1. Bölüm

39 9 0
                                    

Gecenin en dorukların da yine irkilerek uyandım son bi ayda olduğu gibi. Yatağın ucuna oturup siktiğimin bilmem kaçıncı sigarasını yaktım yarım saat içinde, yağmur damlaları pencereye ufak ufak çarpıp aşağıya doğru süzülüyordu, bi kaç dakika sadece onu izledim ve bana hiç ama hiç benzemeyen ben ne kadar suskunsam o, o kadar çenesi düşük olan iç sesim yine konuşmaya başladı

'Acizsin'

Gerçekten merak ediyorum ne zaman beni iyi hissettirecek bişey söyleyecekti ki. Ne ara sabah olmuştu ne zamandan beri burda öylece oturuyordum bilmiyorum. Alarmın sesiyle saatin 7 olduğunu anladım. Normalde tam şuanda bi annenin gelip 'Hadi oğlum kalk kahvaltı hazır' demesi gerekiyodu demi, işte benim boktan hayatımda öyle bişey yoktu Anne figürü yoktu. Hızla giyinip çıktım evden, her zaman ki gibi üzerimde okul formasıyla. Formanın ceketini kullanmazdım kış ayların da bile, genellikle üzerine bi kapşonlu ve deri mont giyinirdim bugün de olduğu gibi. Ekim ayında olduğumuz için ister istemez montumuda almak zorunda kalıyordum yanıma. Bi zamanlar fetişim diyebileceğim desenli maskemi artık boynuma değil bileğime bağlıyordum. Benim için mânevî değeri vardı. Ömer'lerin evi bize yaklaşık 5 dakika uzaklığındaydı evlerinin önüne geldiğimde cebimden telefonumu çıkarıp WhatsApp grubumuza mesaj attım.

YÖBU WhatsApp grubu.
Yekta : Ömer aynaya çektirdiğin işkenceyi bitir ve çık evden...
Ömer : Aynalar ağlıyor oğluuum onları bırakınca
Batu : Yekta onu bırak bannaaa geeeel 😃😃

Yazınca istemsizce gülümsedim. Aslında sadece onlarla gülümsüyordum onların yanında mutlu oluyordum ne kadar mutluluk nedilirse buna. Batuların evi teorik olarak okula en yakın olandı o yüzden en son onu alıyorduk. Batu benim ilk arkadaşımdı 5 yaşımızdan beri arkadaştık. Elim titrediğinde telefonuma bi mesaj daha geldiğini anladım tuş kilidini açıp mesaja baktım yine Batuydu.

Batu : Yektacığım fikrini değiştirmek gibi olmasın ama Utku bizde ve şuan bize gelirken köşedeki pastaneden senin favori böreğinden almış onu gömüyoruz
Batu : Neyse sen yine de Ömer'i bekle 😃😃😃

Beni nerden vuracağını iyi biliyodu pezevenk. Bi dakika bi dakika Utku mu dedi o?

Ömer : Oha lan Utku mu geldi
Utku : Süpriz yapıyım dedim hepinize ama sığırsın ya sen olmadı
Ömer : Ay bebeğim benim seni yerum yerum öperimg yalaruum
Utku : Ömer an itibariyle tiksindim lan senden

Utku ve Ömer de bizim mahalledeydi ama onlarla ilkokula başladığımızda tanışmıştık ve o gün bugündür arkadaştık. Utku çok iyi Basketbol oynuyordu ve ailesi bunu daha da geliştirmesi için onu bi kampa yollamışlardı üç hafta süreceğini söylemişti. Ama henüz üç hafta olmadı...
Batuların evinin önüne gelene kadar bi kaç kez daha telefonum titredi. Evleri 5 katlı bi apartmanın 3. katıydı hızla merdivenleri tırmanmaya başladım çünkü asansör yine bozuktu. Yılın 360 gününde olduğu gibi. Kapının ziline bastıktan 15 saniye sonra kapıyı Batu'nun annesi Melike Teyze açtı.
"Hoşgeldin oğlum " dedi gülen yüzüyle, çok içten ve cana yakın bi kadındı beni de çok severdi "Koştun mu sen.... ne bu hal" dedi biraz endişeli bi ses tonuyla. En muzip gülümsemelerimden birini taktım yüzüme "Ah be kuzum ben seni düşünüp bu canavarlar saldırmadan ayırdım senin için börek" deyip eliyle mutfağı gösterdi.

Dedim ya o hep beni düşünürdü tıpkı Annemmiş gibi, beni ve Batu'yu hiç ayırmadığını söylerdi. Hiç unutmam bi keresinde 6 yaşlarındayız Batuların apartmanının önünde oynuyoruz o zamanlar bitek Batu ile arkadaştım, Melike teyze alışverişe gitmişti geldiğinde hep beraber evlerine çıkmıştık Batu'ya beyaz üzerinde Superman baskısı olan bi tişört almıştı Batu tişörtü görünce çok sevinmişti en sevdiği süper kahraman Superman'di hızlıca üzerindeki tişörtü çıkarıp onu giymeye başladı. Ben onları izlerken poşetlerin içini bir kez daha karıştırdı Melike teyze ve mavi bi tişört daha çıkarttı "Gel bakalım Yektacığım" dedi o yumuşak ses tonuyla, çekinerek yanına gittim üzerime tuttu elindeki yine Superman baskılı olan tişörtü "Aynı renk alacaktım ama bu rengin gözlerinle daha uyumlu olduğunu görünce dayanamadım bunu aldım İnsallah beğenirsin." O an o kadar çok içim acımıştı ki sanki böyle kağıt kesiği gibi. Tabi o zaman çocuğum içimdeki şeye bi anlam veremedim hiç bişey anlamadım çok mutlu oldum sadece, ona kocaman sarıldım. Sessiz sakin bi çocuk olduğum için çok şaşırmıstı ve o da bana sarıldı o an ilk defa bi anneye nasıl sarınılır bi anne evladına nasıl sarılır anladım. Bunu her düşündüğümde içimden 'neden anne neden' diyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 16, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ölü AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin