktı.Dudaklarında bir gülümseme görür gibi oldum. Ama bu çok kısa sürdü. Sonra yeşillerini bana dikti gözleri donuktu hiç birşey anlatmıyordu. Oysa gözler anlatmazmı dudakların anlatamadığını. "Yeni evine hoşgeldin Masal Dalkıran."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SATILMIŞ
Romance"Bu ne?" "Kurtulman için bir şans veriyorum" "Kurtulmak istediğimi kim söylemiş" "Ara!" sesi boş odada yankılanırken urkekce telefona doğru uzandim "Sadece bir şansın var iyi değerlendirm ve seni buradan kurtarabilecek güvendiğin birini ara." telef...